Denizin sonsuz ufkunda, zamanın ve mekânın sınırlarını aşan birer varlık gibi yükselen ıssız fenerler, yalnızca denizcilerin yönünü tayin ettiği yapılar değil, aynı zamanda varoluşun metafizik sınır taşlarıdır. Bu yapılar, Prometheus’un çaldığı ateşin modern izdüşümleri olarak, karanlığın mutlaklığına karşı insan aklının ve iradesinin direnişini simgeler. Fenerin ışığı, Platon’un mağarasından çıkan ilk bakış gibi, bilinmeyene yöneltilmiş bir sorudur; hem aydınlatır hem de karanlığın derinliğini görünür kılar.
Issız fenerler, insanın kozmik yalnızlığının mimari temsilleridir. Heidegger’in “Dasein” kavramında olduğu gibi, bu yapılar da varlıkla yokluk arasındaki gerilimin eşiğinde salınır. İçlerinde bir bekçi olmasa da, her biri bir bekleyişin, bir nöbetin sessiz tanığıdır. Onlar, zamanın lineer akışına karşı duran, döngüsel bir hafızanın taşıyıcılarıdır. Her yanıp sönen ışık, geçmişin yankısı ve geleceğin habercisidir; tıpkı Sisifos’un kayayı yeniden ve yeniden tepeye taşıması gibi, fener de karanlıkla mücadeleyi sonsuzca sürdürür.
Mitolojik bağlamda, ıssız fenerler, Odysseus’un rotasını çizen yıldızlar kadar kadim ve kutsaldır. Onlar, deniz tanrılarının öfkesine karşı insanın diktiği sütunlardır; Poseidon’un hiddetine karşı Apollon’un ışığını yükseltirler. Bu bağlamda fener, yalnızca fiziksel bir yapı değil, aynı zamanda bir mitosun taşıyıcısıdır: kaybolmuş ruhlara yön gösteren, ölüler diyarına geçişte rehberlik eden bir Hermes figürüdür. Işığıyla hem uyarır hem çağırır; hem sınır çizer hem de geçişi mümkün kılar.
Issız fenerler, modern insanın anlam arayışında birer epistemolojik metafor olarak belirir. Onlar, bilgiyle cehalet arasındaki sınırda, bilinçle bilinçdışının eşiğinde titreyen bir ışık huzmesidir. Foucault’nun “görünürlük rejimleri” bağlamında, fenerin ışığı bir iktidar biçimi değil, bir varlık çağrısıdır; görünenin ardındaki görünmeyeni sezdiren bir işarettir. Issızlıkları, onları daha da gür sesli kılar; çünkü sessizlik, hakikatin en kadim dilidir.
Günlüğünüz karşısında ruhen çırılçıplak kalmayı göze alabileceğiniz belki de tek dostunuz.
1 Aralık 2025 Pazartesi
ışığın yalnızlığı: ıssız fenerler üzerine ontolojik bir meditasyon
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder