5 Mart 2015 Perşembe

vitaminleri kuşanma zamanı

“Vitaminleri kuşanma zamanı” ifadesi, ilk bakışta biyolojik bir gerekliliğe işaret ediyor gibi görünse de, derinlemesine incelendiğinde, çağdaş insanın hem bedensel hem de ruhsal tükenmişliğine karşı bir direniş çağrısı olarak okunabilir. Bu çağrı, yalnızca fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda zihinsel ve varoluşsal bütünlüğü de hedefler. Modern yaşamın hızla tükettiği bedenler ve yıprattığı zihinler, artık yalnızca beslenmeyle değil, anlamla da takviye edilmeye muhtaçtır. Bu bağlamda vitamin, yalnızca kimyasal bir molekül değil, aynı zamanda bir metafor hâline gelir: diriliğin, direncin ve yeniden doğuşun simgesi.

Bu tema, Nietzsche’nin “yaşamı olumlama” düşüncesiyle örtüşür. Zira vitaminleri kuşanmak, yalnızca hastalıklardan korunmak değil, aynı zamanda yaşamın kendisini daha yoğun, daha bilinçli ve daha dolu yaşamak için bir hazırlıktır. Bu hazırlık, bireyin kendi varoluşuna dair sorumluluğunu üstlenmesiyle başlar. Tıpkı stoacıların “epimeleia heautou” (kendine özen) öğretisinde olduğu gibi, birey, kendi bedenine ve ruhuna gösterdiği özenle etik bir varlık hâline gelir. Vitaminleri kuşanmak, bu anlamda, yalnızca bir sağlık pratiği değil, bir yaşam felsefesidir.

Günümüzün dijital çağında, insanın doğayla ve kendi iç ritmiyle kurduğu bağ zayıflamış, beden bir performans nesnesine indirgenmiştir. Bu yabancılaşma, Marx’ın emek sürecinde tanımladığı türden bir kendinden kopuşu andırır. Vitaminleri kuşanmak, bu kopuşa karşı bir öz-bütünleşme çabasıdır. Bedenin ihtiyaçlarını tanımak, ona kulak vermek ve onu desteklemek, insanın kendi doğasına dönme arzusunun bir tezahürüdür. Bu yönüyle tema, yalnızca bireysel değil, aynı zamanda ekolojik ve toplumsal bir bilinçlenmeyi de ima eder.

Sonuç olarak, “vitaminleri kuşanma zamanı”, yalnızca bir sağlık mottosu değil, aynı zamanda bir uyanışın, bir yeniden yapılanmanın ve bir içsel seferberliğin ifadesidir. Bu seferberlik, bireyin hem kendi varlığına hem de çevresine karşı daha duyarlı, daha bilinçli ve daha bütüncül bir yaklaşım geliştirmesini salık verir. Böylece vitamin, yalnızca bir kapsül değil, bir çağrıdır: kendine dön, kendini onar, ve yaşamı yalnızca sürdürmekle yetinme — onu anlamla donat.

Bağışıklık Sistemi Nedir: Bağışıklık sistemi, mikrop ve virüslerin organizmamıza girmesini engelleyen karmaşık bir bütündür. Antikorların üreme merkezi, kemik ilikleridir. Bu antikorları üreten lenfosit B’ler özellikle boyunaltı bezlerinde, lenf sinir düğümlerinde, dalakta, bademciklerde ve apandisitte bulunur...
Bakır Kürü: Bakır eksikliği kansızlığa yol açar. Kadınlar özellikle adet dönemlerinde bakır kaybederler. Solunum yollarındaki enfeksiyonlarla mücadelede bakırla işbirliği yapabilirsiniz. Bakır açısından en zengin besinler, ciğer, midye, soya fasulyesi, kuru fasulye ve bademdir. Bilmenizde yarar var: Tahinli ekmek, beyaz ekmek ve ceviz, bakırın organizma tarafından kolayca kullanılmasına sağlayan bir tür asit içerirler. Fakat tabii ki, bulaşıcı bir hastalıkla sadece bakırdan yardım alarak başa çıkamazsınız.
Her Derde Deva Kekik: Bir kesme şekerin üzerine 2 damla kekik yağı damlatarak boğaz ağrılarına karşı doğal, güçlü bir antiseptik elde edebilirsiniz. Nezlenin başladığını hissettiğiniz anda mendilinize ve yastığınıza 2-3 damla kekik yağı damlatıp, sık sık içinize çekin. Daha pratik bir öneri istiyorsunuz: Kaynattığınız bir bardak suda bir çorba kaşığı kekik demleyin. Süzdükten sonra içebilirsiniz.
Midyenin Marifetleri: Midye, aminoasit türevi olan torini içerir ki bu, yorgunluk ve stresle savaşmakta çok etkilidir. Midye, çinko açısından oldukça zengindir (100 gr midyede 45-70 mg çinko bulunur). ayrıca 1 düzine midye 1 parça biftekteki protid miktarına sahip olup, 10 misli daha az yağ içerir.
Çinkoya Ağırlık Verin: Organizmamızın kaçınılmaz oligo elementi çinko, boyunaltı bezlerinde etkilidir. Bağışıklık  sisteminde en önemli rolü oynayan buradaki akyuvarlar çinkoyla güç kazanırlar. Çinkonun yoğunlukla bulunduğu besinler; deniz ürünleri, et balık, tahıl ve kuru gıdalardır.
Demir Depolayın: Vücudumuzda demir eksikliği olduğu sırada, savunma hücreleri kandaki demiri çok fazla stoklar. Bu da alyuvarların üretimini alt üst eder; dolayısıyla enfeksiyonlara davetiye çıkartmış oluruz. Günlük demir ihtiyacımızı küçük bir parça ciğer, pekmez ve 160 gr nohut ile karşılayabilirsiniz.
Sarı Mucize: Patates bir demir (100 gr’da 0.7 mg) ve C vitamini (100 gr’da 40-40 mg) deposudur. Deponun boşalmaması için patatesi kabuğuyla haşlamalısınız. Kabuklarıyla haşlanmış patateste, sadece yüzde 7’lik bir vitamin kaybı söz konusu olur. Oysa,  kabuksuz pişirildiğinde yüzde 35’lik bir vitamin kaybı olur.
Elbette C Vitamini: C vitamini, asitli meyveler, turunçgiller, lahana,  domates, biber, elma ve maydanozda bulunur. günlük ihtiyacınızı, 100 gr kivi veya büyük bir portakal ya da 85 gr karalahana, dilersiniz 100 gr Brüksel lahanası ya da 200 gr pazı ile karşılayabilirsiniz. Sigara içen ve doğum kontrol hapı kullanan kadınların, bu ölçüleri artırmaları gerekir. Taze sıkılmış portakal suyunda da fazlaca bulunan C vitamininden yararlanmak istiyorsanız, bekletmede hemen için.
Arı Kovanının Sırrı: Arılar, kovanlarını, sağlamlaştırmak için mikroplardan arındırıcı reçineli bir madde üretirler. Propolis denen ve ağızda çiğnenen bu kovan sıvısı, insanlarda doğal bir antibiyotik etkisi gösterir; yatıştırıcı, yaraları kapatıcı ve larenjit (gırtlak iltihabı) iyileştirici özelliklere sahiptir.
Kuvvetli Diriltici: Uyandığınızda kendinizi yorgun hissediyorsanız işte size kırbaç yemiş de yerinizden  fırlamışsınız hissini vercek basit  bir tarif: 1 yumurtayı kırın, içine 2 yemek kaşığı şeker ve 15 cl süt ekleyip çırpın, üzerine de hindistan cevizi serpin.
Nezle İçin: Bir bardak su kaynatın. İçine 1’er tutam hatmi, menekşe ve ısırgan otu atın. Ardından 2’şer damla okaliptüs yağı, limon yağı ve 1 damla kekik yağı koyarak demleyin. İçmeden önce 1 tatlı kaşığı bal ekleyebilirsiniz.
Çiğ Çiğ Havuç: Çok yüksek düzeyde A vitamini içeren havucun 100 gramında 1.1 mg A vitamini bulunur (günlük ihtiyacımız 0.9 mg) A vitamini mukoza hücrelerinin mükemmel uyarıcısıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder