22 Temmuz 2016 Cuma

Tunus


Efsaneye göre Fenikeliler döneminde Kraliçe Dido ülkesinden kaçarak halkıyla birlikte Tunus’a yerleşmek ister. Dönemin kralı ona yalnızca bir boğa derisinin kaplayabileceği kadar bir toprak vaat eder. Kraliçenin adamları da bulabildikleri en büyük boğayı öldürürler ve derisini çok ince şeritler halinde yüzerler. Kat kat yüzerek elde ettikleri milimetrik deri parçalarını birbirine ekleyip büyükçe bir tepenin yüzeyini inanılmaz ölçülerde kaplarlar. Her ne kadar bu durum kralın pek hoşun gitmese de, verdiği sözünden dönemez ve bu toprağı onlara bağışlar. Yüzyıllar boyunca bu bölge Kartaca Uygarlığı’nın merkezi olacaktır. Akdeniz’in panoramik görüntüsünü bu muhteşem antik siteden gözlemliyoruz. Medina’nın anlamı eski şehir. Modern Tunus’un en büyük caddesi Habib Burgiba. Dana eti ve safranlı kuskusun, böreğe çok benzer hamur işi “brigue”in, gezi boyunca farklı lezzetlerine rastlayacağız. Yerel içkileri ise “boukrha” ile dijestif özelliği olan hurma likörü “thibarine”. Gezinin devamında dünyanın en büyük mozaik koleksiyonunu sergileyen Bardo Müzesi’nin gezerek görsel bir şölen yaşıyoruz. Matmata yeraltı evleriyle ünlü bir bölge. Eski dönemlerde berberiler düşmanlarından korunmak için toprağı kazarak bu mağaralara yerleşmişler. Fakir bedevilerin palmiye içkisi laghmi. Fermante yöntemle yapılan bu içkiyi elde etmek için palmiyenin ömrü kadar, yani iki yüzyıl beklemek gerekiyormuş. Başa sarılan türlü renklerde puşiler ve genellikle açık renkte ham ipek uzun “celaba”ler kadın ve erkeklerin ortak giysileri.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder