28 Şubat 2022 Pazartesi

Ayvalık özlemi

Beyaz sabun kokan bir odada uyanmak, kumruların sesleriyle taş avluda kahvaltı yapmak, kahvaltıda zeytinyağına kırılmış yumurta, taze Ayvalık loru, Ayvalık tulumu, ev yapımı karadut reçeli, sıcak pişi filan olması

27 Şubat 2022 Pazar

Mahremiyetimiz, kim bilir hangi tanımadığımız insanın kütüphanesini süsleyecek?

Anı yazanların cesaretine hayranım doğrusu. Kolay mıdır anı yazmak, koskoca bir hayatı, bir dönemin sırlarını hiç tanımadığımız kişilerin gözlerinin önüne serivermek? Mahremiyetimiz, kim bilir hangi tanımadığımız insanın kütüphanesini süsleyecek? Yaşarken herkesten gizlediğimiz ve bir daktilonun tuşlarına basarak ortaya çıkarıverdiğimiz bazı sırlar, kim bilir hangi uzak okur tarafından nerede, ne hallerde, hangi duygularla okunacak ve bütün sırlar bir bohça gibi açılıverecek.

26 Şubat 2022 Cumartesi

Çocukluk günlerim gözümde canlanıyor:

Çocukluk günlerim gözümde canlanıyor: Sobalı bir evde oturuyoruz. Soba çoktan yakılmış. Üstündeki çaydanlıkta su kaynamış, ıslık sesleri duyuluyor. Kızaran ekmeklerin kokusu iştah kabartıcı.

24 Şubat 2022 Perşembe

Hatıraların perdesi açılınca hissettiğim o yürek serinletici rüzgar nereden çıkıp gelir?

Hatıraların perdesi açılınca hissettiğim o yürek serinletici rüzgar nereden çıkıp gelir? İyi şeyler ve insanlık bulmak istediğinde neden hep hatıraların ırmağına serper insan ağlarını? Geçmişte yaşadığımız günler, günlerimize karışan insanlar, dokunduğumuz varlıklar, gezindiğimiz mekanlar damağımızda benzersiz ve asla kaybolmayan bir tat olarak durur. Bunaldıkça, oyunlarına koşan bir çocuk gibi anılara döneriz. Onların yalnız hatıralarda kaldığını düşünmekse hüzün verir çoğu zaman. Yalnız yazmak o müthiş tadı uzun süre yaşatabilir insana.

23 Şubat 2022 Çarşamba

Okuma, tutkuların en soylusudur

Okuma, tutkuların en soylusudur. Ekmek, nasıl bedeni beslerse o da öyle ruhu besler. Ünlü bir yazar okuma için “tatlı tatlı kendinden geçme” demiştir. Büyük yazarlar ömürlerinin yarısını okumakla geçirmişlerdir. Montesquieu, “Çeyrek saatlik bir okumanın gideremediği keder olmamıştır.” Der. Bir kitap her zaman güvenilebilecek bir dosttur. Yas içindeki bir ahbabına, Alphonse Daudet, “Güzel kitaplar okuyun.” Demiştir.

22 Şubat 2022 Salı

Yeni bir eve taşınmanın bir çok insana hiç çekici gelmemesinin nedenleri de aslında bunlardır

Yeni bir eve taşınmanın bir çok insana hiç çekici gelmemesinin nedenleri de aslında bunlardır. Evin duvarlarında geçmişinizin o acı tatlı anılarından hiçbir iz yoktur. Bu yüzden, hayatınıza yeni giren bir yeri benimsemek için zamana ihtiyacınız olacaktır. Orayı sevemezsiniz. Ta ki anı biriktirene kadar.

21 Şubat 2022 Pazartesi

Günlük tutmak, tarihe bir not düşmek gibidir adeta

Günlük tutmak, tarihe bir not düşmek gibidir adeta. Genellikle günlük yazarından başkasını ilgilendirmeyen kişisel bir tarihtir bu. Gündelik izlenimlerimizi  eskitmeden, yıpratmadan bir defter sayfasına geçirip, aradan yıllar geçtikten sonra onları okumak eşi olmayan bir eğlence gibi geliyor. Zamanın akışı içinde değişen yönlerimizi yeni yeni görünümler alan, anlamlar kazanan ya da kaybolan kişiliğimizin dıştan, üçüncü bir kimse gibi seyretmek hoş, hoş olduğu kadar da hüzünlü.

13 Şubat 2022 Pazar

Bir insana bağlanmakla bir kente bağlanmak arasında hiçbir fark yoktur

Bir insana bağlanmakla bir kente bağlanmak arasında hiçbir fark yoktur. Bağlanmak dediğimiz şey çok sevmek, onsuz edememekse eğer, bir kimsenin bir kenti yaşamındaki vazgeçilmezler arasına yerleştirmesinden daha doğal bir şey olamaz.

12 Şubat 2022 Cumartesi

Birgün birden bire değişebilirsiniz

(köklerine yatırım yap, vakti geldiğinde patlama halinde açığı kapatıp fark atacaksın)

Uzakdoğu'da yetişmekte olan moso adında bir çeşit bambu ağacı vardır. Moso ağacı dikildikten sonra en ideal şartlar sağlansa bile hiç bir gelişim göstermez. Bunu bilmeyenler ağacın tutmadığını, yerini sevmediğini düşünebilirler. Bu yerinde sayma süreci yaklaşık beş yıl sürer. Sonra birden bire günde 40-45 santim civarında büyümeye başlar. İki ay içinde yaklaşık otuz metre boyuna erişir. Ne olmuşturda bu moso ağacı 5 yıldan sonra birden bire büyümüştür? Şanslı olduğu için mi? Yoksa birisi ona bir sihir yaptığı için mi? Aslında cevap çok basittir. Çünkü moso ağacı hiç bir zaman durmamıştır, beş yıl boyunca çalışmıştır. Ancak bu çalışma dışarıdan gözle görülür bir şekilde değil içeriden, toprağın altından olmuştur. Beş yıl boyunca otuz metrelik heybeti taşıyabilmek için, hızlı büyüyebilmek için, toprağa sağlam kökler salmakla meşgul olmuştur.Kendini içeriden geliştirmiştir.Yüzlerce metrelik kökler salmıştır toprağa, aslında moso ağacı hiç durmamıştır, hep çalışmıştır, hep değişmiştir.

Moso ağacının içten içe ne yaptığını bilmeyenler kimbilir onun hakkında neler söylemişlerdir. Hiç değişmiyor, bu kadarcıkmış, küçükmüş, ne yaparsan yap değişmiyor...Bunlar hep başkalarının fikirleri, moso ağacı bunlara aldırış etmeden hep çalışmış ve hep gelişerek değişmiş ve hazır olduğunda içindeki değişim dışına da yansımış. Bütün insanları hayretler içinde bırakmış.

Siz de kişisel gelişim, değişim yolculuğuna çıktığınızda bir kaç hafta sonra '' olmuyor, bir şey değişmiyor '' diye düşünmeyin. Attığınız her adımda kök salıyor, içeriden büyüyorsunuz. Her türlü egzersizde bilinçaltınıza biraz daha yeni bir kök salıyorsunuz. Ve bir gün, kendinizi ve başkalarını aynı moso ağacı gibi şaşırtacaksınız :)

11 Şubat 2022 Cuma

Yürümek kişinin kendisiyle baş başa kalma sürecidir

Yürümek kişinin kendisiyle baş başa kalma sürecidir. Her adımda bir düşünceden başka bir düşünceye gidip gelirsiniz. Bu tek başına yürüyüşler sırasında insanın aklına ne kadar yeni düşünce, proje gelir.

2 Şubat 2022 Çarşamba

Yağmura karşı ağlamaktan daha etkili ve daha muhteşem ne olabilir?

Yağmurun şarkısını anlamak tertemiz bir yürek ister. Belki bundandır, ilk çocuklar ve yaşlılar alır yağmurunu kokusunu. O çocuklar ki daha gök gürlemeye başlayınca çığlıklarla, oyunlarla karşılar ilk damlaları. Bir çocuk kadar ince olursa insan, yağmuralara bakıp ağlayabilir. Yağmura karşı ağlamaktan daha etkili ve daha muhteşem ne olabilir?