Hayallerimi besleyen seyahat.. Yaşamın anlamını
yeni bir kent gezince hissediyorum. Çok yer gördüm ama hala yetmiyor, yetmiyor.
Çok yer gezdim ama bazı kentler benim için çok çok özel. Avrupa’da Barselona,
benim için bir sihirli şehirdir. Picasso’nun gözüyle baktığım daracık
sokakları, loş pastaneleri, perdeli uçuşan balkonları ile benim kentimdir
orası. Asya’da ise favorim daha çok. Her akşam üstü kaldığım otelin terasının
önünden geçen kartalı ve yarasa sürüleri ile Udaypur, kalabalık çarşıları ile
baharat kokusu ile Bombay.. Hayatımda yediğim en güzel suşiler ile Saygon. Muhteşem
tapınakları ile Kyoto… Ve uçsuz bucaksız pirinç tarlaları ve olağanüstü
seramonileri ile bir film gibi geçen Ubud günlerim…Ubud’da bir ağaç kulubede
kaldım ve Mısır koçanları içinde bir duşta yıkanıyordum. Duşun tepesine ben
yıkanırken, rengarenk kuşlar geliyor, duvarın tepesinden koca kertenkeleler
bana bakıyordu. Dedim cennet bu olmalı? Lizbon’da gece yarısı, ıssız sokaklarda
dolaşıp, karşıma aniden çıkan küçük bir fado barın önündeki kaldırımda oturup,
fado dinlediğim geceyi de unutamam. New York’un caz klüpleri kadar etkileyici
Prag’taki caz kulubü de unutamam. Müzik, yemek ve insanların izini sürerim,
gittiğim kentlerde. Yabancı kentlerin cafelerinde geçen yalnız saatlerde,
alınan notlar, izlediğim insanlar, kendi yaşadığım aşk darbeleri. Pavese ve
Tezer Özlü okumayı çok severim.
Günlüğünüz karşısında ruhen çırılçıplak kalmayı göze alabileceğiniz belki de tek dostunuz.
13 Kasım 2021 Cumartesi
Para kazanma sebebim seyahat..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder