Günlüğünüz karşısında ruhen çırılçıplak kalmayı göze alabileceğiniz belki de tek dostunuz.
28 Şubat 2016 Pazar
27 Şubat 2016 Cumartesi
25 Şubat 2016 Perşembe
çingeneler zamanı....
Çingene,
Romen, Rom, Manuş, Jitan, Çigan... Farklı coğrafyalarda farklı isimleri var.
Yüzyıllarca önce Hindistan'dan başlayan yolculukları, onları dünyanın birçok
ülkesine dağıttı. Hindistan'daki kast sistemi belki de yaşadıkları topluma
entegre olmalarının, ayrı ve bir anlamda izole bir hayat sürmelerinin modelini
oluşturuyor. Önce İran'a, 16. yüzyılda Avrupa'ya, 19.yüzyıl sonlarında Kuzey
Amerika'ya ulaştılar.
1843 Yılı
İstanbul'undan Bir Gözlem: Ortadoğu'daki çingenelere "zingari" denir.
Çöllerde ve dağlarda göçebe hayatı yaşarlar, şehre yerleşmiş olanları at
satıcılığı ve şarkıcılık, müzisyenlik yaparlar. Doğuda hiçbir yerde
Konstantinapolis'deki kadar çok çingene bulamazsınız. Kadınların çoğu,
çocukları nazardan korumak için zengin evlerine girer. Onlara sık sık
kahvehanelerde çalgılarını çalıp dans ederken rastlarsınız. GEORGE BORROW
Klasik
Müzik ve Çingeler: MÖ. 420 yıllarında Hindistan'ı terk edip dünyaya yayılan
çingenelerin bir müzisyen ve dansçı kastına ait olduğu düşünülüyor. Kendilerini
profesyonel müzisyenler olarak yanında taşıyan Türk ordusu ile beraber 15.
yüzyılda Avrupa'ya giren Çingeneler 18. ve 19. yüzyılda kendilerine
aristokrasiden ve orta sınıftan destek buldular. Joseph Haydn'ın hizmetkâr
kıyafetleri ile yönettiği orkestra, çingenelerden oluşuyordu. Halk tarafından
çok sevilen çingene ezgileri Haydn'ı ve dönemin ünlü bestecilerini önemli
ölçüde etkilemiştir.
24 Şubat 2016 Çarşamba
23 Şubat 2016 Salı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)