15 Mart 2015 Pazar

bazı akdeniz lezzetleri - çipura ızgara

Akdeniz mutfağının zarif ve sade bir temsilcisi olan çipura ızgara, yalnızca bir yemek değil, aynı zamanda doğayla kurulan kadim bir ilişkinin, insanın denizle olan kadim dostluğunun da bir tezahürüdür. Bu yemeğin hazırlanışı, modern zamanların telaşından uzak, sabrın ve ritüelin hâkim olduğu bir mutfak felsefesini yansıtır. Balığın içini temizlemek, pullarını arındırmak ve onu özenle marine etmek, insanın doğaya duyduğu saygının ve onun sunduklarına gösterdiği özenin bir ifadesidir. Bu süreç, yalnızca bir hazırlık değil, aynı zamanda bir arınma ritüelidir; doğanın sunduğu nimetin, insan eliyle kutsanmasıdır.

Zeytinyağı, Akdeniz’in altın sıvısı olarak, bu tarifin merkezinde yer alır. Onun kadimliği, zeytin ağaçlarının köklerinden gelen bilgeliğiyle birleşerek, yemeğe yalnızca lezzet değil, bir anlam da katar. Karabiberin keskinliği, sarımsağın derin aroması ve maydanozun taze ferahlığı, bu kutsal birlikteliğe eşlik eden müzikal notalar gibidir. Her biri, doğanın farklı bir yönünü temsil eder: ateşin keskinliği, toprağın kokusu, suyun serinliği… Bu birleşim, yalnızca damakta değil, zihinde de bir iz bırakır; çünkü bu yemek, yalnızca bedenin değil, ruhun da gıdasıdır.

Marine süreci, zamanın yavaşlatıldığı, sabrın ve bekleyişin değer kazandığı bir aralıktır. Modern çağın hızına karşı bir duruştur bu; çünkü çipura, aceleye gelmez. O, kendi lezzetini zamanla açığa çıkarır, tıpkı bir düşüncenin olgunlaşması gibi. Streç filmle örtülen kap, aslında bir tür inziva mekânıdır; balık, bu süre zarfında içsel bir dönüşüm geçirir. Bu dönüşüm, pişirme süreciyle tamamlanır: ateşin arındırıcı gücüyle, çipura artık yalnızca bir balık değil, bir anlatıya dönüşür.

Sonunda, ızgaradan çıkan çipura, yalnızca bir öğün değil, bir anlatıdır sofrada. Her lokma, Akdeniz’in tuzlu rüzgârını, güneşin yakıcı sıcaklığını ve zeytin ağaçlarının gölgesini taşır. Bu yemek, insanın doğayla kurduğu estetik ve etik ilişkinin bir yansımasıdır. Çipura ızgara, yalnızca bir tarif değil, bir yaşam biçiminin, bir düşünce sisteminin ve bir kültürel belleğin ete kemiğe bürünmüş hâlidir. Sofraya konduğunda, yalnızca açlığı değil, anlam arayışını da doyurur.

Malzemeler
1 kg çipura
3 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
1 çay kaşığı karabiber
2 diş rendelenmiş sarımsak
3-4 dal maydanoz
1 çay kaşığı tuz
Tarif
Çipuraların içini iyice temizleyin. Soğuk suyla iyice yıkayıp kanını alıp pulları temizleyin. İki tarafına da bıçakla hafif bir çizik atın. Marine sosu için, bir kâsede zeytinyağı, karabiber, tuz, rendelenmiş sarımsakları karıştırın, maydanozları yıkayıp ince kıyın ve ilave edin. Geniş bir kaba sosu koyarak üzerine çipuraları yan yana koyun. Marine malzemesini balığın iç kısmı dâhil her yerine güzelce sürerek üzerini streç ile kapatın ve balıkları 2 saat buzdolabında dinlendirin. Elektrikli ızgarada veya mangalda her iki tarafını da 10 dakika pişirip sıcak servis yapın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder