Mayalar
ile Aztekler’in kakao ağacından elde ettikleri bir içecekten doğal ve
hayatımızın vazgeçilmezleri arasına giren çikolata, her yaştan insanın damak
tadında önemli bir yer tutuyor. Çikolatanın tadına ilk bakan Avrupalı Kristof
Klomb olmuş. Ancak, acı tadı ve koyu rengi onu pek de etkilememiş. Aynı
yüzyılda, 1519’da Hernan Cortes Meksika’ya ayak bastığında, Aztek Kralı II.
Montezuma ona bir içecek ikram etmiş. Kakao çekirdeklerinin toz haline
getirilip suyla karıştırılmasıyla hazırlanan bu içeceğin Aztek dilindeki adı,
“ekşi, acı içki” anlamına gelen “Xocolatl. Hernan Cortes bu içeceği ülkesine
götürdükten sonra İspanyollar, tarçın ve vanilya ile tatlandırıp sıcak olarak
içmişler ve sırrını yaklaşık bir yüzyıl kadar saklamışlar. Bu içeceğin yapımında
kullanılan katı malzemenin satıldığı ilk dükkân, 1657’de Londra’da açılmış ve
Avrupa ülkelerinin başkentlerinde, zenginlerin ilgi gösterdiği Çikolata Evleri
giderek moda olmaya başlamış. Kola ağacıgiller (Sterculiaceae) familyasından
bir ağaç olan kakao ağacı (Theobroma cacao) tropikal kuşakta yetiştiriliyor.
Dört yaşından önce meyve vermeyen boyu 4-10 metreye kadar uzayabilen kakao
ağacının kalın bir gövdesi ve 30 cm uzunluğunda derimsi yaprakları var. Sarıdan
mora kadar değişen, etli ve yüzeyi dilimli olan meyvelerinin uzunluğu,
olgunlaştıklarında 35 cm’yi buluyor. Her bir meyvenin içinde 2,5 cm boyunda ve
20-40 arasında değişen sayıda tohum, yani kakao çekirdeği var. Toplanan
meyvelerden çıkarılan çekirdekler birkaç gün mayalanmaya bırakılıyor. Sonra, kurutma,
temizleme ve kavurma işlemlerinden geçirilip öğütülerek çikolata lapası denen
bir macun elde ediliyor. Bu macun, hem doğrudan çikolata üretiminde hem de
preslenerek kakao ve kakao yağı imalatında kullanılıyor. Çikolata yapımında,
içine çeşitli tat ve koku vericiler karıştırılıyor. Çikolatanın kalitesini
belirleyen, bitkisel yağ oranının olabildiğince az, kakao yağı oranında çok
olması. Nitekim, kaliteli çikolataların etiketinde, kakao yağı oranı mutlaka
belirtiliyor. Bilim adamları çikolatanın içinde, vücutta üreyen ve coşku
duygusu yaratan feniletilamin adlı maddenin bulunduğunu saptamışlar. Çikolata
en güçlü afrodizyaklardan sayılırmış eskiden. Aztek Kralı II. Montezuma,
haremini ziyaret etmeden önce, bir kâse dolusu köpüklü çikolata içer, gücünü ve
bilgeliğini bu yöntemle artırdığına inanırmış. Çikolatanın bileşiminde bulunan
kakao kan damarlarının kireçlenmesini önlüyor, dolayısıyla kalp krizi riskini
ortadan kaldırıyor.