31 Ağustos 2015 Pazartesi

kendinizi sevin


Çoğu kez verdiğimiz kararlar veya hayat şartları nedeniyle hırpalanır, yerden yere vururuz kendimizi… Fakat ne olduğu ya da ne olacağı önemli değil hiçbir zaman değerimizi kaybetmeyiz, temiz ya da pis, hırpalanmış ya da kırılmış bunların hiçbiri önemli değildir. Sizi sevenlere ne kadar değerli olduğunuzu her zaman bileceklerdir. Hayatımızın değeri ne yaptığımız veya kimi tanıdığımızla değil kim olduğumuzla alakalıdır. Hiçbir zaman mükemmel olduğunuzu unutmamalı ve kendinizi sevmelisiniz…
Dünyada en az 2 kişi sizi uğrunuzda ölecek kadar seviyor.
Dünyada en az 15 kişi uğrunuzda ölmese de sizi seviyor.
Bir çok kişi sizin gibi olmaya imreniyor.
Sizin bir gülümsemeniz, size bakan birçok yüzü aydınlatır.
Her gece birisi mutlaka uykuya dalmadan önce aklından sizi geçiriyor.
Birisi için dünyalara bedelsiniz.
Siz olmadan yaşayamayacağına inanan ve sizi çok seven en az 1 kişi var.
Siz sahip olduğunuz bütün özelliklerinizle kendinize özel ve eşsizsiniz.
Belki de varlığından haberiniz bile olmayan biri, sizi seviyor.
Dünyanın en büyük hatasını bile yapsanız, mutlaka bundan size yarayacak bir şey çıkar.
Bütün dünyanın size sırtını döndüğünü düşündüğünüzde, etrafınıza bir bakın…
Belki de sırtını dönen sizsiniz?
İnsanların sadece iltifatlarını aklınızda tutun, kabalıklarını unutun.
Bir şeyi elde edemeyeceğinizi düşünürseniz ona asla sahip olamazsınız. Ama kendinize inanırsanız er ya da geç istediğinizi elde edersiniz.
Her zaman insanlara onlarla ilgili ne hissettiğinizi söyleyin bilmelerini sağladığınızda kendinizi çok daha iyi hissedeceksiniz.
Gerçekten eşsiz bir arkadaşa sahip olduğunuza inanıyorsanız, zaman kaybetmeden bunu Ona söyleyin.

30 Ağustos 2015 Pazar

istanbul

İstanbul bence en güzel Haliç'ten görünüyor, İstanbul demeyeyim de o günkü ruh durumu, her gün başka bir edayla karşımızda duruyor. Hüzünlü, sinirli, hırçın, dalgalı, buğulu, serseri, alımlı, güzel, vazgeçilmez İstanbul, bir kent tüm bu özellikleri taşıyacak kadar canlı yaşayabilir mi, görebilir misiniz... İşte size yaşadığımız kent vazgeçilmesi mümkün olmayan, sarhoş eden masallar kenti sultan İstanbul...

28 Ağustos 2015 Cuma

mutluluk


Mutluluk bir ağacın, bir bulutun gölgesindedir, kırların ve bayırların ortasında, dağların, tepelerin en uç noktasındadır…

Bazen engin bir denizin dibinde veya akıp durmayan bir nehrin kıyısındadır; rüzgarın fısıltısı, yağmurun ıslaklığı, şimşeğin gürültüsü mutluluktur.

Bazıları için mutluluk karların beyazında, çimlerin yeşilinde, veya okyanusun o yeşil ile maviyi karıştırdığı rengindedir; güneşin sıcaklığı, doğması, batması, aydınlatması mutluluktur.

Kimileri için yıldızların parlaklığı, yerlerinden kayıp durmaları veya ay ışığının en karanlık gecelerde yüzümüzü aydınlatması ve her gece değişik bir şekil alması mutluluktur.

Dünyanın durmadan yerinde dönmesi, günün ve gecenin birbirini takip etmesi… Her geçen saniye içinde göçüp gidenlerin yerine aramıza yeni katılanları görmek de…

Yaşamın, "anlam"ında, "amaç" ve "hedefinde" herkesi eşit kılması mutluluğun asıl kaynağıdır.

Mutluluk, sonsuzluğa doğru geçirdiğimiz "zaman"dadır, sonsuzluğu yakalamak için uğraştığımız o muazzam çabadadır, yarınlara daha büyük bir gülümseme ile girmek isteyişimizdedir… Gördüğümüz o tatlı rüyaların bir şekilde gerçeğe dönüşmesindedir…

Kimi zaman bir işi başarmak için koşuşturduğumuz ortamda, başarmanın hazzında ve başarısızlığa uğradığımızda yüzümüzde beliren buruk tebessümdedir…

Yaşama "asılmak"tadır mutluluk. Hiçbir şeyden yılmayarak, inandığın görüşler doğrultusunda güçlükleri tek tek aşarak, aşamayacağını bile bile gururla yaşayabilmektir…

Bir çocuğun gülümsemesinde, yaşlı bir insanın dudaklarından dökülen kelimelerdedir…

Mutluluk "zihin"de, "kalbinin en derin köşesinde", "ruhun bundan büyük bir şevkle beslenebileceği bir yerde"dir.

Mutluluk, duygu ve düşüncelerimize, hareketlerimize, hayata verdiğimiz değere, birini ne kadar çok sevebileceğimize yansır. Düşüncelerimize, ve düşündüklerimizi ifade biçimimize de…

Umuttur mutluluk…


Ve yaşıyor olmaktır.

27 Ağustos 2015 Perşembe

Bildiklerini anlat, ama aklı vermeye kalkma...


''Bildiklerini anlat, ama aklı vermeye kalkma, anlatılanları iyi dinle, ama hepsini doğru sanma. Sessiz kalmak, bir şey bilmediğin anlamına gelmez, çok konuşmakta çok şey bildiğini göstermez. Herkesi kendine eşit gör, her kim olursa olsun bir insanı küçümsemek akılsızlık, çok büyük görmekte korkaklıktır. Cesaret akıldan gelirse cesarettir, bilgisizlikten gelirse cehalettir...''

26 Ağustos 2015 Çarşamba

bilmelisin ki....


Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez.
Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır.
Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında ki çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.
Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez. Gerçek aşklarında!
Tecrübenin kaç yaş günü partisi yaşadığınızla ilgisi yok, ne tür deneyimler yaşadığınızla var.
Aile hep insanın yanında olmuyor. Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz. Aile her zaman biyolojik değildir.
Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da ara sıra üzülebilir. Onları affetmek gerekir.
Bazen başkalarını affetmek yetmiyor. Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.
Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.
Şartlar ve olaylar, kim olduğumuzu etkilemiş olabilir. Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.
İki kişi münakaşa ediyorsa, bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.
Her problem kendi içinde bir fırsat saklar. Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.
Sevgiyi çabuk kaybediyorsan, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor.

24 Ağustos 2015 Pazartesi

ton balıklı pide


2 kutu dardanel ton
60 gr mayonez
1 yemek kaşığı zeytinyağı
Yeşil salata yaprakları
1 orta boy ince kesilmiş domates
4 adet pide ekmeği
Tuz
Karabiber
Dardanel ton’u iyice küçük parçalara ayırıp; zeytinyağı, tuz ve karabiber ile karıştırın.
Pide ekmeklerini bir tarafından ikiye kesin. İçerisine yıkayıp süzdürdüğünüz yeşil salata yapraklarını yerleştirin.
Daha sonra dilimlenmiş domates ve dardanel ton balığını ekleyin. Üzerine mayonez koyarak soğuk servis yapın.
Bu pideyi dardanel somon füme ile de yapabilirsiniz.

23 Ağustos 2015 Pazar

Yalnızca yağmur yağdığında seviyorum bu şehrin insanlarını....


Yalnızca yağmur yağdığında seviyorum bu şehrin insanlarını.
Herkesin yüzü ıslak, başı eğik.
Herkes benim hep olduğum gibi...
Cemal Süreyya

22 Ağustos 2015 Cumartesi

guava


Yaklaşık 100 kadar türü bulunur. Anavatanı Meksika, Orta Amerika ve Güney Amerika’nın kuzeyidir. Günümüzde Güney Asya, Hawaii, Karaipler ve Afrika’da ziraati yapılmaktadır. Guava limona benzer fakat onun aksine fazla keskin olmaya aroması ile bilinir. Guava’nın meyvesinin etli kısmı derin pembe veya beyaz olabilir, bu kısmın tadı ekşi veya tatlı olabilir. Guava ağacı 700 m. Yüksekliğin üstündeki yaylaların ve dağ yamaçlarının, killi kumlu topraklarını sever ve ağır killi ve bilhassa volkanik topraklarda yetişir. Guava’da Avokado gibi yetişmesi yalnızca tropik iklimlere bağlı bir bitki değildir.
Guava faydaları
Guava yüksek oranda içerdiği diet lifleri, A,C vitamini, folik asit, potasyum, manganez, bakır gibi elementler sayesinde süper meyveler grubu içerisindedir. Öyle ki düşük kalorili bilinen türden bir tane guava (elma guavası) bir portakalın 4 katı kadar vitamin içerebilir. Antioksidan oranı çok yüksektir. Yüksek tansiyonu dengelemede faydalıdır. Cildi güzelleştirir ve canlandırır.

21 Ağustos 2015 Cuma

dardanel tonlu balık çorbası


1 kutu dardanel ton
1 orta boy kuru soğan
1 orta boy patates
1 orta boy havuç
Yarım demet maydanoz
Yarım limonun suyu
1 yumurta sarısı
2 çorba kaşığı un
1 diş sarımsak
4 su bardağı su
Tuz
Karabiber
Soğan, havuç ve patatesi soyup çok küçük küpler halinde doğrayın. Tencereye alıp üzerine suyunu ilave edin ve sebzeler yumuşayana kadar kaynamaya bırakın.
Maydanozu incecik kıyın. Sarımsağı ezin. Küçük bir kabın içinde ezilmiş sarımsak, limonsuyu ve unu akışkan kıvama gelene kadar çırpın.
Tenceredeki sudan 1 kepçe kadar alıp karışıma ekleyin ve bu karışımı tencereye azar azar akıtarak ve bir yandan da tencereyi karıştırarak ekleyin. Tuz, karabiber ve kıyılmış maydanozu ilave edin.
Dardanel ton’un yağının yarısını süzün. Kalan yağı ile birlikte küçük parçalara bölüp çorbaya ekleyin ve bir taşım kaynatıp ocaktan alın.
Limon dilimleri, soğan ve yeşilliklerle servis yapın.

20 Ağustos 2015 Perşembe

yaşamdaki acılar ve tuz


Hintli yaşlı bir usta, çırağının sürekli her şeyden şikayet etmesinden bıkmıştır. Bir gün çırağını tuz almaya gönderir.

Hayatındaki her şeyden mutsuz olan çırak, döndüğünde, yaşlı usta, ona
bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyler. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yapar ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başlar.

"Tadı nasıl?" diye soran yaşlı adama öfkeyle "acı" diye cevap verir.

Usta çırağını kolundan tutar ve dışarı götürür. Sessizce az ilerdeki gölün kıyısına giderler ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyler. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken, usta aynı soruyu sorar: "Tadı nasıl? "
"Ferahlatıcı" diye cevap verir genç çırak.

Tuzun tadını aldın mı ?" diye sorar yaşlı adam, " hayır" diye cevaplar çırağı.

Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş çırağının yanına oturur ve şöyle der:

"Yaşamdaki acılar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Acının miktarı hep aynıdır. Ancak bu acının şiddeti, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Acın olduğunda yapman gereken tek şey acı veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış."

19 Ağustos 2015 Çarşamba

ananas


Ananas, tropikal iklim kuşağında yetişen bir meyvedir. İlk defa Christopher Columbus tarafından Orta ve Güney Amerika’da yetiştirilmiştir. Daha sonra Columbus meyveyi Avrupa’ya tanıtmıştır. İspanyollar ise ilk defa bu meyveyi o dönem ticaret yaptıkları Philippines, Hawai ve Guam halklarından öğrenmişlerdir. Günümüzde başlıca Kosta Rica, Honduras, Fildişi Sahili, Gana, Tayland ve Malezya gibi tropikal iklimin görüldüğü bölge ülkelerinde yetiştirilmektedir.
Ananas’ın Faydaları
Protein sindiren enzim olan bromelain sayesinde sadece sindirime yardımcı olmakla kalmaz, vücutta meydana gelebilecek olan iltihapları ve şişkinlikleri de etkili bir biçimde azaltır. Ananas, az bulunan bir mineral olan manganezin mükemmel bir kaynağıdır. Anti oksidan koruma sağlar ve bağışıklık sisteminin destekçisidir. Ayrıca, sağlıklı bir diyet meyvesidir. Kireçlenmeyi önler.

18 Ağustos 2015 Salı

günlük tutmanın faydaları


Sürekli olarak günlük yazan bir kişi tarihi bir eser ortaya koymuş bir tarihçi kimliği kazanır. Çünkü yaşanan bütün olayları yazıya dökmüştür. Geriye dönüp bakıldığında bir tarihçi gözüyle hayata tanıklık etmiş olduğu görülür. Günlük tutmak kişinin kendisini unutmasını engeller. Ayrıca neleri sevip neleri sevmediğini sürekli gösterir. Günlük tutan kişiler kendileri ile sürekli konuşma imkanı bulur. Kendisi ile konuşabilen kişi hatalarının farkına daha çabuk varır. Kendi hayat çizgisini belirlerken daha gerçekçi hareket eder. Olaylara daha kusursuz yaklaşır. En güzele ulaşma çabası içinde olur. Günlük tutma alışkanlığı kazanan kişi aynı zamanda daha gerçekçi hedefler ortaya koyarak başarıya daha kolay ulaşır. Günlük tutmak kişiye sürekli olarak nereden geldiğini hatırlatır. Nereye varırsa varsın bir insan geldiği yeri hiçbir zaman unutmamalıdır. Böylece elde edilen başarının sürdürülmesi daha kolaydır. Bu şekilde başarıya ulaşan kişinin ayakları yere daha sağlam basar. Aslında yalnızlaşmaya başladığımız anlarda günlük bize en yakın dosttur. Rahatlamak için, içimizdekini dökmek için bir arkadaş bulamıyorsak başvuracağımız ilk şey günlük olmalıdır. Günlük tutarak rahatlayabiliriz. İçimizdeki sıkıntılardan kurtulabiliriz. Kısaca günlük güne dair duygu ve düşüncelerimizin yazıya dökülmesinin, içimdeki sıkıntıların atılmasının, ruhumuzun huzura ermesinin aracıdır.

16 Ağustos 2015 Pazar

güçlü kadınların başarı sırları


Kadınların erkeklerin gölgesinde kaldığı yüzyıllardan birinde yaşamıyoruz artık. Biz kadınlar olarak en az erkekler kadar insiyatif sahibi, güçlü ve hırslıyız. Çalışıyoruz, ayaklarımızın üstünde duruyoruz, kimseden emir almıyoruz ve tüm bunları yaparken de kadın kimliğimizden asla taviz vermiyoruz. Yani erkeklerden farklı olarak zarif ve yumuşak taraflarımızla; manikürlü tırnaklarımız, fönlü saçlarımızla gücün yepyeni halini temsil ediyoruz. Ama bazı başka kadınlar var ki onlar diğerlerinin arasından güçleri ve başarılarıyla fark yaratacak kadar sivriliyorlar.
J.K.Rowling – Başarısızlıktan Korkmayın
Harry Potter serisinin başarılı yazarı J.K.Rowling başarısızlıktan korkmamak gerektiğini, bu sayede ne kadar güçlü olduğunuzu fark edeceğinizi söylüyor. Yaşanan çeşitli acılar ve şanssızlıkları bir sınav olarak değerlendiren Rowling, bu gibi olumsuz koşullar sonucunda kazanılan deneyimin ise gerçek bir hazine olduğu fikrinde.
Michelle Obama – Korkularınızı Yok Edin
Amerika başkanı Barack Obama’nın eşi ve Harvard mezunu başarılı bir avukat olan Michelle Obama, korkuların sınırlayıcı olduğunu, başarı için çevrenizi kuşatan her türlü korkudan, geçmiş başarısızlıkraın hayaletlerinden uzaklaşmanız gerektiğini düşünüyor.
Arianna Huffington – Başkaları Ne Der Diye Düşünmeyin
The Huffington Post Medya Grubu başkanı olan Arianna Huffington, toplumun başarı tanımını kabul etmememizi öneriyor. Toplumsal dayatmalara göre yaşamanız, “diğer insanlar ne der?” diye düşünmeniz sizi sadece daha mutsuz yapar ve bu da beraberinde uykusuzluk ve sağlık sorunları getirir diye ekliyor.
Anna Wintour – Yetenek Önemlidir
Amerika Vogue’un efsane genel yayın yönetmeni Anna Wintour için bir işte başarılı olmanın en önemli sırrı yetenek. Dolayısıyla siz de kendinizi objektif analiz edin; yeteneğinizin olmadığını düşündüğünüz bir konuda çabalamak yerine, becerilerinez daha uygun bir alan seçin.
Oprah Winfrey – Kalbinizle Düşünün
Ünlü televizyoncu Oprah Winfrey’e göre karar alırken hislerinize başvurmak önemli, hatta Winfrey hisleri insana yol gösteren bir çeşit GPS sistemi olarak tanımlıyor. Ayrıca Winfrey için egodan uzaklaşmak ve cesaret de başarının diğer sırları…
Ursula Burns – Vermeyi Öğrenin
Xerox CEO’su Ursula Burns vermenin önemine dikkat çekiyor. “Aldığınızdan daha fazlasını verin” diyen Burns için iyilik yapmak başarıya ulaşmak konusunda gerekli.

15 Ağustos 2015 Cumartesi

dereotu


Nasıl Yetişir: Her toprakta yetişen dereotu için en elverişli toprak killi-kumlu, rutubet tutmayan kaba topraktır. Tohumdan üretilen dereotu, ilkbahar veya yaz başında ekilir. Uzunca iplik şeklindeki yaprakları haziran-temmuz, ufak çiçekleri temmuz-ağustos aylarında toplanır.
Nerelerde Kullanılır: Dereotunun yalnız tazesini kullansak da, aslında tohumu da keklere, tatlılara ve salatalara kullanılabilir. Taze yaprakları ise özellikle kabak yemekleri, bakla ve cacığın lezzetini tamamlar. Somon balığı başta olmak üzere bütün balıklara ve yumurta yemeklerine, patates, havuç gibi sebzelere çok yakışır. Nefes açan, mide spazmlarına uykusuzluğa iyi gelen otun, sakinleştirici özelliği bilinir.

14 Ağustos 2015 Cuma

acaba nerdeyim


Bir sabah uyandığınızda
Beni bulamayacaksınız

Bir hicaz şarkı
Rüzgâr olacak denizlerinizde
Üşüyeceksiniz

Bir rıhtımda tiz bir ıslık
Her kundakta yeni bir yalnızlık
Beni bulamayacaksınız

İstanbul'un üzerinde kavak yelleri
Bir bir gemiler uzaklardan
Sizin eteklerinizde ziller
Sizinle olmayacağım
Anlamayacaksınız..


SADRİ ALIŞIK

13 Ağustos 2015 Perşembe

Sonuna kadar asil, mağrur; sonuna kadar inadına...


Bırakmaya çalışırken, adımlarının geri geri gittiği kışkırtıcı şehirler gibiydi. Karşı gelmek ya da büyüsüne isyan etmek yürek isterdi.
Parçalanma mıydı bunun adı yoksa hırçın gece ve getireceklerinden alabildiğine korkmak mı?
Kaçınılmaz sonların mutlak başlangıçlarıydı serin bir akşamüstü yaşadıkları... Bedelsiz kazanılan mutlulukların bedeli yaşanacağı gerçeği gibi... Sonuna kadar asil, mağrur; sonuna kadar inadına...

12 Ağustos 2015 Çarşamba

Üzüldüğünü görsen canın yanar, mutluluğunu görsen kahrolursun…


Gerçekten sevmişsen birini, gitse bile kıyamazsın…
En büyük hakaretleri hak eder, en derin nefretleri hak eder ama kıyamazsın.
Ne desen hak eder ama tek kelime etmeye elvermez için, susarsın.
En kötüsü de ne biliyor musun?
Üzüldüğünü görsen canın yanar, mutluluğunu görsen kahrolursun…

11 Ağustos 2015 Salı

Blueberry


Fundagiller (Ericaceae) familyasından ılıman iklimlere adapte olmuş bir üzümsü meyve türüdür. Anavatanı Kuzey Yarımkürenin serin ve dağlık bölgelerinde yetişen birçok türü vardır. Genel olarak Kuzey Avrupa, Amerika’daki Rocky Dağları ve Türkiye’de Karadeniz Bölgesinin rakımca yüksek olan fundalık ve ormanlık bölgelerinde yabani formda değişik tipleri bulunmaktadır.
Blueberry faydaları
İshal giderici özellik taşımaktadır. Kansere karşı vücudu koruyan enzimleri aktive etmektedir. Anti kanserojen ve antioksidan özelliğe sahiptir. Yağlı bileşiklerin vücuttan atılmasını sağlar. Kanı temizler. Kan şekerini düşürür. Kan kolesterolünü düşürür. Kalp krizi riskini azaltır. Gece görüş kabiliyetini artırır. Vücutta biyoaktif madde olarak kullanılan polifenoller, aktokyaninler, flavanoller ve tanenlerce zengindir. Kabızlık, bulantı, mide kramplarını ve ülseri önler. Damar sertliği oluşumunu engeller. Sakinleştirici özelliği vardır. Ağız içi yaralarını iyileştirir.

10 Ağustos 2015 Pazartesi

Sensiz içtiğimiz su bile haram....


Kim demiş haram nedir bilmez Hayyam? Ben haramı helalı karıştırmam: Seninle içilen şarap helaldir... Sensiz içtiğimiz su bile haram.


8 Ağustos 2015 Cumartesi

çiçeklerin dili

Kamelya: Mağrur aşk
Beyaz Gül: Masumiyet
Kırmızı Gül: Aşk
Pembe Gül: Gönlüm sende
Beyaz Karanfil: Sevgi 
Pembe Karanfil: İçtenlik
Sarı Karanfil: Hüzün
Anemon: Gençlik
Pembe Glayöl: Zarafet
Kırmızı Glayöl: İstek
Sarı Glayöl: Kıskançlık
Orkide: Gurur
Nilüfer: Yenileme
Beyaz Krizantem: Sadakat
Altınkadeh: Umut
Siklamen: Aşk haberi
İris: Aşk hatırası
Papatya: Uysal aşk
Beyaz Lale: Saflık
Kırmızı Lale: Seni seviyorum
Sarı Lale: Gerginlik
Pembe Lale: Anlayış
Margarit: Bolluk, sıhhat
Menekşe:  Alçak gönüllük

6 Ağustos 2015 Perşembe

ağustos ayı...


Ağustos, Gregoryen Takvimi'ne göre yılın 8. ayı olup 31 gün çeker. Türkçede bu aya "Harman ayı", "Lobut ayı" da denir. Kimi yerlerde bu ay için "Temmuz" ayı gibi "Orak ayı" dendiği de olur.
Ağustos adının İngilizce karşılığı olan "August", bir rivayete göre, Roma İmparatoru Caesar Augustus’a ithafendir. Bir rivayete göre, Augustus da, tıpkı Julius Caesar’ın ayı Temmuz gibi (Julius’dan kaynaklanan July: Temmuz) kendi ayının da 31 gün çekmesini istediği için Ağustos ayında 31 gün vardır. Augustus, Cleopatra’nın öldüğü zamana denk geldiği için, bu ayın, takvimde bulunduğu yere yerleştirilmesini istemiştir. Augustus bu aya adını vermeden önce ağustos ayı, Mart ayı ile başlayan Roma takviminde altıncı ay olduğu için, Latince "Sextilis" olarak adlandırılmaktaydı.

3 Ağustos 2015 Pazartesi

akapunkturun felsefesi


Batı düşüncesi olayları sebep-sonuç ilişkisi içinde değerlendirir. Çin düşüncesine göre ise, çeşitli olgular bir bütünlüğün parçasıdır ve birbirleriyle ilişki içindedir.
Düşünce temelindeki bu farklılıklar, tıbbi uygulamada da kendini gösterir. Batı tıbbı analitiktir; derin nedensel bağlantılara girer, ayrıntılı sınıflamalar yapar. Çin tıbbında ise, semptomlar ve bulgular hep birlikte değerlendirilerek toparlanır ve bir bütüne varılmaya çalışılır. Çin tıbbına göre hastalık belirli bir zamanda, belirli bir kişide ortaya çıkan bir olgudur. Hastalık değil, hasta ön planda değerlendirilir. Buna göre, Tradisyonel Çin Tıbbı’nda mental (zihinsel), emosyonel (duygusal) ve fiziksel bulgular birlikte ele alınır.
Vücutta Yin ve Yang adı verilen birbirine zıt, ancak uyum içinde iki eneji vardır. Bunu gösteren ambleme Taiji (Büyük İkilem) denir. Siyah Yin’i, beyaz Yang’ı simgeler. Ancak, Yin’in içinde Yang, Yang’ın içinde de Yin vardır. Yin ve Yang’ın dengelenmesi normalliğe, dengenin bozulması anormalliğe yol açar. Dengesiz Yin ve Yang, denge arayışı içerisinde sürekli kendilerini değiştirirler. Bu dengenin sağlanması için doktor iğneler ile, ilgili akupunktur noktalarını uyararak hastayı tedavi eder.

2 Ağustos 2015 Pazar

krep


Krep Hamurunun Hazırlanışı (20 krep için):
8 yumurta
500 gr un
1 litre süt
1 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı şeker
Teflon tavayı yağlamak için bir miktar margarin.
Soğuk süte yumurtalar kırılır. Mikserle çırpılır. Elenmiş un yavaş yavaş ilave edilir. Pütürsüz hale gelinceye  kadar karıştırılır. Tuz ve şeker eklenir. Böylece krep hamuru elde edilmiş olur. 20 cm çapındaki tava yağlanır. Bir kepçe kadar krep hamuru dökülür. Çok kısık ateşte 2-3 dakika kadar pişirildikten sonra, çevrilerek diğer yüzü pişirilir.

Creperie’den Crepe Meyve Püre (1 kişilik)
İsteğe göre 1 elma veya 1 şeftali veya 3 kayısı
2 su bardağı su
2 çorba kaşığı toz şeker.
Meyvelerinizi soyun. Ortalarını ve çekirdeklerini çıkartıp, haşlayın. Püre haline getirin.  Suyu ve şekeri kaynatıp şurup yapın. Bu şuruba hazırlamış olduğunuz meyve püresini karıştırın. Elde edilen karışımı krep hamuruna sarıp; krebi dört tarafından katlayın. Ters çevirerek krebin üzerine pudra şekeri serpin.

Creepe Speciale (1 kişilik)
1 küçük muz
3 tatlı kaşığı bal
2 tatlı kaşığı kaymak
2 tatlı kaşığı dövülmüş ceviz içi.
Muz soyulur. Yuvarlak olarak kesilir. Bal, kaymak ve ceviz içi karıştırılarak, muzlara eklenir. Karışım sıcak krebin içine konur. Krep katlandıktan sonra üzerine pudra şekeri serpilir.

Creepe Grand Marnier (1 kişilik)
1 büyük boy portakal
1 yumurta sarısı
2 çorba kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tereyağ
1 tatlı kaşığı vanilya tozu
Rendelenmiş portakal kabukları tereyağı, şeker ve yumurta sarısı ile karıştırılarak pişirilir. Vanilya tozu eklenerek marmelat kıvamına getirilir. Önceden hazırlanmış krep hamuruna marmelat sürülür. Krep katlanarak, ters çevrilir. Üzerine Fransızlar’ın ünlü portakal likörü Grand Malrnier gezdirilir. Pudra şekeri serpilerek servise hazır hale getirilir.

Cafe Creme’den Çikolatalı krep (1 kişilik)
30 gram çikolata (veya hazır çikolata sosu)
2 tatlı kaşığı krokan
2 tatlı kaşığı Nutella
Çikolata kısık ateşte bir kapta eritilir.  Hazır sıcak krepin içine, Nutella ile karıştırılarak sürülür. Krokan eklenir. Krep dörde katlandıktan sonra üzerine biraz çikolatalı sos gezdirilir. Pudra şekeri serpilerek servise hazırlanır.
Çikolatanın içine isteğe göre muz da koyabilirsiniz. Tuzlu kreplerin yanına domates suyu; tatlı kreplerin yanına ise nescafe içilmesi tavsiye edilir.