31 Temmuz 2018 Salı

kansızlığın 3 önemli belirtisi


Anemi hastalığı vücuttaki demir eksikliğinden meydana gelir. Kansızlık olarak da bilinmektedir. Fark edilmediği zaman yumuşak bir şekilde gerçekleşir. Ancak vücuttaki demir eksikliği arttıkça, kansızlık belirtileri de yoğunlaşarak artacaktır.
Kansızlığın belirtileri, anemi çeşidine göre değişiklik gösterse de, altında yatan sebebe göre menstrual problemler, ülser, iç kanama veya kanser gibi çeşitli hastalıklara sebep olabilmektedir. Ancak belirli semptomlar farkedilebilirdir. Vücut belirli bir iç direnç ile hastalığı karşılamakta ve karşı koymaktadır. Başlangıç ve gelişme aşamasındaki anemi tespit edilebilir ve tedavi edilebilme özelliği göstermektedir.
Genel olarak kansızlık, kanda bulunan kırmızı kan hücrelerinin eksikliği olarak tanımlanır. Aynı zamanda doktorlar tarafından bazen kan eksikliği olarak ifade edilir ve bu sebepten dolayı halk arasında kansızlık ismi ile bilinmektedir. İnsan kanı 2 kısımdan oluşmaktadır. Bunlar, plazma olarak adlandırılan sıvı kısım ve hücresel kısımdır. Hücrelerde bulunan kısım hücre tipine göre pek çok farklı isim almaktadır. En önemli kısım ise kırmızı kan hücrelerinin bulunduğu kısımdır. Kırmızı kan hücrelerinin görevi oksijeni akciğerlerden vücudun diğer kısımlarına aktarmaktır.
Kırmızı kan hücreleri bir kısım kompleks ve spesifik adımlardan geçerek üretilir. Üretim maddesi ise kemik iliğidir. Ek olarak olgunlaşma aşamasındaki tüm adımlar tamamlandığında kan dolaşımına katılırlar. Hemoglobin molekülü de kırmızı kan hücrelerinin fonksiyonel bir kısmını oluşturur. Diğer vücut hücrelerinin aksine kırmızı kan hücrelerinde nükleus bulunmamaktadır.
Kansızlığın Sebepleri Nelerdir?
  • Kansızlığın sebeplerinden biri kan kaybıdır. Ağır menstrual kanamadan dolayı veya ciddi yaralanmalardan dolayı meydana gelen kanama anemiye sebep olur.
  • Bir diğer sebep ise demir eksikliğinden kaynaklanır. Kemik iliği, kırmızı kan hücresi üretebilmek için demire ihtiyaç duymaktadır. Hemoglobin molekülü oluşumu için demir, büyük bir öneme sahiptir. Yeme alışkanlığından ya da başka bir sebepten dolayı yeterli miktarda demir alınamaması durumunda kansızlık oluşur.
  • Kronik sebeplerden dolayı da anemi oluşabilir. Uzun süreli sağlık şartları dolayısı ile kansızlık meydana gelir. Anemi çeşidine göre kanser veya kronik enfeksiyon gibi rahatsızlıklar meydana gelebilir.
  • Anemi ayrıca böbrek rahatsızlıkları ile de ilişkilidir. Böbreklerden salgılanan erythropoietin isimli bir hormon, kemik iliğinin kırmızı kan hücresi yapımına yardımcı olur. Böbreklerde yaşanan birtakım sorunlar sonrası bu hormon salgılanamaz ve kırmızı kan hücresi üretiminde azalmalar meydana geleceğinden anemi oluşumu kaçınılmaz bir hal alır.
  • Hamilelik sırasında alınan bol miktardaki sıvı kanın seyrelmesini sağlar. Bu duruma vücut tepki olarak kansızlık ile karşılık verir.
  • Kırmızı kan hücrelerinin üretilebilmesi için vitamin ve minerallerin yeterli miktarda alınması gerekmektedir. Hemoglobin üretimi için gereken elementler ise folat, demir ve B12 vitaminleridir. Bunların yetersiz olarak alınması durumunda yeterli miktarda kırmızı kan hücresi üretimi olmaz ve bu durumda kansızlık oluşur. Ayrıca alkol tüketimi de vücut için toksin işlevi görür ve kırmızı kan hücrelerinin üretimini yavaşlatır. Bu durum yine aynı şekilde kansızlığa sebep olur.
Kansızlık Belirtileri Nelerdir?
Düşük seviyedeki kırmızı kan hücrelerinden dolayı yeterli oksijen dokulara iletilemez. Bu yüzden çok farklı çeşitlere sahip anemi hastalıkları oluşur. Bu hastalığın altında yatan pek çok etmen vardır. Yumuşak seviyede olanlarına vücut kendiliğinden adapte olur. Bu tipteki kansızlık çeşidini yenmesi daha kolay olur. Ancak genel olarak 3 farklı duruma göre kansızlık çeşitleri incelenmektedir. Bunlar genel anemi belirtileri, ciddi anemi belirtileri ve kişisel anemi belirtileridir. Yazımızın devamında ayrıntılı bir şekilde kansızlık belirtilerini inceleyebilirsiniz.
1.Genel Anemi Belirtileri
Genel semptomlardır çünkü kansızlık hastalığına yakalanıldığında geleneksel olarak gerçekleşen durumlardır. Her durumda olduğu gibi çeşitli istisnalar olabilir. Bu belirtiler ise sürekli bir yorgunluk hali, enerji seviyesinde sürekli azalmalar, zayıflık ve bitkinlik, nefes darlığı yaşanması, sersemlik ve solgun görünme gibi etmenlerdir.
2.Ciddi Anemi Belirtileri

Genel durumların haricinde, kırmızı kan hücrelerinin üretiminin durmaya yaklaşması ile anemi hastalığı ciddi seviyelere ulaşmaktadır. Bu durumda belirtiler de artarak devam edecektir. Bunlar göğüs ağrısı, kalp krizi, faranjit, baş dönmesi, baygınlık geçirme veya kalp atış hızında artışa sebep olan etmenlerdir. Ani şekilde gerçekleşebilir. Bu yüzden derhal bir sağlık kuruluşundan yardım alınmalıdır.
3.Kişisel Anemi Belirtileri
Bu belirtileri diğer belirtilerden ayıran en önemli özellik kişinin yaşına, boyuna, kilosuna, çevresel etmenlere ve diğer değişkenlere göre farklılık göstermesidir. Bu belirtiler farkedilmeden gerçekleşir ve anlaşılması güçtür. Çünkü diğer rahatsızlıklar ile karıştırılır. Bu semptomlar kalp atış hızında artış, düşük kan basıncı, nefes alma hızı artışı, solgun veya soğun bir cilt, kalp hırıltısı ve dışkı renginin siyaha dönmesi şeklinde gerçekleşir. Kişiden kişiye değişiklik gösterebilen belirtilerdir.
Ne Zaman Tıbbi Yardım Alınmalıdır?
Anemi belirtileri, diğer hastalıkların altında yatan etmenlerdendir. Tamamen doktor gözetiminde hastalık tedavi edilmelidir. Gözetim altında gerekli testler yapılır. Yukarıda yer alan belirtiler görülmeye başlandığında durumun ciddiyetine göre yardım alınmalı ve bir sağlık kuruluşuna gidilmelidir. Özellikle yaşlı kimselerde kalp veya akciğer rahatsızlıkları ile karıştırılan anemi belirtileri konusunda çok daha dikkatli olunmalıdır.
Kansızlık Teşhisi Nasıl Yapılır?
Tüm kan sayısını kontrol etmek amacı ile uzman bir doktor tarafından alınan kan ile kansızlık tespiti kolay bir şekilde yapılmaktadır. Yapılan testlerin sonuçlarına göre doktor tarafından daha fazla test talebinde bulunulabilir. Bunun amacı hastalığı kesin olarak teşhis edebilmektir. Ayrıca fiziksel testler ve tıbbi geçmiş de anemi tespitinde önemli bir rol oynamaktadır. Aile baskısından dolayı saklanabilen tıbbi geçmiş sonucu anemi teşhisi doğru olarak yapılmayabilir. Bu da doktorların yanlış yönlenmesine ve sonuç olarak hastanın yanlış tedavi alarak daha kötü bir duruma girmesine sebep olacaktır. Yapılan testler şu şekildedir.
  • Kan Sayısının Ölçülmesi: Genellikle kansızlığın ciddiyetinin ve tipinin tespit edilmesi için yapılır. Hastadan kan alınarak kırmızı kan hücresi sayısı ve hemoglobin sayısı tespit edilir. Böylece hastalığın ilerleme sürecine göre gerekli tedavi işlemleri başlatılır.
  • Dışkı Hemoglobin Testi: Dışkıda kan olup olmamasına bakılarak, midede veya bağırsaklarda kanama durumu kontrol edilir.
  • Demir Seviyesi: Kansızlık aslen vücutta gerekli seviyede demir bulunmamasından kaynaklandığı için, vücutta bulunan demir seviyesinin kontrolünün yapılması gerekir. Transferrin ve ferritin gibi vücudun demir depolama kapasiteleri test edilir.
  • Yapılan diğer kontroller ise B12 vitamini seviyesi, kurşun seviyesi, hemoglobin elektrofezi, akciğer fonksiyon testi, böbrek fonksiyon testi ve kemik iliği biopsisidir. Tüm bu kontroller ile anemi teşhisi ve seviyesinin kontrolü yapılır.
Kansızlık Tedavisi Nasıl Yapılır?
Kansızlık tedavisi genellikle evde ve ilaç tedavisi şeklinde gerçekleştirilir. En önemli nokta ise doktor reçetesinin dışındaki ilaçların kullanılmamasıdır. Yan etkilerden dolayı anemi rahatsızlığı ilerleme kat eder ve herhangi bir iyileşme gösteremezsiniz. Gerekli ilaçların alınması ile kansızlık kontrol altında tutulur ve iyileşme süreci gerçekleşir. Örnek olarak anemi, mide ülserinden kaynaklanıyor ise aspirin ve ibuprofen gibi ilaçların kullanımından kaçınılmalıdır. Ancak ileri ve ciddi seviyedeki anemi tedavisi doktor gözetiminde yapılmaktadır. Çünkü bu hastaların hayati riskleri dahi bulunmaktadır.

30 Temmuz 2018 Pazartesi

toksin vücuttan nasıl atılır


Karaciğer, bağırsaklar, böbrek, akciğer ve deri başta olmak üzere pek çok organ, toksinlerin uzaklaştırılması işleminde görev alır…. Karaciğerinizi korumak için öncelikle doymuş yağlar, rafine şeker ve alkolden uzak durmalısınız.
Karaciğer, bağırsaklar, böbrek, akciğer ve deri başta olmak üzere pek çok organ, toksinlerin uzaklaştırılması işleminde görev alır. Karaciğerinizi korumak için öncelikle doymuş yağlar, rafine şeker ve alkolden uzak durmalısınız.
İnsanlar bunun dışında topraktan, sudan, soludukları havadan ve aldıkları gıdalardan dolayı da toksik ve zehirleyici maddelerin etkisi altında kalmaktadırlar.
TOKSİNLERİN VÜCUDA BİRÇOK ZARARI VAR
Hava kirliliği, çevre kirliliği nedeniyle içme sularında kurşun, cıva gibi ağır metaller, kafein, alkol, yağlar, bilinçsizce kullanılan ilaçlar sağlıksız katkılar içeren beslenme sistemi bağışıklık sisteminin azalmasına, hormonal dengesizliklere, yaşamın ileri dönemlerinde kalpdamar problemlerine, eklem hastalıkları, aşırı kiloya, diyabete hatta kanser gibi çok çeşitli hastalıklara neden olabilir.
Toksinlerin zararlı etkileri vücudunuzda genellikle, yorgunluk, bitkinlik, kendini iyi hissetmeme, aşırı uyku ya da uykusuzluk, kas ve eklemlerde gerginlik, sinirlilik gibi ruhsal veya fiziksel sağlık sorunları olarak kendisini hissettirir.
Pancar ve havuç: Çok iyi bir antioksidan olan beta karoten ve C vitamini bakımından zengindir. Çok güçlü bir toksin temizleyicidir.
Enginar: Kolesterolün düşürülmesinde ve karaciğer detoksunda etkili bir sebzedir.
Susam ve tahin: Karaciğeri alkole karşı korur.
Yeşil yapraklı sebzeler: Klorofil ile karaciğeri ağır metallerin etkilerinden korurlar.
Hindiba ve tere: Safra üretimini ve akışını artırır.
Elma: Sindirim sisteminin toksinlerden arınmasına yardımcıdır.
Ceviz: Arjinin ile karaciğeri korur, aynı zamanda omega 3 içerir.
Somon balığı, ton balığı: Omega 3 içeren yağlar karaciğerin dostudur.
Zerdeçal: Karaciğer için favori bir baharattır.
Limon ve greyfurt : Limon, zengin C vitamini içerir. Vücudun bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, safra üretimine yardım eder, mide ve barsaklar üzerinde etkilidir.
Avokado: Glutatyon içeriği ile karaciğere zarar veren toksinlere karşı etkilidir.
Sarımsak ve soğan: Bağışıklık sistemini güçlendirdiği için detoks programının olmazsa olmazıdır. Soğanın ve sarımsağın içinde yer alan kükürt bileşimi Alicin kan dolaşımını uyarır, sindirimi harekete geçirir. Vücuttaki fazla suyun atılmasını sağlar ve karaciğerden toksinleri atılmasında yardımcı olur.
Yeşilçay : Yüksek oranda antioksidan içerir, kalp sağlığımızı destekler, sindirime yardımcı olarak kan şekerini ve vücut sıcaklığını ayarlar. Metabolizmayı hızlandırır, yağ oksidasyonunu artırırlar.
Turpgiller (Beyaz ve kırmızı lahana, şalgam, kırmızı turp, pancar, Brüksel lahanası, kanrabahar): Detoks sistemini güçlendiren antioksidan vitamin ve mineralleri bol miktarda ihtiva ederler. Doku hasarına neden olan serbest radikallere karşı vücudu korurlar. Vücudu toksinlerden temizleyici, güçlendirici ve destekleyici besin elemanlarından zengin sebzelerdir.
KARACİĞER VE TOKSİNLERE KARŞI DESTEKLEYİCİ BESLENME ÖNERİLERİ
Doğada özellikle sebze ve meyvelerde bol miktarda mevcut olan bazı vitamin ve mineraller, polifenoller, flavonoller, antioksidan kaynaklarıdır.
En yaygın olarak bilinen antioksidanlar ise A, C ve E vitaminleri, likopen, flavonoidler, Beta-karoten, selenyumdur.
Karaciğer için beslenmemizde yer alacak besinler, karaciğerin detoksifikasyon (organizmanın kendisine zararlı olan toksik maddelerden temizlenmesi) sürecine yardımcı olmalı ve serbest radikallerin vücut üzerindeki zararlarına karşı koruyucu olan antioksidanlar içermelidir.
Beta-karoten ve E vitaminleri karaciğerin toksinlerden arınmasına yardım eder.

29 Temmuz 2018 Pazar

Eviniz İçin Rahatlatıcı Renk Kombinasyonları


Mavi ve beyaz
Sade ve sakinleştirici! Mavi ve beyaz eviniz için mükemmel bir rahatlatıcı renk eşleşmesidir. Mavi, size suyu ve berrak gökyüzünü hatırlatır, beyaz ise temizliği, saflığı ve tazeliği. Bu renk kombinasyonu özellikle yatak odalarına ve banyoya hatta mutfağa çok yakışır.

Deniz köpüğü yeşili ve deniz mavisi
Kaçınız denizin mükemmel sakinleşme yeri olduğunu düşünüyor? Eminiz ki birçoğunuz! Bu nedenle, bu iki renk mükemmel bir kombinasyon oluşturmakta.

Açık pembe ve çikolata kahverengisi
Eğer bir romantikseniz bu kombinasyonu çok seveceksiniz. Bu renkler salonda ve oturma odasında oldukça hoş dururlar.

Lavanta ve koyu mor
Lavanta ve koyu mor ya da mürdüm eriği rengi gerçekten de dikkat çekici bir ikili. Daha özel bir efekt yaratmak için; mumları ve vazoları bu iki renkte fakat farklı yüksekliklerde alın ve raflarınızı süsleyin.

Limon sarısı ve mandalina
Mutfak veya antre için mükemmel bir ikili!

Nane yeşili ve şarap rengi
Nane yeşili soğuk ve göze batmayan bir renkken, şarap rengi drama ve sofistike bir görünüm sağlıyor. Bu ikiliye krem rengini de ekleyerek güzel bir üçlü oluşturabilirsiniz.

Krem ve çivit mavisi
Şehir temalı bir renk kombinasyonu arıyorsanız bu, size uygun bir ikilidir. Yumuşak krem rengi odayı aydınlatırken, çivit mavisi mekana sofistike bir hava katar.

Koyu kırmızı ve altın
Bu seksi renk kombinasyonu tam yatak odasına göre!

28 Temmuz 2018 Cumartesi

ananasın faydaları


Tropikal bir meyve olan ananas, inanılmaz tatlı suyu ile canlı bir lezzettir. Amerika’da muzdan sonra en popüler 2. tropikal meyve olarak tüketilmektedir. Asıl sezonu Mart ile Haziran ayları olmasına rağmen, yerel manavlarda tüm yıl boyunca bulabilirsiniz. Ananas merkezi bir çekirdek etrafında meyve tabakasının ardından, çiçek yapraklarına benzer katı yapraklardan meydana gelmektedir. Büyük bir silindirik şekle sahip, pullu yeşil, kahverengi ve sarı kabuklara sahip mavi-yeşil yapraklı ve sarı renkte etli bir tropikal meyvedir. Meyvenin tabanında şeker miktarı daha fazla miktarda bulunmakta ve daha tatlı bir lezzeti barındırmaktadır.
Ananasın sağladığı besin değerleri hakkında bilgi verecek olursak. C vitamini ve manganez bakımından zengin, tropik bir tedavi meyvesidir. Ayrıca diyet lif ve bromelain adlı bir enzimi de barındırmaktadır. İçerisinde bulunan manganez, antioksidan savunması için hayati önem taşımaktadır. Bir diğer faydalarından biri de tiamin ve B vitamini içermesidir. Bu maddeler enerji üretiminde önemli bir role sahiptir. Tüm bu saydığımız besin değerlerine rağmen bir porsiyon ananas sadece 82 kalori içermektedir. Düşük sodyum, sıfır-kolesterol ve sıfır-yağ içermektedir. Ancak 16 gram kadar bir miktar şeker içermektedir.
Ananasın Faydaları Nelerdir?
Ananasa ait genel bir özet geçip bu bilgileri verdikten sonra şimdi de ananasın faydaları, fazla tüketilmesi sırasında oluşabilecek yan etkileri ve son olarak da besin değerleri tablosuna ait bilgileri siz değerli okurlarımız ile paylaşıp, yazımızı noktalayacağız.
1.Serbest Radikaller
Serbest radikal olarak isimlendirilmiş bu hücreler zararlı hücrelerdir. Kontrolsüz bir şekilde büyüyerek başta kanser olmak üzere kötü hastalıklara sebep olabilirler. Bu serbest radikaller vücutta serbest halde dolaşmaktadır. Bu durumu önlemenin yolları arasında bol miktarda antioksidan almak gerekir. Alacağınız bol miktardaki antioksidan, bu serbest radikaller ile savaşarak hastalıklardan uzak durmanızı sağlayacaktır. Ananas tüketerek, bu antioksidanları vücudunuza alabilir ve serbest radikaller ile savaşmada vücut direncinizi arttırabilirsiniz.
2.Soğuk Algınlığı
Gribal enfeksiyona dayalı hastalıklar genelde vücut direncinin düşmesi sonucu meydana gelir. Bedeniniz zayıf kalır ve bu tip hastalıklar ile savaşamaz. Bu durumu önlemenin en iyi yolu şüphesiz ki bol miktarda C vitamini almaktan geçer. Bu ihtiyacınızın bir kısmını ananas tüketerek sağlayabilirsiniz. Sonuç itibari ile C vitamini alımı ile hastalıklar ile daha iyi savaşarak, grip ve öksürüğün önüne geçebilirsiniz.
3.Kemikler
Günlük belirli miktarlarda ananas tüketerek manganez ihtiyacınızın yaklaşık yüzde 73’ünü karşılayabilirsiniz. Manganezin bol miktarda tüketilmesi de kemik sisteminizin daha güçlü bir hale gelmesini sağlayacaktır.
4.Makula Dejenerasyonu

Yetişkin insanların görme yetisinin azalması, okumada ve tanımlamada bazı sorunlar yaşamasına makula dejenerasyonu denir. Göz sağlığınızı korumak için beta-karotene ihtiyacınız vardır. Beta-karoten ihtiyacınızı da ananas tüketerek sağlayabilirsiniz.
5.Sindirim Sistemi
Daha sağlıklı bir sindirim sistemine sahip olmak için ananas tüketimine özen gösteriniz. İçerisinde yer alan bromelain enzimi, C vitamini ve diyet lifi ile birlikte sindirim sisteminizi güçlendirecek ve daha sağlıklı bir sindirim sistemine sahip olacaksınız.
6.Hipertansiyon
Yüksek tansiyon olarak da bilinen hipertansiyon, kan basıncının kontrolsüz bir şekilde artması sonucu meydana gelir. Hipertansiyon rahatsızlığının önüne geçmek için ise vücudunuzda bulunan potasyum seviyesini arttırmalı ve sodyum seviyesini düşürmelisiniz. Ananas tüketerek bu işlemi sağlayabilirsiniz.
7.Cilt
Ananasın cilde olan etkilerini alt paragraflar halinde inceleyerek daha detaylı bilgiye sahip olabilirsiniz.
Akne tedavisinde ananas önemli bir role sahiptir. İltihaplı ve akneye sahip olan ciltlerde içten ve dıştan bir tedavi olarak ananası önerebiliriz. Bromelain, iltihap önleyici bir enzimdir ve C vitaminin etkilerini arttırmaktadır.
Daha kırışıksız ve genç bir cilde sahip olabilmek için ananas tüketmeniz gerekmektedir. Bu tropikal meyve vücudunuzdaki kolajen sentezini arttırmaktadır. Hızlı miktarlarda üretilen kolajen sentezi de daha sıkı ve esnek bir cilde sahip olmanızı sağlar. İçerisinde bulunan C vitamini ve amino asitler de hasar görmüş cilt hücrelerinizin daha hızlı bir şekilde onarılmasını sağlamaktadır. Ananas suyunu cildinize sürünüz. 10 dakika beklettikten sonra yıkayınız. Böylece göz çevresinde ter ve diğer nedenler ile biriken asidik özelliğe sahip maddelerin etkisinden korunmuş olursunuz.
Ayaklarınızda oluşan çatlaklardan ananas yardımıyla kurtulabilirsiniz. Ananasın doğası gereği kolajen sentezini arttırması ve peeling özelliği ile ayaklarınız için doğal bir fırçalayıcı özellik gösterecektir. Bu da ayaklarınızda oluşan nasırlı ve sert derinin atılmasını, daha düzgün, pürüzsüz ve yumuşak bir ayak yapısına sahip olmanızı sağlayacaktır.
A vitamini eksikliği tırnaklarınızın kurumasını ve kırılganlığını arttırmaktadır. Daha da kötüsü B vitamini eksikliğinde ise tırnaklarınızın kırılmasına ve çatlakların oluşumuna sebebiyet verecektir. Bu durumu önlemek için herhangi bir ilaca ihtiyaç duymayacaksınız. Bol miktarda ananas tüketerek bu vitamin eksikliğinizi tamamlayacak ve daha sağlıklı tırnaklara sahip olacaksınız.
Saç dökülmesini önleyen en önemli unsurlardan biri de C vitaminidir. Ananas tüketerek C vitamini ihtiyacınızın bir kısmını karşılayabilir ve saç dökülmesinin önüne geçmede tıbbi desteğe gerek kurmadan sağlığınızı koruyabilirsiniz.
Çatlamış dudaklar için doğal bir tedavi olarak ananası kullanabilirsiniz. Ananas, hindistan cevizi yağı ile birlikte tüketildiğinde cilt nemlendirici ve besleyici özelliklere sahip olmaktadır. Çatlak dudaklarınızı nemlendirecek ve bu çatlaklara son verebilmek için bu karışımın tüketilmesine önem göstermeniz gerekmektedir.
Parlak bir cilde sahip olabilmek için, cildinizde bulunan gözeneklerin temizlenmesi gerekmektedir. Bu ihtiyacı sağlamak için sizlere bir karışım önereceğiz. 3 çorba kaşığı ananas suyu, 1 adet yumurta sarısı ve biraz sütü karıştırıp, cildinize sürünüz. Kuru cilt üzerinde birkaç dakika bekletiniz. Son olarak ılık su ile yıkayınız. Daha nemli ve parlak bir cilde sahip olduğunuzun farkına varacaksınız.
Ananasın bu faydalarından bahsettikten sonra, fazla tüketilmesi durumunda oluşabilecek yan etkilerden bahsetmeden önce ananası tüketebileceğiniz yöntemlerden bahsetmek istiyorum.
Ananası meyve salatasına ekleyebilir ve o tropikal lezzeti meyve salatanızdan elde edebilirsiniz. Rendelenmiş rezene, kıyılmış ananas ve kaju fıstığını karıştırarak tavuğun yanında harika bir yan ürün elde edebilirsiniz.
Kıyılmış karides, rendelenmiş zencefil, biraz zeytinyağı ve doğranmış ananası karıştırıp marul ile servis ederek bir karides salatası elde edebilirsiniz.
Fazla Ananas Tüketmenin Bir Zararı Var Mıdır?
Ananasın bilinen pek bir yan etkisi olmamasına rağmen, aşırı miktarlarda tüketilmesi belirli hasarlar verebilir. Olgunlaşmamış ananas yemeniz kusmanıza sebep olabilir. Çok miktarda ananas tüketiminde dudaklarınızda, yanaklarınızın iç kısmında ve dilinizde şişme ve hassasiyet meydana gelebilir. Hassasiyet bir sıkıntı teşkil etmez ve birkaç saat içerisinde geçer. Ancak şişme durumunda deri döküntüsü ve kurdeşen meydana gelebilir. Bu durum ananasa alerjiniz olduğu anlamına gelmektedir. Bu yüzden ilk olarak doktorunuza danışınız. Fazla miktarda C vitamini alımında bir sakınca yoktur. Çünkü idrar atımı sırasında fazla miktardaki C vitamini atılır. Ancak atılmadan önce ishal, bulantı, kusma ve kas ağrısına sebep olabilir.
Böylece ananasın faydaları ve fazla tüketilmesi durumunda oluşabilecek yan etkilerine ait bilgiler verdikten sonra, son olarak besin değerlerine ait bir tabloyu sizler ile paylaşıp yazımızı bitireceğiz. Umarız vermiş olduğumuz bilgiler sonucu ananasın önemini bir kez daha anlamış olursunuz.
Besin Değerleri
Porsiyon Miktarı: 100 g
  • Kalori (kcal): 50
  • Toplam yağ: 0,1 g
  • Kolesterol: 0 mg
  • Sodyum: 1 mg
  • Potasyum: 109 mg
  • Karbonhidrat: 13 g
  • Diyet lifi: 1,4 g
  • Şeker: 10 g
  • Protein: 0,5 g
  • A vitamini: 58 IU
  • C vitamini: 47,8 mg
  • Kalsiyum: 13 mg
  • Demir: 0,3 mg
  • D vitamini: 0 IU
  • Piridoksin: 0,1 mg
  • B12 vitamini: 0 µg
Magnezyum: 12 mg