23 Eylül 2014 Salı

bence malumdur



dikenin
kalbime battığı bir sonbahar günüdür
sen elini bulutların içinde gezdirirsin
bulutlar senin gözlerinin üstünde yürürler
içini kurtlar kemirir
bence malumdur
buğulanmış camların arkasında masmavi yüzün
senin ateşler içinde olduğun
bence malumdur
ellerin muhakkak çocuk elleridir
hep kimsenin bilmediği türküler düşünürsün
onlar neden daima okul türküleridir
süleymancıktan bahseder
kara toprakta açık yeşil bir yıldız gibi akıp giden
süleymancıktan
ve karınca yuvalarından bahseder
ışıksız kömürsüz karınca yuvalarından
gökyüzünde kızıl bir hilalin kaydığını görürsün
sen ansızın gökyüzünde görünürsün
gözlerinin rengi
bence malumdur
elinde değildir akşam serinliğinde üşürsün
eylül'den itibaren geceler hazindir uzundur
sokaklar yorulur uykuya varıp gelirler
sokakların üstüne bulutlar gelirler
bulutların üstüne yıldızların gözleri gelir
bir yıldız bir yıldızın ardınca gider
yıldızların kayboldukları yer
bence malumdur
karanlıkta bir şeyler kopar dağılır
uzaktan yabancı sesler duyulur
sen elini bulutların içinde gezdirirsin
elin hayallerimi dağıtır
bilirsin
sen elini bulutların içinde gezdirirsin
Attila İlhan

22 Eylül 2014 Pazartesi

Eylül Ayı



  • Eylül, Gregoryen Takvimi'ne göre yılın 9. ayı olup 30 gün çeker.
  • Arapça eylûl, Süryanice "üzüm" anlamındaki aylûl'den (üzüm ayı) gelmektedir.
  • Hristiyanlar bu aya "istavroz ayı", "haç ayı" ya da Karadeniz'de değiştirilerek "istavrit ayı" derler.
  • Avram Galanti Bodrumlu yaptığı araştırmalar ile Türklük İncelemeleri kitabında Akadlıların altıncı ayı olduğunu ve sevinçten haykırmak anlamına geldiğini savunmuştur.
  • Eylül adının İngilizce karşılığı olan "September", Latince 7 anlamına gelen "septem" den gelir. Eylül, M.Ö. 153'e kadar, eski Roma takviminde 7. ay idi.
  • Roma imparatoru Septimius Severus ile aynı anlama gelir.

21 Eylül 2014 Pazar

eylül rübai

eylüle girdim eylüle girdim
her ömrün bir eylülü vardır
onca yaşadım
şimdi bildim

( murathan mungan / eylül 2001 )



19 Eylül 2014 Cuma

ayrılık ayracı



Bütün ayraçları kaldırdın ama unuttuğun
Bir şey vardı yine de, çiçekleri sulamadın 
Gökyüzü sarardı o zaman bulutlar kirlendi
Ve ne kadar az konuşur olduk günboyu 
Birden ayrımsadık ki ayrılık orda başlıyor 
Tam da susuşların birbirine eklendiği yerde 

Ezberlenecek hiçbir şey yok bu dünyada 
Kirletilmemiş bir bulut bile yok artık 
Böyle diyorsun her yolculuğa çıkışımda 
Yaşadığın kent de sana benziyor gitgide 
Ne zaman dönmeyi düşünsem yangın çıkıyor 
Ya da erteletiyorum biletimi son anda 

Uzun bir sessizlik oluyorsun dağlara baksam 
Karşılıksız mektuplar kadar burkuluyor kalbin 
Yazdığım şiirler de canımı sıkıyor artık 
Fotoğraflarımı yırtıp atıyorum tek tek 
Ve ben bütün yapraklarımı döküyorken şimdi 
Eylül diyorsun, tam da orda başlıyor ayrılık 

Üşüyünce ağlıyorsun yalnızım dememek için 
Uçaklar gemiler trenler çiziyorsun duvarlara 
Kendine bir deniz bul artık bir de rüzgâr 
Parçalanacağın bir uçurum bul bu dünyada 
Tek tutkun o kenti bırakıp gelmek olmalı 
Ve gelirken havaya uçurmak bindiğin otobüsü 

Birden ayrımsadık ki ayrılık orda başlıyor 
Tam da çiçeklerin sulanmadığı yerde 
Konuşacak bir şeyler bulamıyorsak gün boyu 
Derim ki ayrılık gündemdedir ne yapılsa 
Ve sen bütün ayraçları kaldırdığını sanmıştın 
Ama unutmuşsun yine de ayrılık ayracını

Ahmet Telli


18 Eylül 2014 Perşembe

Sevgilim, işte Eylül



Sevgilim, işte Eylül
Ve işte senin usul usul seğiren yüzün.
Zaman ki sonsuzdur
Bitmemiş şiirler gibidir.
Bazı hüzünleri
Bazı nehirleri tutup anlatmak gibidir.
Biz ki zamanı tırnak içine alıp yaşadık
(İsteğin bulanık kıyısında).
Bundan değil midir bizim aşkımızda
Sürekli bir akşam hüznü vardır.

İlhan Berk