5 Kasım 2025 Çarşamba

aşkın diyalektik doğası üzerine

 Aşk, varoluşun en paradoksal hâlidir; çünkü hem birliğe hem de ikiliğe muhtaçtır. “Aşk iki kişiliktir” ifadesi, yalnızca bir romantik idealin değil, aynı zamanda felsefi bir hakikatin ifadesidir. Tekil benliğin sınırlarını aşarak ötekiyle kurduğu bu bağ, bir tür ontolojik açılımdır. Aşkta, ben ve sen, birbirine temas eden iki varlık değil, birbirinde eriyen iki bilinçtir. Bu erime, yok oluş değil, daha derin bir varlık kazanımıdır; çünkü aşk, bireyin kendi sınırlarını aşarak ötekinin varlığında kendini yeniden kurduğu bir oluş hâlidir.

Ancak bu birlik, bir silinme değil, bir yankılanmadır. Her âşık, ötekinin aynasında kendi suretini arar; ama bulduğu, çoğu zaman kendi olmaktan çıkmış, başkasıyla yoğrulmuş bir benliktir. Bu dönüşüm, Sartre’ın “cehennem başkalarıdır” önermesini tersine çevirir: aşk, başkası aracılığıyla cennete açılan bir kapıdır. Fakat bu kapı, yalnızca iki öznenin eşzamanlı varlığıyla aralanabilir. Tek başına kalan bir âşık, aşkın değil, aşkın hayaletinin taşıyıcısıdır. Bu yüzden aşk, bir monolog değil, varoluşsal bir diyalogdur.

Aşkın iki kişilik oluşu, yalnızca sayısal bir gerçeklik değil, etik bir sorumluluktur da. Her âşık, ötekinin varlığını tanımakla yükümlüdür; onu bir nesne değil, bir özne olarak kabul etmekle. Levinas’ın yüz felsefesi burada yankı bulur: âşık, sevdiğinin yüzünde yalnızca güzelliği değil, aynı zamanda bir çağrıyı, bir sorumluluğu da görür. Bu sorumluluk, aşkı salt bir haz nesnesi olmaktan çıkarır; onu bir etik alan, bir karşılıklılık zemini hâline getirir. Aşk, bu anlamda, yalnızca duygusal değil, aynı zamanda ahlaki bir eylemdir.

Ve nihayet, aşkın iki kişilik doğası, zamanla sınanır. Zira aşk, yalnızca başlangıç anının büyüsünde değil, sürekliliğin sabrında da var olur. İki ruhun birlikte akması, birlikte durması, birlikte susması gerekir. Aşk, bir karşılaşmayla başlar ama bir yolculukla anlam kazanır. Bu yolculukta, ben ve sen, biz’e dönüşür; ama bu “biz”, bireyselliği yutan bir bütün değil, farklılıkların ahenkle var olduğu bir birliktir. Aşk, iki kişiliktir; çünkü ancak iki ayrı varlık, birbirine temas ederek, birlikte var olmanın hakikatini duyumsayabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder