Günlüğünüz karşısında ruhen çırılçıplak kalmayı göze alabileceğiniz belki de tek dostunuz.
31 Mayıs 2016 Salı
30 Mayıs 2016 Pazartesi
BİR ŞAMANIN HAYATLA İLGİLİ 30 ÖĞÜDÜ
1. Yolda yürürken bulduğun bir kuş tüyünü eve getir, bir
vazoya koyabilir, asabilir yada rafta bulundurabilirsin. Bu cennetten sana gelmiş güçlü bir
tılsımdır. Bu tarz ruhlardan size verilen işaretleri farketmelisiniz.
2. Nehirlerden taş topla. Büyük güç ve enerjileri vardır.
3. Tüm gücünle diğer insanlara yardım etmeye çalış. Eğer mutluluk veremiyorsan en azından
zarar verme.
4. Zorluklar birer formalitedir. Ciddi zorluklar, daha ciddi
olsalar bile hala formaliteden ibarettir. Gökyüzü oradadır, bazen bulutlarla kapanmış olsa bile bazen
biraz çaba göstererek, mesela bir uçağa binerek aynı mavi gökyüzüne ulaşmak
mümkündür. Herkese barış!
5. Bir hayale ulaşmak için bazen tüm gereken bir adım
atmaktır. Zorluklardan
korkmayın, her zaman vardırlar ve olacaktırlar. Hepinize amaçlarınız
doğrultusunda temiz yollar!
6. Ahlaki olarak önceliğiniz başka birine zarar vermemek
olmalıdır. Bu prensip
oldukça güçlü olmalıdır. Sadece şöyle düşünün: “Hiçbir zaman hiç kimseye zarar
vermeyeceğim.”
7. Canlılar için bir mutluluk kaynağı olabilirseniz siz
kendiniz en mutlu olursunuz. Ve
başkalarına acı çektirirseniz siz kendiniz de acı çekersiniz. Düşünün!
8. Günde en az bir saat sessizliğe zaman ayırın. Buna en az iletişime olduğu kadar
ihtiyacınız var.
9. Sevebilme yeteneği Dünya üzerindeki en önemli yetenektir. Herkesi sevmeyi öğrenin, düşmanlarınızı
bile.
10. Akarsulara çöp atmayın. Asla! Suyun ruhu çok sinirlenebilir.
Ruhu yatıştırmak için ekmek, süt yada para atabilirsiniz.
11. Genelde geçmişimizi “altın çağ” yada “altın günler”
olarak adlandırırız. Bu bir hatadır.
Hayatımızda yaşanan her an tam olarak altın çağdır.
12. Mükemmel bir din ya da inanç yoktur. Kötü bir din de
yoktur. Tanrı bir tanedir. İstediğinize
dua edebilirsiniz ancak şu emirleri unutmayın: dürüst yaşa, atalarına saygı
göster, ve sev.
13. Eğer Dünya’yı değiştirmeyi amaçlıyorsan önce kendini
değiştir. Aşkın ve
keyfin enerjilerini öğren. Bunlar bir insanın kilit anlarıdır. Gülümsemek,
kahkaha ve keyif almanın çok büyük güçleri vardır. Bunu bir defa öğrendikten
sonra kendinize sevginin kapısını açacaksınız.
14. Oldukça güzel bir deyiş vardır: Veren eli kısıtlı görme.
Eğer mümkünse zayıf ve
ihtiyacı olanlara para ver. Miktarı önemli değil ancak vermiş olmak önemlidir.
15. Hayat çok kısadır. Bunu gözyaşları, kavgalar, küfür ve
alkol ile çarçur etme.
İyi şeyler yapabilir, çocuk yetiştirir, dinlenir ve daha fazla mutluluk verici
şeyler yapabilirsiniz.
16. Eğer sevdikleriniz size suçlu olmadığınız bir şey için
kızdılarsa onlara sıkıca sarılın, ve onlar yatışıncaya kadar onları bırakmayın.
17. Ruhunuzda bir sıkıntı bir tükenmişlik hissediyorsanız
şarkı söyleyin. Kalbiniz
hangi şarkıyı söylemek istiyorsa. Bazen o da konuşabilmek ister.
18. Her zaman hatırla: Doğru din, doğru inanç ya da en
becerikli şu veya bu inancın din adamı yoktur. Tanrı birdir. Tanrı dağın tepesindedir.
Farklı din ve inançlar bu tepeye ulaşmanın farklı yollarını sunarlar. Kime
istersen dua et, ancak bil ki senin asıl amacın günahsız olmak değil, tanrı’ya
ulaşmaktır.
19. Eğer bir şey yapmaya karar verdiysen kendinden şüphe
etme. Korku seni
kendinden ve doğru yoldan saptırmaya çalışacak. Çünkü bu kötülüğün ana
silahıdır. Eğer ilk defada başaramadıysan ümidini kaybetme. Her küçük zafer
seni daha büyüğüne yaklaştırır.
20. Hayatta çok önemli bir şeyi hatırla. Herkes hakettiğini
bulur. Problemlerin
ruhuna ve düşüncelerine girmesine izin verme böylelikle problemler vücuduna da
ulaşamaz.
21. Hayat sana yüzünü ya da başka bir tarafını çevirmiş
olabilir. Ancak sadece çok az kimse aslında hayatı çevirenin gerçekte kendisi
olduğunu anlıyabilir.
Diğerleri hakkındaki tüm kötü düşünceleriniz size geri dönecektir. Kıskançlık
da en sonunda size geri gelecektir. Buna neden ihtiyacınız var? Sakin ve ölçülü
yaşayın. Kıskanç olmak iyi bir şey değildir ve hiç gerek de yoktur. Bu adamın
büyük bir arabası varsa bu onun yüzünü daha güzel yapmayacaktır. Altın aslında
kirli bir metaldir. Kıskanç olmaya ihtiyaç yoktur. Daha fazla gülümseyin ve
yabancılar da size gülümseyecektir, hem de sevdikleriniz ve tüm hayatınızla
beraber!
22. Size saygı gösterilmesini istiyorsanız başkalarına saygı
gösterin. İyilik için
iyilik, kötülük içinse bu kötülüğü yoksaymak yapılacak en doğru şeydir. Sizi
kötü yapmaya çalışan biri onu yoksaydığınız için kendini gerçekte daha kötü
hissedecektir.
23. İçmeyin. Hiç
içmeyin! Alkol vücudu, beyni ve ruhu öldürür. Ben yıllardır içmiyorum. Eğer
şamansanız veya ruhsal bir insansanız içerek bir süre sonra tüm güçlerinizi
bitireceksiniz ve ruhlar sizi cezalandıracaktır. Alkol gerçekten de öldürür,
aptalca şeyler yapmayın. Rahatlamak için hamama gidin, eğlence için şarkı
söyleyin, iletişim ve ortak bir dil bulabilmek için çay için, ve bir kadını
daha iyi tanımak için ona şeker verin!
24. Asla pişmanlık duyma! Ne olursa olsun bu ruhların isteğiyle olur ve bu her zaman
en iyisidir.
25. Hayvanlara benzeyen taşları özel bir tören olmadan
yerden almayın. Aksi
takdirde çok ciddi bir nazara maruz kalırsınız. Eğer böyle bir taş bulduysanız
ve yanınıza almak istiyorsanız bulunduğunuz yerin ruh efendisine başvurun ve
ona bir teklifte bulunun, ardından bu taşı yerde beyaz bir bezle kaplayın ve
böyle alın.
26. Güzel bir müziği dinleyerek kendinizi gün içerisinde
aldığınız negatif enerjiden arındırırsınız. Müzik meditasyon gibidir. Sizi kendinize ve hayata geri
getirebilir.
27. Kalbinizde her hangi bir baskı olmadan rahat nefes
alabilmek için, ağlamayı öğrenin.
28. Eğer durum sizin çözemeyeceğiniz bir hal aldıysa ve hiçbir çıkış yoksa elinizi yukarı kaldırın. Ve elinizi sertçe aşağı indirirken “zıkkımın köküne git” deyin. Çok güzel bir deyiş vardır: Sizi yeyip yutmuş olsalar bile en azından 2 çıkış yolunuz vardır.
28. Eğer durum sizin çözemeyeceğiniz bir hal aldıysa ve hiçbir çıkış yoksa elinizi yukarı kaldırın. Ve elinizi sertçe aşağı indirirken “zıkkımın köküne git” deyin. Çok güzel bir deyiş vardır: Sizi yeyip yutmuş olsalar bile en azından 2 çıkış yolunuz vardır.
29. Kadınlar alışveriş yaparken ailelerinin önlerindeki
günlerdeki mutluluğunu satın alırlar. Her
bir taze, güzel, olgun ve güzel kokan meyve bu ailede mutlu ve sakin bir
hayattır. Erkek, kendi tarafından kadına para sağlamalıdır. Böylece kadın en
iyi kalitedeki ürünleri seçebilir. Yiyeceğe harcanan paradan kısan bir aile
fakirleşir ve mutsuzlaşır. Bu kısıntı aslında sevdiklerinin mutluluğundan
kısılır.
30. Kendinizi yanlış ya da birşey hakkında
üzülüyorken bulursanız, vücudunuzu düzgün ve akıcı hareketlerle bir dans
formunda hareket ettirin. Kötü
enerjinizi yoluna sokup zihninizi çektiğiniz acıdan arındıracaksınız.
29 Mayıs 2016 Pazar
keşke…
Kapat gözlerini benim için ve dinle n'olur. Çünkü bunu
sana ancak bir kez söylemeye cesaretim var. Seni ait olduğun çevre için değil, bana
ait olman için değil, karşılığında beni sevmen için değil. Sadece sen olduğun
için sevdiğimi söyleyebilseydim keşke…
26 Mayıs 2016 Perşembe
İngiliz Rolls Royce kullananlar
İngiliz Rolls Royce kullananlar Greta Garbo, Şarlo, Ernest Hemingay, Coco
Chanel, F. Scott Fitzgerald,, Muhammed Ali, Elvis Presley, Rudoph Valentino,
Henry Ford, Mae West, Fred Astaire, Benito Mussolini, George Bernard Shaw,
Joseph Stalin, Vladimir İlyich Lenin, General Franco, Larshall Tito.
İlk Rolls-Royce 395 İngiliz sterlinine satılmış.
Rolls-Royce’un ilk deneme sürüşü 1 Nisan 1904 tarihinde yapılacakmış ama,
gazetelere yollanacak basın bültenlerinin 1 Nisan şakası olarak
algılanabileceğinden çekinildiği için tarih 31 Mart olarak değiştirildi.
Rolls-Royce’un radyatör parmaklıkları hiçbir ölçüm aleti kullanılmaksızın
tamamen el emeği göz nuru imiş.
Silver Spirit’in klima kapasitesi tam 30 buzdolabına eşitmiş.
Kuzey Kutbu’ndan ekvatora kadar Rolls-Royce’un içinde klimaya el sürmeden
aynı ısıda seyahat edilirmiş
En eski Rolls-Royce, 1904 model, 10 BG olup, İskoç Thomas Love’a aitmiş.
25 Mayıs 2016 Çarşamba
Madonna - La Isla Bonita
Como
puede ser verdad
Last night I dreamt of San Pedro
Just like I`d never gone, I knew the song
A young girl with eyes like the desert
It all seems like yesterday, not far away
Last night I dreamt of San Pedro
Just like I`d never gone, I knew the song
A young girl with eyes like the desert
It all seems like yesterday, not far away
Tropical
the island breeze
All of nature wild and free
This is where I long to be
La isla bonita
All of nature wild and free
This is where I long to be
La isla bonita
And
when the samba played
The sun would set so high
Ring through my ears and sting my eyes
Your Spanish lullaby
The sun would set so high
Ring through my ears and sting my eyes
Your Spanish lullaby
I
fell in love with San Pedro
Warm wind carried on the sea, he called to me
Te dijo te amo
I prayed that the days would last
They went so fast
Warm wind carried on the sea, he called to me
Te dijo te amo
I prayed that the days would last
They went so fast
I
want to be where the sun warms the sky
When it`s time for siesta you can watch them go by
Beautiful faces, no cares in this world
Where a girl loves a boy, and a boy loves a girl
When it`s time for siesta you can watch them go by
Beautiful faces, no cares in this world
Where a girl loves a boy, and a boy loves a girl
Last
night I dreamt of San Pedro
It all seems like yesterday, not far away
La la la la la la la
Te dijo te amo
La la la la la la la
El dijo que te ama
It all seems like yesterday, not far away
La la la la la la la
Te dijo te amo
La la la la la la la
El dijo que te ama
22 Mayıs 2016 Pazar
floransa
Kuzeyi ve doğusu Apennin dağlarıyla kaplıdır, güneyinde Chianti
tepeleri yükselir. Gucci, Coveri, Ferregamo Floransa’lı ünlü stilistlerdir.
Leonardo da Vinci, Michelangelo söz konusu sanatçıların başında gelir. 1382’de
iki büyük aile önderlik yarışına girdiler. Medici ailesi zaferi kazanarak
Floransa’ya egemen oldu ve kurumlarını değiştirmeksizin, babadan oğula geçen
bir monarşi kurmayı başardı. Vatanının babası diye adlandırılan ihtiyar Cosimo
(1434-1464) liberal bir prensti. Edebiyatı ve bilimi korudu. Daha sonra
Floransa, Lorenzo il Magnifico’nun (Muhteşem Lorenzo/1465-1492) yönetiminde
Avrupa’nın sanat ve kültür başkenti oldu. Borgo Albizi sokağında bulunan, ön
cephesi heykellerle donatılmış Palazzo Visace (Visace Sarayı) 1500 yılında
yapılmış olup Medici’lerin korumasında olan bir yapı. Bu güzel binanın bir
katında bugün Baratelli Lucchesi ailesi oturuyor. Floransa’ya gelip de görkemli
gotik bir yapı olan Duomo’yı görmek mümkün değildir. 1926’da Arnolfo di Cambio
tarafından inşaatı başlatılan (Santa Maria del Fiore) Duomo, Floransa’da 13. ve
14. yüzyılda zenginliğin ve gücün sembolü Floransa’ya özgü farklı bir gotik
yapıdır ve hacmi çok büyüktür. En önemli özelliği kubbesi ve dış yüzeyini
kaplayan mermerleridir. On dört yılda tamamlanan kubbenin inşaatını
Brunelleschi yapmıştır. Çan kulesi Giotto tarafından tasarladığı için çok
önemlidir. Duomo’nun hemen karşısındaki Battistero (vaftiz binası) beyaz ve
yeşil mermerlerle kaplıdır. Roma stilidir. Üstünde eski ahitten sahnelerin
görüldüğü bu inanılmaz güzellikteki bronz kapı için Michelangelo cennetin
kapısı demiştir. Nettuno çeşmesinin etrafında Donatello’nun bir heykeli ve
Michelangelo’nun ünlü Davıd heykeli bulunmaktadır. Bu heykellerin aslını
Accademia müzesinde görebilirsiniz. 13. yüzyılda inşa edilen ve freskleri
Andrea di Bonaiuto tarafından yapılan Santa Maria Novella Kilisesi de görülmeye
değer. Santa Croce ise kentin en eski meydanlarından biridir ve burada Floransa’nın
en önemli kiliselerinden olan Chieas della Santa Croce bulunmaktadır. 1924’de
yapılan bu kilisenin tabanında mermerden oluşmuş tablolar ve önemli kişilerin
mezarları bulunmaktadır. Aralarında Michelangelo, Dante, Rossellino ve
Rossini’nin de bulunduğu tam 276 tane mezar vardır. Projesi yine
Brunelleschi’ye ait, yapımına 1420’de başlanan San Lorenzo Kilisesi’ni
unutmamak gerekiyor. Dua bölümünün (Sagrestia Vecchia) dekorasyonu Donatello
tarafından yapılmıştır. Kentin simgesi haline gelen Arno Nehri üzerindeki en
eski köprü olan Ponte Vecchio Floransa’ya gelen herkesin ilgisini çeker. Bu
antik köprüden sonra Galile’nin evinin önünden geçip Belvedere’ye tırmanmak
ayrı bir zevktir. Belvedere’den bütün Floransa’yı seyredebilirsiniz. Nehrin bu
tarafında, planı 1549’da Triboli tarafından çizilmiş olan, Palazzo Pitti’nin
tarafından çizilmiş olan, Palazzo Pitti’nin arkasındaki Giardino di Boboli’yi
gezmenizi öneririm. Avrupa’nın en zengin şarap mehzenine sahip olan Pinchiori
Via Verdi’de bulunuyor. Toscana yemeği olan Trippa alla Fioorentina (Floransa
usulü işkembe).
Floransa,
bir sanat, bir Rönesans dönemi şehri olduğunu sık sık yüzünüze vuruyor. Ünlü
sanatçılar Leonardo da Vinci, Galilei Galileo, Michelangelo, Dante Alighieri,
Vasari, Giotto, Botticelli, şehre anılarını bırakırken oldukça cömert
davranmış. İtalyan mimarisinin en şık örneklerini görebileceğiniz meydanlar ve
dar sokakların dışında, bir mimari deha sayılabilecek olan Duomo Katedrali
bunların başında geliyor. Duomo Katedrali çevresinde sürekli kalabalık turist
topluluğu, tabii beraberinde kaçınılmaz olarak seyyar satıcılar ve ressamlarla
bir arada olacaksınız.
Eğer şehri
kuşbakışı izlemek isterseniz, Arno Nehri’nin diğer yanına geçip Boboli Parkı,
Forte Belvedere ya da Piazza Michelangelo seçeneklerinden birini tercih
etmelisiniz. Boboli Parkı, inanılmaz keyifli bir mekân; içeriye girip de tepeye
yürümeye başladığınızda, içinizden tüm gününüzü burada geçirmek geliyor. Forte
Belvedere çıkışı ise, dar sokakları ve şirin yapılarıyla dikkat çekici. Ama
Michelangelo’nun ünlü Davut heykelinin bulunduğu tepe, şehrin muhteşem
görüntüsüne artı olarak, bir de uzayıp giden Arno Nehri görüntüsünü de
kadrajınıza sığdırıyor. Nehrin diğer tarafında Palazzo Pitti de mutlaka
görmeniz gereken yerlerden. Zaten Boboli Parkı’nın girişi Palazzo Pitti’nin
içinde yer alıyor.
21 Mayıs 2016 Cumartesi
20 Mayıs 2016 Cuma
NEW YORK'UN ÇİN MAHALLESİ
Atlayalım
üç adım ötedeki metroya, Times Square’de bir değiştirme yapalım, kırmızı
çizgiden turuncuya geçelim. St. Union Square’de yeşil hatta atlayıp Canal
isimli durakta inelim. China Town burada başlıyor. East River’a doğru
ilerleyip, East Broadway’i de içine alarak Brooklyn Bridge’in ayaklarına kadar
uzanıyor. New York’taki China Town, San Francisco’dan sonra dünyanın en büyük
Çin mahallesi. Bir Kızılderili Manhattan’ı 24 dolara Hollandalı Peter Minut’e
(1626) satmıştı. Sanki hala Kızılderili ruhlar dolaşıyor burada. Kızılderili,
çoktan çürüyüp eridi fakat ruhunu capcanlı Kızılderili büyüleriyle,
tütsüleyerek Manhattan’da bıraktı. Çünkü bu Kızılderili’nin tıp tıp vuran
yüreğini, batan güneşe karşı hançerle çıkardılar ve bir geometriler büyüsü
olan bir Altar’ın üstünde yaktılar. O günden sonra başladı geometrilerden
yaratılmış hayaletler; bina, ev, gökdelen suretleriyle Manhattan üstünde bir ağ
gibi.
18 Mayıs 2016 Çarşamba
İNCE SHORTBREAD ÜZERİNE TAZE KREMA VE ÇİLEK
4-6
kişilik malzeme
Shortbread hamuru için:
300 gr.
tereyağı
150 gr.
toz şeker
1 adet
rendelenmiş limon kabuğu
Toz
vanilya
1 adet
hafif çırpılmış yumurta
450 gr. un
Diğer
malzemeler:
200 ml.
krema
1 çay
kaşığı toz vanilya
Pudraşeker
400 gr.
çilek
Fırın
tepsisinin erimiş tereyağıyla yağlayın ve soğumaya bırakın. Fırını 160 dereceye
getirin. Shortbread hamuru için tereyağını ve toz şekeri birlikte yoğurun.
Birkaç tutam toz vanilyayı ekleyin. Yumurtayı yavaş yavaş çırparak karşıma
yedirin. Unu ekleyin. Hamur yumuşak ve yapış yapış olmalı. Bul malzemeyi iki
parçaya ayırın. Her iki hamur parçasını da 2,5 mm. kalınlığında açın ve bunları
fırın kâğıdında iki kat halinde üst üste koyun. Buzdolabında bekletin.
Soğuduktan sonra 8,5 cm. çapında bir kurabiye kalıbı ile şekilli keskin ve
önceden ısıtılmış fırında altın rengi olana kadar pişirin. İçini hazırlamak
için kremayı bir kaba koyun. Vanilyayı, istenildiği kadar pudra şekeri ekleyin
ve biraz çırpın. Shortbread üzerine kremayı ve çilekleri istediğiniz biçimde
yerleştirin ve pudraşekeriyle süsleyin.
17 Mayıs 2016 Salı
James Watt
James
Watt, James Watt modern buhar makinasının kaşifi. 19 Ocak 1736'da Greenock'ta
doğdu, 19 Ağustos 1819 Heathfield'te öldü. İskoçyalı mucit ve fizikçi.
19 yaşındayken bir cihaz imalatçısının yanında çalışmaya başladı. Daha sonra kendi başına işyeri açarak çalışmaya devam etti. Fakat izinsiz olduğu için işyeri kapatıldı. Üniversite Watt'a sahip çıkarak onu laboratuarlarında cihaz yapması için işe aldı. Üniversite profesörleri Watt'ın kabiliyetini fark ederek onu yetiştirmeye çalıştılar.
Watt ilk olarak 1705 senesinde Thomas Newcomen'in yaptığı buhar yoğunlaştırıcı silindir üzerinde çalışmalarına başladı. Bu çalışmalarında buharın, basıncın ve sıcaklığın tesirlerini deneylerle tespit etti. Deneylerde bulduğu önemli husus silindire giren buharın sıcaklığı kadar silindirin de sıcaklığının yüksek tutulması olmuştu. Daha önce yapılan buhar makinalarında silindir soğuk olduğu için buhar yoğunlaşıyor ve makina verimi düşüyordu. Bu prensiplerle ve hareketle Watt, dik hareketli buhar makinaları yapmaya başladı. 1781 senesinde ise dik hareketi döner hareket haline çeviren buharlı makinayı yaptı. Bu buluşunu silindir içindeki pistonun hem alt hem üst kısmına buhar basıncı tatbik ederek iki yönlü kullanma imkanı tanıyan çift hareketli buhar makinası takip etti. Böylece makina güç kapasitesi iki kat artmış oluyordu. Buhar basıncını gösteren ilk buhar göstergesi de Watt tarafından yapılmıştır.
Watt yüksek basınçlı buhar sistemlerine geçişin hazırlayıcısı, termodinamik prensiplerin birçoğunun bulucusudur. Modern buhar türbinlerindeki devir kontrol regülatörü de Watt'ın ortaya çıkardığı kontrol prensibine göre çalışır. Beygir gücü ve Watt kavramlarının güç ifadesi olarak kullanılması da Watt tarafından başlatılmıştır.
19 yaşındayken bir cihaz imalatçısının yanında çalışmaya başladı. Daha sonra kendi başına işyeri açarak çalışmaya devam etti. Fakat izinsiz olduğu için işyeri kapatıldı. Üniversite Watt'a sahip çıkarak onu laboratuarlarında cihaz yapması için işe aldı. Üniversite profesörleri Watt'ın kabiliyetini fark ederek onu yetiştirmeye çalıştılar.
Watt ilk olarak 1705 senesinde Thomas Newcomen'in yaptığı buhar yoğunlaştırıcı silindir üzerinde çalışmalarına başladı. Bu çalışmalarında buharın, basıncın ve sıcaklığın tesirlerini deneylerle tespit etti. Deneylerde bulduğu önemli husus silindire giren buharın sıcaklığı kadar silindirin de sıcaklığının yüksek tutulması olmuştu. Daha önce yapılan buhar makinalarında silindir soğuk olduğu için buhar yoğunlaşıyor ve makina verimi düşüyordu. Bu prensiplerle ve hareketle Watt, dik hareketli buhar makinaları yapmaya başladı. 1781 senesinde ise dik hareketi döner hareket haline çeviren buharlı makinayı yaptı. Bu buluşunu silindir içindeki pistonun hem alt hem üst kısmına buhar basıncı tatbik ederek iki yönlü kullanma imkanı tanıyan çift hareketli buhar makinası takip etti. Böylece makina güç kapasitesi iki kat artmış oluyordu. Buhar basıncını gösteren ilk buhar göstergesi de Watt tarafından yapılmıştır.
Watt yüksek basınçlı buhar sistemlerine geçişin hazırlayıcısı, termodinamik prensiplerin birçoğunun bulucusudur. Modern buhar türbinlerindeki devir kontrol regülatörü de Watt'ın ortaya çıkardığı kontrol prensibine göre çalışır. Beygir gücü ve Watt kavramlarının güç ifadesi olarak kullanılması da Watt tarafından başlatılmıştır.
15 Mayıs 2016 Pazar
çilek
Çilek
(Fragaria) gülgiller (Rosaceae) familyası içinde yer alan bir bitki cinsi ve bu
cins içinde yer alan türlerin meyvelerinin ortak adıdır. Dünyada, adlandırılmış
20’den fazla çilek türü vardır; ayrıca, çeşitli melezler ve kültivarlar da
bulunur. Dünya çapında ticari olarak en çok yetiştirilen çilekler, bahçe çileği
olarak adlandırılır. Çilekte kısa günde çiçek gözleri, uzun günde kol gelişimi
olur. Bu sebeple çilekte verim ile gün uzunluğu ilişkilidir. Bu sebeple bir
bölgeye uyan çeşit diğer bölgeye uymayabilir. Çilekte çiçekler salkım
şeklindedir. Buna değişmiş gövde de denilebilir. Çilekte iyi tozlanma
gereklidir. İyi tozlanmamış meyvelerde şekil bozukluğu olur. Tozlanmadan sonra
meyve genelde 30-35 günde olgunlaşır.
Çilek
kurusunun faydaları
Çilek
vücuda kuvvet verir. Kolesterolü düşürür ve damar tıkanıklığını önler. Aynı
zamanda çok iyi bir antioksidan olan çilek bağışıklık sistemini güçlendirir.
Kansere karşı korucudur. Sindirim sisteminin düzenli çalışmasına çok
faydalıdır. Bağırsak kurtlarını döker, idrar söktürür ve vücuttaki zararlı
maddeleri vücuttan uzaklaştırır. Kanı temizler. Sakinleştirici etkisi ile
tansiyonu ve ateşi düşürür. Cildi nemlendirir, tazelik ve güzellik verir.
Stresi azaltır.
13 Mayıs 2016 Cuma
Ben fotoğraf çekmek için seyahat edenlerdenim...
Ben fotoğraf çekmek için seyahat
edenlerdenim. Fotoğraf benim için, yeni coğrafyalara açılmak, yeni heyecanlar,
yeni ufuklar, yeni renkler, yeni lezzetler, farklı yaşam tarzları keşfetmek ve
bunları belgelemek demek. Bu saydıklarımın tümü, yaşamımızın en mutlu ve nadide
günleri arasındadır. Yaşanan heyecanı başkalarıyla paylaşmak, onları daha
anlamlı kılar. İşte bu nedenle; Fotoğraf çekmeyen insanlar için seyahat
bitince, heyecan da birkaç gün içinde tükenir. Fotoğraf çekmeyi sevenler için
asıl seyahat, döndükten sonra başlar. Gezginler asla iflah olmaz... "Ücra
ormanlarda bir haz vardır, Issız kıyılarda mest olurum. Kimsenin rahatsız
etmediği; Bir çevre vardır, Derin denizlerde, Ve uğultusunda bir şarkı vardır:
insanı daha az sevmem ama doğayı ondan çok severim..."
L.Byron
12 Mayıs 2016 Perşembe
parfüm çeşitleri
Clarins’in yeni fondöteni Teint Naturel Ultra
- Mat ciltte tam bir doğallık ve uzun süreli matlık sağlıyor. Akıcı
yapısı ve hafifliği, mineral ve bitkisel yağ içermeyen bileşiminden
kaynaklanıyor.
Ünlü modacı Donna Karan
kendi adını taşıyan Donna Karan Beauty
Company’le bu kez koku dünyasına giriyor. Yaptığım her şey kalbim,
bedenim ve ruhumla ilgili diyen tasarımcı ürettiği iki kadın ve iki erkek
kokusuyla modern yaşam tarzını yansıtıyor.
Elizabeth Arden 5 th avenue’yle sadece yeni bir koku değil yepyeni bir imaj yaratıyor. Modern, çiçeksi ve
yarı doğrusal bir koku 5 th avenue. Leylak, ıhlamur, manolya ve inci çiçeğinin
mandalin ve bergamotla birleşimi Elizabeth Arden’ın yeni kadınını simgeliyor.
Ellen Betrix “Body Care” serisi altı üründen oluşuyor. Ürenler sayesinde ölü hücreler temizleniyor,
kan dolaşımı hızlanıyor ve vücut için gerekli bakım sağlanıyor.
Rumba: Bir Latin Enerjisi. Rumba, sokaklardan gelen kırmızının canlılığını ve
neşeli ve duygusal Latin figürlerini yansıtıyor. Orkide, bergamot, yasemin,
amber ve vanilyanın eşsiz beraberliği inanılmaz bir koku ritmi yaratıyor.
Chanel No:5 Menekşe, iris, yasemin ve mayıs gülünün eşsiz karışımından oluşan parfümde
her çiçeğin kokusunu bulmak mümkün.
CK be. Calvin Klein koku ailesinin yeni bir üyesi. Bu zarif, ferah ve gizemli
koku bergamot. Mandalina, nane, lavanta, şeftali ve sandal ağacının hoş
karışımı onu kullananlar kadar ayrıcalıklı.
Helene Rubinstein’in iki yeni ürünü “Force C Complex”
ve “Force C Cream” birer vitamin deposu adeta. Bileşimindeki C vitamini zararlı
dış etkenlerle savaşıyor ve cildi serbest radikallere karşı koruyor.
Gıannı Versace’den The Dreamer. Transparan, serin, doğal, dokunulmaz ve rahatlatıcı. Tünün sıcaklığı,
keten çiçeklerinin hafifliği, ardıç, pelin ve tarhanın zenginliği aynı kokuda
birleşiyor.
Ferrari. Risk, hız ve bilinmeyene özlem... İşte Ferrari erkeğinin tanımı böyle.
Portakal, bergamot, nane ve verbana’nın ferahlık duygusu sardunya çiçeği,
yasemin ve vanilyanın sıcak etkisiyle Ferarri modern erkeğin kokusu.
Feminite Du Bois Shiseido’nun yeni parfümü. Kadının cazibe, kişilik ve özgürlüğünü yansıtıyor. Sedir
ağacının kadınsı kokusundan esinlenen parfüm baharatlar, misk, amber, şeftali,
gül, vanilya ve balmumu ile zenginleştirilmiş.
Your Body cilt temizliğiyle ilgili doğal, etkili ve yumuşak temizlik ürünü. Bitki ve
meyve özleriyle hazırlanan bu ürünler cildi toz, makyaj ve ölü
hücrelerden arındırıyor, derinlemesine temizliyor ve sağlıklı bir cilt
yaratıyor.
Sothys’in Nature&Bien-Etre vücut bakım serisinin en yoğun bakım ürünü. Gel Optiminceur cilde sıkılık
ve elastikiyet kazandırıyor. Siluetin incelmesini sağlıyor, dokulardaki şişliği
ve ödemi gidererek anında etki gösteriyor.
Kenzo’nun yeni parfümü Jungle
duyuların en narin olanın keşfetmenin bir yolu olarak tanımlanıyor. Sıradan
olmayan, daha iyi bir dünyanın hayallerini kuran kadına seslenen Jungle, renk
ve tatların karışımından çiçek yapraklarından doğdu.
10 Mayıs 2016 Salı
pancar salatası
Malzemeler:
500 gram pişmiş pancar
2 adet kırmızı soğan
2 adet yeşil limon
Zeytinyağı
½ kahve kaşığı acı olmayan biber
1 kahve kaşığı toz şeker
½ demet nane, tuz, biber
Hazırlanışı:
Pancarları soyup küp küp kesin.
Soğanları soyun ve rendeleyin. Yeşil limonlardan birini çok ince doğrayın,
diğerinin suyunu sıkın. Bir kasenin içinde biberi şeker ile karıştırın, limon
suyunu ekleyin. 3-4 çorba kaşığı zeytinyağı ekleyin. Nanelerin birkaç yaprağını
ayırıp geri kalanını ince ince doğrayın. Tüm karışımı güzel bir salata kasesi
içine dökün. Tuz ve biber ekleyerek karıştırın.
8 Mayıs 2016 Pazar
neden ikinci el kitap
Kimileri sıfır kitap okumayı kimileri ise adeta
savaştan çıkmışçasına yırtılan bükülen üzerine not düşüler adeta yaşamış ve her
zaman yaşayacak olan bir insan gibidir ikinci el kitaplar.
O kitapların içerisindeki altı çizilen kelime veya paragrafları ben uzun süre yaşamış ve artık başkasının yaşamasını sağlamaya çalışan insanların yüz çizgilerine benzetirim hep. Benzemez mi ki bu kitaplar, yaşamazlar mı? yaşatmazlar mı? Bana göre ne çok onlar yaşar ve yaşatırlar. V.Hugo, Tolstoy, A.Camus, M.Gorki... bu kişiler nasıl ölür. Artık klasikleşip ölümsüzlüğü yakalamışlardır. Fikirler sunmuşlardır. Bir amaç gayesi için yaşamışlar ve bunu adeta bildiri olarak kitapları kullanarak dünyaya mıh çakmışlardır. Hele ki bu kitaplar artık eskimiş yorulmuş ancak o ilk günkü gibi gayesinden hiçbir şey değiştirmeyen kitaplar için ve okuyucular için bir lütuftur. Artık sararan kokusu olan o eskileri yok mu en az 40-50 senelik kitaplar işte oradaki o kokuyu almak seni zamanda zaman içine götürür ve zaman makinesi görevi görerek daha çok yaşadığımızı bizlere hissettirir.
Kitaplar bir hayatı bir fikri bir zihniyeti yaşatır ve bunların yoğunlaştırılmış bir halidir adeta. Ne kadar çok kitap okursak o kadar çok yaşamış o kadar çok anlamış oluruz aslında.
İşte bu kitaplar bu yüzden önemli, yaşamanın içinde yaşamak daha çok şeyler görmek için hele ki bu kitaplar sararmış o güzel kokulara bürünmüşse eğer işte bu kitabın adı HAYAT olur.
O kitapların içerisindeki altı çizilen kelime veya paragrafları ben uzun süre yaşamış ve artık başkasının yaşamasını sağlamaya çalışan insanların yüz çizgilerine benzetirim hep. Benzemez mi ki bu kitaplar, yaşamazlar mı? yaşatmazlar mı? Bana göre ne çok onlar yaşar ve yaşatırlar. V.Hugo, Tolstoy, A.Camus, M.Gorki... bu kişiler nasıl ölür. Artık klasikleşip ölümsüzlüğü yakalamışlardır. Fikirler sunmuşlardır. Bir amaç gayesi için yaşamışlar ve bunu adeta bildiri olarak kitapları kullanarak dünyaya mıh çakmışlardır. Hele ki bu kitaplar artık eskimiş yorulmuş ancak o ilk günkü gibi gayesinden hiçbir şey değiştirmeyen kitaplar için ve okuyucular için bir lütuftur. Artık sararan kokusu olan o eskileri yok mu en az 40-50 senelik kitaplar işte oradaki o kokuyu almak seni zamanda zaman içine götürür ve zaman makinesi görevi görerek daha çok yaşadığımızı bizlere hissettirir.
Kitaplar bir hayatı bir fikri bir zihniyeti yaşatır ve bunların yoğunlaştırılmış bir halidir adeta. Ne kadar çok kitap okursak o kadar çok yaşamış o kadar çok anlamış oluruz aslında.
İşte bu kitaplar bu yüzden önemli, yaşamanın içinde yaşamak daha çok şeyler görmek için hele ki bu kitaplar sararmış o güzel kokulara bürünmüşse eğer işte bu kitabın adı HAYAT olur.
7 Mayıs 2016 Cumartesi
kitap okumak
1-Kitap Okuma Bir İlaçtır:
2-Kitap Okuma Hayatı Sevdirir
3-Kitap Okuma Düşünceleri Olgunlaştırır Okuma; düşünceyi besleyen, geliştiren ve çabuklaştıran ana kaynaklardan biridir.
4-Kitap Okuma Stresi Azaltır
5-Kitap Okuma Zihni Açar, Hantallıktan Kurtarır
6-Kitap Okuma Güzel Görmemizi Sağlar
7-Kitap Okuma Bizi ‘Bir Bilen” Yapar
8-Kitap Okuyanın Güvenilir Bir Çevresi Oluşur
9-Bilgi dağarcığımızı ve kelime hazinemizi zenginleştirir.
10-Anlama gücümüzü ve konuşma yeteneğimizi kuvvetlendirir.
11-Genel kültürümüzü artırır. Etkin ve etkili bir insan olmanın yollarını açar.
12-Meslek hayatımızdaki başarı düzeyimizi yükseltir.
13-Dünyaya bakış açımızı değiştirir.
14-Toplumsal ilişkilerimizin kalitesini artırır.
15-0kul hayatındaki başarıları pekiştirir,
16-Hayal gücümüzü geliştirir.
17-Okumak haz duymaya, zihnimizi süslemeye, karar verme yeteneklerimizi geliştirmeye yarar. İnsanı olgunlaştırır, erdemli kılar.
6 Mayıs 2016 Cuma
5 Mayıs 2016 Perşembe
kitaplık
4.
Kitaplığınızın salonunuzda en çok dikkat çeken detay olduğunu biliyor
muydunuz? Herkesin merakla inceleyeceği kitaplığınıza hikayesi olan
objeler yerleştirin. Yolculuklarınızdan topladığınız heykeller ya da
sevdiklerinizin fotoğrafları ile kitaplığınıza kişisel bir dokunuş
katabilirsiniz.
5.Kitaplığınıza
kitaplarınız dışında çeşitli biblolar, fotoğraf çerçeveleri ve sanat eserleri
yerleştirin böylece tekdüze bir görüntüden kurtulabilirsiniz.
3 Mayıs 2016 Salı
havyar
Tadına
doyum olmayan, sadece mersinbalığının yumurtasından elde edilen gerçek havyarın
belli türleri, bir zamanlar sadece Rus Çarı’nın sofrasına konuk olurmuş. Artık
tüm dünya pazarında yer alan havyarın tamamı Rus ve İran tarafından üretiliyor.
Spatülbalığının ve birişin balığının akrabası olduğu sanılan mersinbalığı,
kuzey yarıkürenin ılık, serin sularında yaşar. Kıyaya yakın denizlerde ve tatlı
suda, çok uzun süre yaşayan mersinbalığı köpekbalığına benzer. Bu göçmen
balığın esas olarak üç cinsi bilinir: Mersin, mersin morinası ve çoka (çığa).
Bu türlerden çok çeşitli kalitede havyar üretilir. Mersinbalığı, ilkbaharda
üremek için nehir kaynaklarına çıkar. Dişi mersinbalıkları yumurtalarını
bırakmak için (sekiz-dokuz yaşlarında) derin suları tercih ederler. Erkekler
ise (alt-yedi yaşlarında) yumurtaların bırakılacağı yere kadar aşk yolculuğuna
çıkarlar. Küçükler, çok kısa bir sürede yumurtalardan çıkar ve üç ay doğdukları
yerde yaşadıktan sonra nehrin denizle buluştuğu yere inerek birkaç yıl orada kalırlar.
Denize ulaşınca da yetişkin mersinbalıklarına dönüşür, yumurtlama yaşına kadar tatlı
suyu aramazlar. Bu suların meyvesi olan havyar, yumurtaların büyüklüğüne ve
işleme biçimine göre adlandırılır. Mersin morinasından (huso huso) elde edilen
ve en iri taneli havyar cinsi olan “begula” siyah ya da gri renktedir. Daha
ince taneli “osetrova” grimsi, gri-yeşil ya da kahverengidir. En küçük taneli
“sevruga” ise yeşilimsi siyahtır. “Starled” ya da “çoka” adıyla bilinen
mersinbalığının altın rengindeki yumurtalarından yapılan en değerli havyar; bir
zamanlar yalnızca Rus Çarı’nın sofrasında bulunurmuş. Eskiden Ural’da,
Kazaklar, nehirlerin buzlarla kaplı olduğu aylarda açtıkları deliklerden
yakalarlarmış balıkları. Böylelikle yılın ilk havyarı, göz kamaştırıcı rengiyle
Çar’lara nasip olurmuş. Havyar yapmayı bilenler, havyarın hazırlanmasının
oldukça kolay olduğunu söylerler. Gerekli olan tek şey, belki de tecrübeyle
edinilebilecek el mahareti. Balık sudan çıkarılır çıkarılmaz, ilk işlem,
balığın karnını yarmak. Balığın henüz canlı olması ve açılan yarığın, balığın
tepki vermesini önlemek için kuyruk yüzgecinden başlayarak açılması işin
önemli bir püf noktası. Sovyet bilimadamlarının mersinbalığı için özel bir
sezaryen tekniği geliştirdikleri ve bu işlemin hemen ardından balıkları
yaşabilmeleri için tekrar suya bıraktıkları biliniyor. Kesme işleminin hemen
ardından yumurtalar çıkarılır; özel ince bir elekten geçirilerek,
büyüklüklerine göre gruplanır. Yabancı yağ ve dokulardan temizlenir, yıkarın ve
süzülür. Daha sonra bozulmaması ve tatlanması için yumurtalara yüzde 4-6
oranında tuz eklenir. İran’da tuza ek olarak boraks da kullanılır. Dünyanın en
büyük havyar üreticileri İran ve Rusya’dır. Dünya pazarında yer alan, en
kaliteli üç havyar çeşidi vardır. Bunlardan ilki Rusça “hafifçe tuzlanmış”
anlamına gelen “malassol”dur. Yumurtaların dolgun, parlak görünümlü ve sertçe
olduğu taze bir havyar türüdür bu. Taze, tuzlu havyar ise Rusya’da ve İran’da
sıcak mevsimlerde avlanan balıkların yumurtalarından yapılır. Sonucunda tür
ise, balık avı bittikten sonra çıkarılır. Ezilmiş ya da olgunlaşmış yumurtadan
yapılan daha düşük kaliteli “payusnaya” havyarıdır. Koyu siyah renkte bir
kitle halindedir. Daha çok tuzlanır ve sıkıştırılır. Bu havyar çeşidinin
tadı daha keskin olduğundan kimi zaman ötekilerine tercih edilir. Havyar,
sadece mersinbalığının yumurtasından yapıldığı için hep pahalı bir yiyecek
oldu. Oysa piyasada havyar adı altında satılan çeşitli balık yumurtaları var.
Örneğin somon havyarı. Hatta alabalık yumurtaları, havyara benzemesi için
mürekkepbalığı boyası ile boyanıyor. Özel bir çanakta ikram edilen, çoğunlukla
şampanya eşliğinde ekmeğe sürülerek ya da tek başına yenen havyardan,
dilerseniz farklı lezzetler yaratabilirsiniz.
1 Mayıs 2016 Pazar
mayıs başı
Şimdi her şey sevmek
fiilini çekiyor
O eşsiz gülleriyle işte mayıs başı
Aşk: neşeli, kederli, günücü ve yakıcı
Yanık yanık söyletiyor yeşeren ormanları
Gövdesine bir dilek kazıdığım ağaçtan
Mırıltılar geliyor ve ağaçcık doğaçtan
Yaratısı sanarak yineliyor durmadan
Geçen güzde göğsüne çizdiğin istenceyi
Alaycı alakarganın dalga geçtiği mağara
Kaşlarını oynatıp gülümsüyor ormana
Hava aşka değin titreşimlerle dolu
Öyle göklü ve körpe, seven, mis kokulu
Sevdalı yoncalarsa göğe göndermiş onu
Ve güneş adım adım dolanırken kubbeyi
Esrik çayır kokular döküyor dörtbir yana
Öpücükler açıyor dönüp gelen bahara
'Seni seviyorum' diyen mırıltıyla kırda
Safransarı, gökmavi, lal rengi ve erguvan
Gölcüklerin üstünde, otlaklarda, koyakta
Binbir renkte benekler oluşturuyor orda
Kokusunu savurup saklıyor çiçeğini
Sanki kırın telaşlı, tatlı iletileri
Yaygaracı aşkının yazdırdığı pus'lalar
Papyadan bir altlığa izlerini yaymışlar
İncecik sesleriyle küçük kuşlar ormanda
Şarkıcıklar söylüyor peri kızlarına
Tatlı bir sır veriliyor gölgelikte herkese
Seviyor ve söylüyor her şey bunu sessizce
Sanki yanan güneyde, batıda ve kuzeyde
Ve altın ışıklarla günün doğduğu yerde
Çiçekli çit, sarmaşık ve şakırdayan pınar
Ve tepeler ve gölgeler ve o sonsuz tarlalar
Dört rüzgârın düzdüğü bir dörtlük söylüyorlar
O eşsiz gülleriyle işte mayıs başı
Aşk: neşeli, kederli, günücü ve yakıcı
Yanık yanık söyletiyor yeşeren ormanları
Gövdesine bir dilek kazıdığım ağaçtan
Mırıltılar geliyor ve ağaçcık doğaçtan
Yaratısı sanarak yineliyor durmadan
Geçen güzde göğsüne çizdiğin istenceyi
Alaycı alakarganın dalga geçtiği mağara
Kaşlarını oynatıp gülümsüyor ormana
Hava aşka değin titreşimlerle dolu
Öyle göklü ve körpe, seven, mis kokulu
Sevdalı yoncalarsa göğe göndermiş onu
Ve güneş adım adım dolanırken kubbeyi
Esrik çayır kokular döküyor dörtbir yana
Öpücükler açıyor dönüp gelen bahara
'Seni seviyorum' diyen mırıltıyla kırda
Safransarı, gökmavi, lal rengi ve erguvan
Gölcüklerin üstünde, otlaklarda, koyakta
Binbir renkte benekler oluşturuyor orda
Kokusunu savurup saklıyor çiçeğini
Sanki kırın telaşlı, tatlı iletileri
Yaygaracı aşkının yazdırdığı pus'lalar
Papyadan bir altlığa izlerini yaymışlar
İncecik sesleriyle küçük kuşlar ormanda
Şarkıcıklar söylüyor peri kızlarına
Tatlı bir sır veriliyor gölgelikte herkese
Seviyor ve söylüyor her şey bunu sessizce
Sanki yanan güneyde, batıda ve kuzeyde
Ve altın ışıklarla günün doğduğu yerde
Çiçekli çit, sarmaşık ve şakırdayan pınar
Ve tepeler ve gölgeler ve o sonsuz tarlalar
Dört rüzgârın düzdüğü bir dörtlük söylüyorlar
VICTOR HUGO
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)