26 Kasım 2014 Çarşamba

bağışla



Ya zamanından çok önce gelirim
Dünyaya geldiğim gibi
Ya zamanından çok geç
Seni bu yaşta sevdiğim gibi

Mutluluğa hep geç kalırım
Hep erken giderim mutsuzluğa
Ya her şey bitmiştir çoktan
Ya hiçbir şey başlamamış

Öyle bir zamanına geldim ki yaşamın
Ölüme erken sevgiye geç
Yine gecikmişim bağışla sevgilim
Sevgiye on kala ölüme beş

AZİZ NESİN

23 Kasım 2014 Pazar

ben seni sevdim mi?



Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne
Tuttum, ta içime oturttum seni
Aldım, okşadım saçlarını, öptüm
İçtim yudum yudum güzelliğini
Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette
Bendeydi özlemlerin en korkuncu
Çıldırırdım sen ne kadar uzaksan,
Aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu
Ben seni sevdim mi? Sevdim doğrusu
Sevdikçe tamamlandım, bütünlendim
Biri vardı ağlayan; gecelerce
Biri vardı sana tutkun; o bendim
Ben seni sevdim mi? Sevdim, en büyük
En solmayan güller açtı içimde
Ömrümü değerli kılan bir şeydin
Sen benim bozbulanık gençliğimde
Ben seni sevdim mi? Sevdim, öyle ya
Bir çizgiye vardım seninle beraber
Ve bir gün orada yitirdim seni
Ben seni sevdim mi? Sevdim, Ya sen beni?

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

22 Kasım 2014 Cumartesi

karşı konulmaz bir lezzet çikolata...



Mayalar ile Aztekler’in kakao ağacından elde ettikleri bir içecekten doğal ve hayatımızın vazgeçilmezleri arasına giren çikolata, her yaştan insanın damak tadında önemli bir yer tutuyor. Çikolatanın tadına ilk bakan Avrupalı Kristof Klomb olmuş. Ancak, acı tadı ve koyu rengi onu pek de etkilememiş. Aynı yüzyılda, 1519’da Hernan Cortes Meksika’ya ayak bastığında, Aztek Kralı II. Montezuma ona bir içecek ikram etmiş. Kakao çekirdeklerinin toz haline getirilip suyla karıştırılmasıyla hazırlanan bu içeceğin Aztek dilindeki adı, “ekşi, acı içki” anlamına gelen “Xocolatl. Hernan Cortes bu içeceği ülkesine götürdükten sonra İspanyollar, tarçın ve vanilya ile tatlandırıp sıcak olarak içmişler ve sırrını yaklaşık bir yüzyıl kadar saklamışlar. Bu içeceğin yapımında kullanılan katı malzemenin satıldığı ilk dükkân, 1657’de Londra’da açılmış ve Avrupa ülkelerinin başkentlerinde, zenginlerin ilgi gösterdiği Çikolata Evleri giderek moda olmaya başlamış. Kola ağacıgiller (Sterculiaceae) familyasından bir ağaç olan kakao ağacı (Theobroma cacao) tropikal kuşakta yetiştiriliyor. Dört yaşından önce meyve vermeyen boyu 4-10 metreye kadar uzayabilen kakao ağacının kalın bir gövdesi ve 30 cm uzunluğunda derimsi yaprakları var. Sarıdan mora kadar değişen, etli ve yüzeyi dilimli olan meyvelerinin uzunluğu, olgunlaştıklarında 35 cm’yi buluyor. Her bir meyvenin içinde 2,5 cm boyunda ve 20-40 arasında değişen sayıda tohum, yani kakao çekirdeği var. Toplanan meyvelerden çıkarılan çekirdekler birkaç gün mayalanmaya bırakılıyor. Sonra, kurutma, temizleme ve kavurma işlemlerinden geçirilip öğütülerek çikolata lapası denen bir macun elde ediliyor. Bu macun, hem doğrudan çikolata üretiminde hem de preslenerek kakao ve kakao yağı imalatında kullanılıyor. Çikolata yapımında, içine çeşitli tat ve koku vericiler karıştırılıyor. Çikolatanın kalitesini belirleyen, bitkisel yağ oranının olabildiğince az, kakao yağı oranında çok olması. Nitekim, kaliteli çikolataların etiketinde, kakao yağı oranı mutlaka belirtiliyor. Bilim adamları çikolatanın içinde, vücutta üreyen ve coşku duygusu yaratan feniletilamin adlı maddenin bulunduğunu saptamışlar. Çikolata en güçlü afrodizyaklardan sayılırmış eskiden. Aztek Kralı II. Montezuma, haremini ziyaret etmeden önce, bir kâse dolusu köpüklü çikolata içer, gücünü ve bilgeliğini bu yöntemle artırdığına inanırmış. Çikolatanın bileşiminde bulunan kakao kan damarlarının kireçlenmesini önlüyor, dolayısıyla kalp krizi riskini ortadan kaldırıyor.

14 Kasım 2014 Cuma

acılı gecenin bitiminde



Yaşadığımı işitmek istiyorum
Bir ses uzaktan yakından ya da içimden
Düşen yaprak örneğin
Kâğıt hışırtısı olsun
Ya da eski tahtaları içten kemiren bir kurdun çıtırtısı
Bir inilti derinden
Damlayan su
Bir elektrik düğmesi çıt diye
Çok uzaklardan yankılanan duyulur duyulmaz
İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm
Her ne olursa olsun bir ses
Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı

Yaşadığımı görmek istiyorum
Bir ışık uzaktan yakından ya da içimden
Sesindeki pırıltıya
Gözündeki ışıltıya benzer
Bir kibrit çakımı
Bir yanıp sönse yeter
Sabahın yağan toz mavisi göğsünde çıplak
Ya da gün batımı pembesi dudak
Bir yıldırım hızında çizilsin
Bir şimşekçe yazılsın karanlığım
Bir fener ki uzaklığı bilinmeyen
Bir yıldız parlayıp sönen
Dişlerinin aydınlığını
İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm
Her ne olursa olsun bir ışık

AZİZ NESİN

12 Kasım 2014 Çarşamba

saç bakımı



Sıcak Yağ Tedavisi
Kurumuş ve yıpranmış saçları en iyi canlandırma yöntemi zeytinyağı tedavisidir. Saçlarınıza parlaklık vermek ve beslemek için 2 çorba kaşığı zeytinyağını ısıtın. Bunu yavaş yavaş tüm saç derinize yedirin. Sıcak suda ıslattığınız bir havluyu sıktıktan sonra başınıza sarın. Havlu soğurken bu işlemi iki veya üç defa tekrarlayarak, başın yağı iyice emmesini sağlayın. Sonra saçlarınızı yıkayarak, iyice durulayın. Bu bakım türü, özellikle çabuk kırılan saçlar için çok yararlıdır.
Hintyağı Tedavisi
Yarım çay fincanı hintyağını ısıttıktan sonra baş derinizi ovarak saçınızın yağı emmesini sağlayın. Yavaş yavaş tarayacağınız saçlarınızı kaynar suya batırıp sıktığınız havluyla sarın. Bu işlemi yaptıktan sonra yarım saat kadar bekleyip şampuanla yıkayın. Bu tedavi, fazla ince, çabuk kırılan, kuru saçlara iyi gelir.
Zeytinyağı ve Bal Tedavisi
Yarım çay fincanı yeşil zeytinyağıyla bir çay fincanı süzme balı karıştırın. Bu sıvıyı iyice sallayıp çalkalayın ve bir kaç gün dinlenmeye bırakın. Daha sonra bu karışımı baş derinize ovarak ve tarayarak yedirin. Ancak bu işlemi yaparken tarağın dişlerinin baş derinize batmamasına özen gösterin. Başınıza bir naylon torba geçirerek, başın sıcaklığını muhafaza etmeyi sağlayın. Karışımı başınızda yarım saat beklettikten sonra, saçlarınızı bol suyla durulayın. Bu işlem, koyu renk saçların ışıltılı bir hal alıp parlamasını sağlar.
Protein Tedavisi
Yumurta ile yapılacak protein tedavisi hemen hemen her tür saç için uygundur. İki yumurtayı çırpın ve içine yavaş yavaş bir çorba kaşığı zeytinyağı, bir çorba kaşığı gliserin, bir çorba kaşığı sirke (mümkünse elma sirkesi) ilave edin. Saçınızı bir kez şampuanladıktan sonra saçlarınıza bu karışımı sürüp 15-20 dakika bekleyin. Saçlarınızı iyice duruladıktan sonra saçlarınızın çok kısa sürede canlandığını fark edeceksiniz.

Kakao Yağı Tedavisi
Koyu renk saçlı kişilerin uygulayabileceği bir başka bakım yöntemi ise aşağıda anlatılan bu karışımdır. İçinde su kaynayan genişçe bir tencerenin içine daha küçük bir kabı oturtun. Yarım çay fincanı ayçiçeği yağını, 1 çorba kaşığı kakao yağını, 1 çorba kaşığı susuz lanolini bu ikinci kabın içinde eritin. Bütün bu yağlar eriyince, kabı kaynar suyun içinden alın ve karışımı iyice çırpın. Bu karışımdan 1 çorba kaşığı kadarını alarak buna 1 çorba kaşığı su katın, iyice karıştırın. Bu sıvıyı ovarak başınıza sürün ve bu durumda 15 dakika ile yarım saat arasında bekleyin. Ardından saçınızı yıkayıp durulayın. Bu tedavi koyu renk saçlara yeni bir canlılık ve parlaklık verir.
Mayonez Tedavisi
Kuru saçların en büyük ihtiyacı saç derisinin tıkanmış olmasından dolayı kaynaklanan yağ eksikliğidir. Bu açığı gidermek için mayonez tedavisi uzmanlar tarafından önerilen bir bakım türüdür. Bir yumurtayı, 1 çorba kaşığı sirkeyi, 2 çorba kaşığı bitkisel yağı, işe koyulmadan hemen önce karıştırarak çırpın. Bu karışımı baş derinize ovarak iyice içirin. Ardından saçlarınızı tarayarak bütün karışımın saçlarınıza eşit yayılmasını sağlayın. 15 dakika böyle bekledikten sonra saçlarınızı yıkayarak durulayın. Bu tedavi baş derisine nem kazandırılmasına yardım eder, kuru saçın yağla beslenmesini sağlar.