Hiç ormanda gece kaldınız mı? Hayatınızda böyle bir duyguyu, daha doğrusu duygu yoğunluğunu yaşamadığınıza eminim. Bazen koyu sessizlik bazen ağaçların hafif salınışları arasında bu sessizliği yırtan bir kuş bağırtısı, ne olduğunu anlayamadığınız ve nereden geldiğini kestiremediğiniz bir hareketlenme… İnsanın küçüklüğü karşısında dünyanın büyüklüğü… Bazen korku, bazen cesaret…
Gece ormana indiğinde, gündüzün tanıdık sesleri yerini bilinmezliğin uğultusuna bırakır. Her şey susar; yalnızca varoluşun çıplak sesi kalır geriye. Ağaçlar, göğe uzanan kadim parmaklar gibi, yıldızlara dokunmaya çalışırken, insanın içindeki evcil düzen birdenbire sarsılır. Zaman, saatlerin ölçemediği bir derinliğe bürünür; mekân, sınırlarını kaybeder. Bu karanlıkta, insan ne bir bireydir ne de bir fikir—yalnızca varlığın titreşen bir yankısıdır.
Orman gecesi, insanın içsel haritasını yeniden çizer. Her çıtırtı, her bilinmeyen ses, zihnin en kuytu köşelerinde yankılanır. Korku, burada yalnızca bir duygu değil; bir öğretmendir. Cesaret ise onun sessiz öğrencisi. Göz gözü görmezken, duyular keskinleşir; düşünceler, gündüzün gürültüsünden arınmış bir berraklıkla belirir. Doğanın bu kadim tiyatrosunda, insan hem seyirci hem oyuncudur; hem kurban hem tanıktır.
Bu deneyim, insanın evrenle kurduğu ilişkiyi yeniden tanımlar. Modern yaşamın steril konforundan sıyrıldığında, insan, doğanın karşısında ne kadar çıplak ve kırılgan olduğunu fark eder. Orman, bir aynadır: içimizdeki ilkel dürtüleri, bastırılmış korkuları ve unutulmuş hayranlıkları yansıtır. Her yaprak hışırtısı, her rüzgâr esintisi, varoluşun kadim bir şarkısını fısıldar kulağımıza—anlamı bilinmeyen ama hissi derin bir ezgi.
Ve nihayet, sabaha yaklaşırken, gökyüzü soluk bir maviye dönerken, insanın içinde bir şey değişmiştir. Artık o, yalnızca bir birey değil; doğanın bir parçasıdır. Ormanda geçirilen bir gece, bir tecrübeden fazlasıdır: bir arınma, bir yüzleşme, bir yeniden doğuştur. Karanlığın içinden geçip gelen bu sessiz yolculuk, insanın kendine ve evrene dair bildiklerini sorgulamasına neden olur. Çünkü ormanda gece, yalnızca zamanın değil, insanın da durduğu yerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder