16 Temmuz 2012 Pazartesi

Ben Hep Beni Sevmeyen Adamları Sevdim


Hep benden bir adım önde olan, benden uzakta duran, gülüne diken kaldığım, gölgelerinde durduğum ama yüreklerine sokulamadığım adamlar…
Benim olmayacaklarını bile bile yüreğimde onlara birer yer açtığım, sözlerinden ve bakışlarından bir sürü anlamlar çıkardığım…
Sevmeye korktuğum ama duygularıma engel olamadan delice tutulduğum…
Onlara tutulmanın ne kadar saçma olduğunu bile bile bir rüzgâr ile birlikte onlara doğru savrulduğum… Bir dal gibi tutunmaya çalıştığım… Düşmemek için dört elle sarıldığım…
Sularında boğulduğum, yollarında kaybolduğum adamlar…
Bir türlü ulaşmayı beceremediğim, ellerini tutamadığım, gözlerine bakamadığım, kendi içimde onlar için kendimle boğuştuğum…
Sustuğum, sustukça sessizliğe dolandığım, acılara bulaştığım, tek taraflı sevdalar yaşadığım…
Bazen onlar yüzünden kendimi tanımadığım; duygularıma, yüreğime, kelimelerime yabancılaştığım…
Bana bir kere bile “seni seviyorum” dememiş, sevgimi fark etmemiş adamlar… Ya da sevgimi fark ettiremediğim… Yüreğimin sesini duyuramadığım adamlar…

Ben hep beni sevmeyen adamları sevdim.
Neden, bilmem ama ben hep sonbaharları seçtim mevsim diye, dost diye yalnızlıkları.
Geceleri açıldı yüreğimin gülleri, ruhum karanlıklara sarıldı.
Kışlara alıştı hüzün vurmuş gözlerim.
Ayaklarım beni hep dağ başlarına götürdü; uçurumlara, kimsenin ayak basmadığı ya da basmaya korktuğu topraklara, bir fırtınanın tam başlangıç noktasına…
Sonunu bilmediğim, sarsıntılı, vurgun yemiş gibi sancılı hayatların ortasında buldum hep kendimi. Kurtulamadım, sıyrılmayı beceremedim bu çalkantılı yaşamlardan.
Mutlulukların gölgesinde kaldım hep, gözyaşlarının tesirinde, hüzünlü hikâyelerin bitmeyen kederinde…
Beni sevmeyen adamların yolunda buldum hep kendimi, belki bir gün severler diye… Belki bir gün yüreklerinde soluklanırım, ellerinde hayat bulurum, gözlerinde yaşadığım acıları unuturum diye…
Umudun kanadına tutundum hep.
Yıldızlar kaydıkça zemheride, hıdrellezde birleştikçe Yakup’la İlyas, dilek tuttum onları düşünerek.
Onları düşünerek, kendi derinliğimde bir yol buldum sevgilerin en güzeline.
Gökyüzünün en mavisine kuşlar uçurdum sevgiyle ama yine de sevgime karşılık bir sevgi bulamadım onların derinlerinde.
Sevemedim de şöyle gerçekten delicesine, ölürcesine; sevilmedim de…
Ve ben hep, sürekli aynı şiiri okumaktan yorulmuş, aşk filmlerinde aynı rolde oynamaktan bıkmış bir halde, ümitsizce, beni sevmeyen adamları sevdim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder