Baby
Boomer Kuşağı (1946-1964 Arası Doğanlar)
En yaşlısı 66, en genci 48 yaş
civarında. Bunlara "Sandviç Kuşağı" da deniyor, çünkü aynı evde önce
çocuklarına, sonra yaşlanan ana-babalarına baktılar.
Dünyanın insan hakları
hareketlerini, radyonun altın çağını, Türkiye'nin ise ihtilali ve çok partili
döneme geçiş sancılarını yaşadığı yıllar.
Sadakat duyguları yüksekti, kanaatkârlardı;
aynı yerde uzun süre çalıştılar. Teknoloji kimine yakın kimine uzak oldu, çok benimse(ye)mediler.
Aslında babaları gibi otoriteye
saygılılardı.
İçlerinden en idealistleri toplumsal
haksızlıklara isyan edip 68 gençlik hareketlerinin kahramanı olurken, büyük
çoğunluk hayattan beklediklerini elde ettiğini düşünerek tatmin ve mutlu oldu.
İkinci Dünya Savaşı'ndan hemen
sonraki "nüfus patlaması" yıllarında doğan bu 1 milyar bebeğe
"Baby Boomers" deniyor.
Bu kalabalık bebek nüfusu büyüdükçe,
ihtiyaçlarına göre çeşitli sektörler de her on yılda bir müthiş büyüme
gösterdi.
1960'lı yıllar televizyon yılları;
70'ler fast food; 80'ler – bebekler evlenme çağına geldiği için - gayrimenkul
yılları;
90'lar, artık sıra yaşam kalitesini
yükseltmeye geldiği için, mikrodalga gibi elektronik ev aletleri ve ardından,
iletişim patlamasıyla internet ve cep telefonu yılları oldu.
2000'lerde artık yaşları 50'yi
geçmişti, ceplerinde paraları vardı, ömrün uzadığını biliyorlardı, "iyi
yaşlanmak" hatta mümkünse yaşlanmamak için sağlık ve güzellik-bakım
sektörlerini de patlattılar.
Savaş sonrasının yokluklarını,
sıkıntılarını unutmadılar, zenginleşmenin tadını aldılar.
X
Kuşağı (1965-1979 Arası Doğanlar)
Dünyanın petrol krizini, Türkiye'nin
ise sağ-sol çatışmalarını yaşadığı yıllar.
En yaşlısı 47, en genci 33 yaşında.
Dünyaya gözlerini, merdaneli çamaşır makinesi, transistorlu radyo, bantlı teyp
ve pikapla açtılar.
Sadakat duyguları duruma göre
değişir, daha iyi kariyer imkânları ararlar, çoğu (teknolojik devrime denk
geldiklerinden) teknolojiyi kerhen, zorunluluktan kullanmaya başladılar.
(Abilerinin ablalarının aksine
a-politik hale getirildiler ama yine de) Toplumsal sorunlara duyarlılar, iş
motivasyonları yüksek, otoriteye saygılı ve kanaatkârlar.
Kadınlar iş gücüne katılmaya
başladı. Daha (iyi yaşamak için, daha) az çocuk sahibi oldular.
(Özellikle gözlerini Özal'lı
yıllarda açanlar) Paraya daha fazla odaklandılar ve bireycilik önem kazandı.
Boşanma, HIV, uyuşturucu gibi kavramlarla tanıştılar.
Y
Kuşağı (1980-1999 Arası Doğanlar)
En yaşlısı 32, en genci 13 yaşında.
Sadakat duyguları az. Teknoloji hayatlarında pek çok şeyin simgesi.
Narsist, bireyci ve girişimciler.
Çalışmaktan hoşlanmıyor, eğlenceyi, kazanmayı çok seviyorlar.
Beklentileri yüksek ama bedelini
ödemek istemiyorlar. Hızlı tüketiyorlar.
Türkiye'de yağ kuyruklarını, benzin
sıkıntısını yaşamadıkları için "her şey her zaman böyleydi ve böyle olacak"
sanıyorlar.
Eş zamanlı olarak birkaç işi birden
yapabilirler. Kitlesel olanı değil, kişiye özel olanı seviyorlar.
Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde
25'i bu kuşaktan.
Çok önemli bir diğer faktör ise
"akran onayı".
Sıra arkadaşının, mesai arkadaşının,
internetteki oyun arkadaşının önermediği ve onaylamadığı bir ürün ile Y'nin
buluşması çok zor.
Standart olanı sevmez, kendine özel
olanı ve üstelik "hemen-şimdi" ister, öyle -cek, -cak'larla işi
olmaz.
Y'nin dikkatini çekmek istiyorsanız,
mesajınızı, markanızı, iletişiminizi sadeleştirmeniz gerekir.
Girişimcilik en önemli
özelliklerindendir, özgüvenleri biraz abartılıdır.
Z
Kuşağı (2000-2021 Arası Doğanlar)
"İnternet kuşağı" da denen
bu ufaklıkların en büyüğü henüz 12 yaşında.
Bunlar tam teknoloji çağı çocukları.
Taşınabilen, hep yanlarında olan
küçük aygıtları, bilgisayar, MP3 çalar, i-Pod'ları, cep telefonları, DVD
oynatıcıları ayrılmaz parçaları.
Onlar, ev ödevi yapamadıklarında
"elektrikler kesildi, ondan yapamadım" değil; "internet
bağlantım kopuktu" diyen kuşak.
Yeni teknolojik olanaklarla iletişim
ve ulaşım kolaylıkları ile hep bir aradalar.
Uzakta olsalar bile ufak
cihazlarıyla her an sözel, hatta görsel iletişim kurarak, birbirlerine
bağlanabiliyorlar.
Onlar, önceki kuşaklardan farklı
olarak, 'network' gençleri; çeşitli ağların üyeleri oluyorlar.
Uzaktan da ilişki kurabildikleri
için, fiziksel olarak tek başlarına, yalnız yaşıyorlar ve yaşayacaklar.
Aynı anda birden fazla konuyla
ilgilenebilme becerileri gelişiyor.
İnsanlık tarihinin, el, göz, kulak
vb gibi motor beceri senkronizasyonu en yüksek nesli.
Ancak bu avantajlar, dikkat ve
konsantrasyon zorluklarıyla dezavantaja da dönüşebiliyor.
Sorgusuz yaşayacaklar çünkü iş
yaşamına atıldıklarında karar vermelerini gerektiren her şey sistemler tarafından
yapılıyor, yapay zekâ tarafında karar veriliyor olacak.
Çok diplomalı, uzman ve buluşçu
olacaklar.
Yaşamlarında otorite kavramının
önemi kalmayacak. Tatminsiz, kararsız ve doğuştan tüketiciler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder