30 Aralık 2013 Pazartesi

ayurveda



Hint öğretisi olan ama birkaç yıl önce uygulanmaya başlanan Ayurveda diyetiyle kısa süre içinde vücudunuzu istediğiniz forma kavuşturmanız mümkün. Bu sayede çok kolay kilo veriliyor. Hareketleri kontrol eden Vata, sindirimi ve metabolizmayı düzenleyen Pitta, vücudun dayanıklılığını arttıran Kapha. Ayurveda yemeklerinde et yok; hayvansal yağlar ve albümin ise çok az kullanılıyor. Sebze ve otlar üzerinde özellikle duruluyor.
Ayurveda Kuralları: Yemeklerinizi taze sebzelerden hazırlayın, konserve kullanmayın ve ısıtılmış yemek yiyin.
Yudumlarınızı iyice çiğnedikten sonra yutun.
Öğle yemekleri ana öğünlerdir. Bu yüzden akşamları sebze çorbası gibi kolay sindirilebilen besinleri tercih edin.
Yatmadan önce yemek yemeyin.
Yemeklerde ılık su için.
Midenin sindirimini zorlaştıran soğuk yiyeceklerden kaçının.
Bir önceki öğünü sindirmeden önce başka bir şey yemeyin.
Yemekten sonra 10-15 dakika dinlenin, uyumayın.

28 Aralık 2013 Cumartesi

2014 davet menüsü


Antre: Havyarlı sufle, Tavuk ciğer mousse, Izgara mantar.
Ana Yemek: Portakallı hindi, yanında kestane püresi, brüksel lahana, kırmızı meyve, jöleli armut.
Salata: Rokfor, avokado, cevizli hindiba salata, vinegret sos ile.
Ekmekler: Zeytinli ve cevizli ekmekler, Foccaccio.
Tatlı: Feuillantine Aux Fruits Rouge (Kırmızı meyveli, çikolatalı pasta) Kahve ile Truffle.
Şarap:
Aperatif: Gavi di Gavi veya Chablis.
Ana Yemek ile: Chateau Neuf Du Pape veya Barolo Classico.
Dijestif: Şampanya,  Riesling – Traditional veya Brut Premier Vintage.
Gece Yarısından Sonra: Fransız soğan çorbası.

26 Aralık 2013 Perşembe

Marilyn Monroe



























































Seksapeli, tarzı ve kocaman gülümsemesiyle Marilyn Monroe tüm dünyanın aklını başından aldı, dolgun hatların ve kıvrımların ne kadar güzel olabileceğini gösterdi, sinemanın kıskanılan kraliçesi haline geldi, sesiyle dinleyenleri büyüledi; kısacık hayatına pek çok öykü sığdırdı ve henüz çok gençken aramızdan ayrıldı. Oysa bugün bile güzel bir sarışın, rüzgârda uçuşan beyaz elbise gördüğümüzde veya kalabalık bir ortamda diğer tüm kokuların içinde Chanel No.5 kokusunun ayrımına vardığımızda aklımıza Marilyn Monroe geliyor. Demek ki o hala bir efsane ve ölmeye de pek niyeti yok gibi görünüyor.
Marilyn ve kariyer
Norma Jeane, yani bizim bildiğimiz ismiyle Marilyn Monroe, 1944 yılında, henüz 18 yaşındayken bir ordu fotoğrafçısı tarafından keşfedildi. Bu keşifle birlikte modellik yapmaya başlayan Norma, iki yıl sonra Twentieth Century Fox ile bir film sözleşmesi imzalayarak en büyük tutkusu olan sinemaya ilk adımı attı.
Kıvrımlı hatları, seksapeli ve sarıya boyadığı saçları Marilyn’i gösteri dünyasına hızla soksa da, aynı zamanda o dünyada başarılı bir kariyer edinmesine engel olan şeyler de oldu. Uzun sayılabilecek bir süre küçük rollerin ötesine geçemedi, çünkü onun gibi pek çok “sarışın” vardı. Bu durum, sarışın figüran kızların arasından sıyrılması için Marilyn’i daha çok motive etti. Amerika, kazandığı parayla psikolojik sorunları olan annesini daha iyi şartlarda bir akıl hastanesine yatırmak isteyen, içinden geldiği gibi davranan, belki biraz saf ama her zaman seksi bu kızı bağrına bastı. Filmlerde adı Elizabeth Taylor, Grace Kelly gibi isimlerle beraber anılmaya başlandı.
1953’te Marilyn Monroe’yu yıldızlığa terfi ettiren üç yapım – Niagara, Erkekler Sarışın Sever ve Bir Milyonerle Nasıl Evlenilir – piyasaya sürüldü. Oyunculuk anlamında başarısını kanıtlayan filmler Marilyn’in “Hollywood’un en seksi kadını” imajını da pekiştirdi. Bu seksi imajı yüzünden hayranlık duyulan kadın, ne ironiktir ki aynı sebep yüzünden çoğu entelektüeller tarafından küçümsendi.
İlham veren bir stil
Marilyn Monroe, dolgun hatları ve muhteşem kıvrımları kadar tarzıyla da milyonlarca insanı büyüledi. Elbiselerinde daha ziyade göğüs ve sırt dekoltesini tercih eden Monroe, The Seven Year Itch filminde giydiği etekleri uçuşan beyaz kıyafeti ile efsaneleşse de, ince belini ve kum saati formunda vücudunu ortaya çıkaran dar elbiseleri de çok seviyordu. Dizinin altında biten elbiseleri sayesinde olduğundan daha uzun görünen Monroe, kıyafetlerini genelde şık stilettolarla kombinliyordu. Güzel yüzünü gölgede bırakmamak için boynunda gösterişli kolyeler takmaktan kaçınan yıldız sallanan pırlanta küpeler ve yüzüklerle ışıltısını tamamlıyordu.
Marilyn ve ilişkiler
İlk evliliğinin ardından iki evlilik daha yaptı Marilyn Monroe. Bunlardan birincisi Joe DiMaggio isimli ünlü beyzbol oyuncusu, diğeri ise Pulitzer ödüllü yazar Arthur Miller’laydı. İkinci kocası Joe DiMaggio, Norma Jeane için belki uygun bir eşti ama Marilyn Monroe’ya uygun olmadığı kesindi. Karısını kitlelerle paylaşmak zorunda olması ve bunun yarattığı kıskançlık Marilyn Monroe-Joe DiMaggio evliliğini bitirdi. Arthur Miller ile olan evliliği de belki de Marilyn’in kendisini küçümseyen entelektüel çevrelere verdiği bir cevaptı. Zeki bir adam ve başarılı bir yazarı evliliğe ikna etmiş bir kadının sanıldığı kadar aptal bir sarışın olmadığını gösterme çabası. Alkışlarla mutlu olan ve toplumun her kesiminin alkışlarına muhtaç olan bir kadının böyle düşünmesi muhtemel. Gerçek aşk ise son yıllarında girdi Marilyn’in hayatına. İstediği her erkeğin gönlünü fetheden bu kadının Amerika Başkanı John F.Kennedy ile gizli ilişkisi onu çok yıprattı. İçki ve ilaçların dozu günden güne arttı. İşindeki disiplinsizlik ile psikolojik sorunları yüzünden sinemada düşüşe geçmesi bunalımını körükledi ve intihara teşebbüs etti. İlk intihar denemesinde kurtulan Monroe’ya destek Kennedy’den geldi. 45 yaşına girecek olan John F.Kennedy için Madison Square Garden’da yapılacak kutlamada, doğum günü şarkısının Monroe tarafından seslendirilmesi istendi. Çok heyecanlanan Marilyn birkaç günlüğüne de olsa içkiyi ve hapları bıraktı, Başkanla beraber tüm Amerika’nın gözlerini kamaştıracak bir elbiseyle “iyi ki doğdun” şarkısın söyledi. Başkanın karısı Jackie Kennedy’nin katılmadığı kutlamada Monroe’nun söylediği şarkı ve ardından sahneyi terk etmesi tarafların gayri resmi aşk ilanı gibiydi ve gündemi uzun süre meşgul etti.