6 Temmuz 2015 Pazartesi

vazgeçmeyi bilmeyen benim


Bir süre sonra anladım ki, vazgeçilmez olan sen değilsin; Vazgeçmeyi bilmeyen benim!
 
 İnsan ilişkilerinin mahiyetine dair yapılan her çözümleme, öznenin kendilik deneyimiyle doğrudan ilişkilidir. “Vazgeçilmez olan sen değilsin; vazgeçmeyi bilmeyen benim” ifadesi, bu bağlamda, öznenin karşısındakine atfettiği anlamın, aslında kendi varoluşsal direncinden kaynaklandığını ortaya koyar. Bu direnç, Sartre’ın “başkası cehennemdir” önermesini ters yüz edercesine, başkasının değil, kendilikteki ısrarın cehennemini tarif eder. Vazgeçememek, bir bağlılık değil; çoğu zaman bir varlık yanılsamasıdır.

Vazgeçememe hâli, Kierkegaard’ın “ya da ya da”sında olduğu gibi, etik ve estetik arasında sıkışmış bir varoluşsal kararsızlıktır. Öznenin, karşısındakini vazgeçilmez kılması, aslında kendi eksikliğini telafi etme çabasıdır. Bu çaba, Hegelci anlamda bir “tanınma” arzusunun tezahürüdür: birey, ötekini vazgeçilmez kılarak kendi varlığını onaylatmak ister. Ancak bu onay, ötekinin varlığından değil, öznenin vazgeçememe yetisizliğinden doğar. Dolayısıyla vazgeçememek, bir sevgi biçimi değil; bir varlık stratejisidir.

Bu strateji, Heidegger’in “dasein” kavramıyla birlikte düşünüldüğünde, zamanla ve ölümle kurulan ilişkinin bir yansımasıdır. Vazgeçemeyen özne, aslında zamanın geçiciliğine karşı bir direniş sergiler. Ötekinin yokluğu, varlığın boşluğunu görünür kılar; bu boşlukla yüzleşmek yerine, özne, ötekini vazgeçilmez kılarak bu boşluğu doldurmaya çalışır. Ancak bu doluluk, sahici bir varoluş değil; bir kaçıştır. Vazgeçmek, bu kaçışın sonlandırılmasıdır; varlığın çıplaklığıyla yüzleşmenin etik bir biçimidir.

Vazgeçmek bir eksilme değil, bir özgürleşmedir. Öznenin, ötekine yüklediği anlamı geri çekmesi, kendi varlığını yeniden kurma cesaretidir. Bu cesaret, Nietzsche’nin “amor fati”sinde olduğu gibi, kaderi sevmek değil; kaderi dönüştürmektir. Vazgeçemeyen özne, kendi zincirlerini kutsarken; vazgeçebilen, zincirleri sorgular. Bu sorgulama, varoluşun en sahici biçimidir: çünkü gerçek özgürlük, vazgeçebilme kudretinde saklıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder