Sevilen şiir defalarca okunur hatta ezberlenir. Çünkü şiir belleğin kalesidir.

Zeytinyağında kızarmış kırmızı biberin kokusunu, şafak vakti durgun denize yağan yağmurları, açık pencerenin kenarında bir an bir kuşun belirişini, sessizliği ve düşünmeyi severim.

Yazdıklarımızın bir gün ölüp gideceğini bildiğimiz halde bizi umutsuzluktan kurtaran, bize yine yazma gücü veren duygu nedir?

Fotoğraf çoğu zaman gülen bir yüz demektir.

Fotoğraf çoğu zaman gülen bir yüz demektir. Kimse üzüntülü bir anında fotoğraf çektirmek istemez. Hep mutluluklar ölümsüzleştirilmek istenir. Bu yüzden de “fotoğraf=mutluluk! Denklemi yanlış değildir. Fotoğraflarda neşenin yansımasını görürsünüz. Yaşamın donmuş karesidir fotoğraflar. Zamanı yakalayan, hapseden kareler.

Kişiyi yaşamaya itiyordu Sait Faik.

Kişiyi yaşamaya itiyordu Sait Faik. Zorla değil; kanıtlayarak, açıklayarak, ikna ederek… Çünkü gerçekte o da yaşama genel anlamda bağlılık duymaktan uzaktı. Bu yüzden karamsar bir hava sezilirdi yazılarında. Yaşamak için bir hırsı, isteği yoktu ya da öyle sanılırdı. Fakat bize bıraktığı iki romanı, yüzlerce öyküsü, şiirleri kişiyi yaşamaya, hayatın bütün güzelliklerini tatmaya bir çağrıdır. İlk bakışta karamsar gibi gelen yaşam izlenimleri üzerinde biraz durunca bunların, umutsuzca seven büyük bir şairin aşırı duygu taşkınlıklarından doğan geçici bir karamsarlık olduğu görülür.

Rahatlığın mutlak doğrusu, doğruyu umursamamaktır.

Zayıflamak İçin Kahvaltıya Zaman Ayırın

Yeni bir güne sağlıklı, dengeli bir kahvaltı ile başlayanların kilo vermede daha başarılı olduğunu biliyoruz… Kahvaltıyı atladığınız takdirde vücudunuzu yakıt almadan çalışmaya zorluyorsunuz, bu da sizde sadece konsantrasyon eksikliği, düşük enerji seviyesi gibi sorunlar yaratmakla kalmıyor, sabahın ilerleyen saatlerinde poğaça, kek, börek gibi yüksek kalorili yiyecekleri yemenize neden oluyor.

Kahvaltı, gayet kolay ve besleyici bir şekilde hazırlanabilecek bir öğündür. Örneğin orta boy bir kâsede %0 yağlı süt, meyve dilimleri ve yağsız bir gevrekle hazırlanmış kahvaltıdan bütün gün yakıt olarak kullanabileceğiniz lif, kalsiyum, mineral ve C vitamini alırsınız.

Hepimizin çok iyi bildiği bir deyiş vardır; “Kral gibi kahvaltı yap, prens gibi öğle, fakir gibi akşam yemeği ye.” Bu söz çok doğrudur, zira yapılan araştırmalarda, günün erken saatlerinde yenen yiyecekler hem daha fazla doygunluk hissi vermekte, hem de daha sonraki saatlerde daha fazla yemeği önlemektedir. Gece yenen yemekler ise hem daha az doygunluk hissi vermekte, hem de kilo alma riskini arttırmaktadır. Sabahleyin acelesi olup kahvaltı yapmamayı zamansızlığa bağlayan üyelerimiz için seçeneklerimizi aşağıda sıralandı…

Mısır ve pirinç patlağı ve zeytin ezmesi

3 adet üzerine 3 tatlı kaşığı zeytin ezmesi (2.5 bodypuan)

Muzlu smoothie

Küçük bir muz, 1 çay bardağı yağsız yoğurt, 2 tatlı kaşığı bal ve 125 ml %0 sütü blenderdan geçirin(3.5 bodypuan).

Peynir ve kraker

4 kraker, 2 light üçgen peynir & domates dilimi (3.0 bodypuan)

Simit ve reçel

Simiti ortadan kesin ve sevdiğiniz bir düşük puanlı reçeli sürün (3.5 bodypuan).

½ Ballı Bagel

2 tatlı kaşığı balı bagela sürün (4.0 bodypuan).

Meyveli yoğurt

Öneri: Aceleniz varsa, bir akşam önce hazırlayıp işte yiyin.

125 ml %0 yoğurtun içine kayısı, kivi gibi 0.5 bodypuanlık meyveleri ezip katın (2.0 bodypuan).

Tavuk jambon sandviç

1 light sandviç ekmeği, 2 dilim tavuk jambon, 1 üçgen light peynir, domates, salatalık (4.0 bodypuan)

bayram........

yazıyı, yazmak için sevdim.

bir insanın nasıl sesi olur da söylerse, ben de bir kuş öter gibi yazdım. yazmak hayatımın en büyük zevkidir. çocukluğumdan beri içimden çıkmak isteyen bir sanat arzusu vardı. çocukken de hayalimde hikayeler tasarladım.

sokaklar

kendimi aramak için çocuklğuğun geçtiği sokaklara daldım.

ve sokaklar sokaklar

loş ışığında oturduğum tüm kaldırımlar

çekirdek taşıyan karıncalar

hepsi benimdi tüm sokaklar

evet, yazın...

sevdiklerinize mektuplar yazın...

özel günlerde kartlar yazın

günlük yaşadıklarınızı yazın

olumlamalarınızı, niyetlerinizi yazın

isteklerinizi yazın

içinizden ne geçersen yazın

yazmaktan korkmayın

kişinin kağıtla kalemle karşı karşıya kaldığı an, iç dünyasına yolculuk yapmaya başladığı andır.

bu bir şarkı değildir, çocukluktur, mazidir, özlenen şeylerdir, geri gelmeyen şeylerdir, mutluluğu hissettiğimiz zamanlardır.

Bahar Yorgunluğundan Kurtulmanın Yolları

Nisan ayı, doğayla birlikte sizi de yenilemeye geliyor. Artık karanlık ve soğuk havaların etkisinden kurtulup, güneşli ve sıcak havalara geçerken, cıvıldayan kuşlar, uçuşan böcekler, açan çiçekler ve ağaçlarla beraber, yeni mevsime uyum sağlamaya çalışan bedeninize destek olun.

Peki, nasıl destek olacağız?

Bu işin formülü doğru beslenmek, egzersiz yapmak ve iyi hissetmekten geçiyor. Sabah yataktan kalkarken zorlanıyor, gün içinde bitkin hissediyorsanız, biyolojik saatinizi yeniden kurmanıza yardımcı olmak için önerilerimiz var. Fazla kilolar ve depresyonla vedalaşabilir, bağışıklığınızı güçlendirip enerji kazanabilirsiniz.

Baharda nasıl beslenmeli?

B ve C vitaminleri, folik asit, magnezyum, demir, potasyum ve çinkodan zengin gıdalar (ıspanak, mısır, muz, kayısı, çilek, kepekli un, kepekli pirinç, yulaf, balık, yumurta, süt ve süt ürünleri, üzüm, badem, fındık) bol bol tüketilmeli. Yorgunluğa iyi gelen, enerji veren ve size bu dönemi atlatmakta yardımcı olan Ginseng ve Gingko biloba çayları da, beslenme listenize eklenmelidir.

Baharda ne oluyor?

Kış ayının soğuk günlerinden sonra havalarında ısınmaya başlamasıyla birçok kişide halsizlik, yorgunluk, eklem ağrıları, uyku isteği, mutsuzluk, konsantrasyon bozukluğu, aşırı sinirlilik, stres gibi ortak şikayetler gözlenebilir. Beslenme şekliniz mevsim değişiminin bünyenize getirdiği sıkıntıları hafifletebilir ya da daha da artmasına neden olabilir. Depresyon ve isteksizliğin temel nedeni, vücudunuzdaki enerji düşüklüğünden kaynaklanmaktadır. Bu durumda yapılması gereken, enerji verecek besinleri tüketmek yani mevsim sebze ve meyvelerinden tüketmek, vücudunuzun ihtiyacı olan değişimlere ayak uydurmanıza yardımcı olabilmektir.

Baharda, hormonların çalışmasında da düzensizlik görülebilir. Hem hormonlar, hem de hava değişimi vücutta su tutulmasına neden olabilir. Ödem de yorgunluk nedenlerinde biridir, bu nedenle yemeklerinizi az tuzlu tüketmeye çalışın. Uyku problemi yaşamamak için yatmadan önce ılık bir duş alın, papatya, rezene gibi bir bitki çayı içip, her akşam aynı saatlerde yatmaya özen gösterin. Nisan ayı artık dışarıda vakit geçirmeyi özlediğimiz bir aydır. Ilık havanın keyfini çıkarırken aileniz veya arkadaşlarınızla daha hareketli ve sağlıklı aktiviteler yapmaya başlamanın da zamanıdır.

Fiziksel aktiviteleri arttırın

Fiziksel aktiviteler kişiyi hem rahatlatır hem de metabolizmayı hızlandırır ve bahar yorgunluğunun giderilmesinde etkilidir. Uzun yürüyüşler yaparak kalp sağlığınıza ve ruhsal sağlığınıza katkı sağlayın—egzersiz zihninizi boşaltmanın harika bir yoludur. Ayrıca dışarıda piknik yapın ve taze bahar meyve ve sebzeleri ve sağlıklı, yağsız etlerle hazırlanan mangal partilerine olan özleminizi giderin.

Nisan ayı, baharı hissetmeye başladığımız bir aydır. Üzerimizdeki ağırlıklardan kurtulup, tekrar dışarıya çıkarak bu özlem duyduğumuz güneşli ve ılık günlerin keyfini çıkaralım.

eski plaklara ve nostaljik pikaplara da bayılıyorum…

Doğanın verdiği huzur kadar sakinleştirici bir terapi bulamazsın.

İnsanın içini dökmeden edemediği dakikalar olur.

Hayatta en çok ne yapmak istersiniz sorusuna, pek çok kişi, dünyayı gezmek, diye yanıt verir.

Orda bir köy var uzakta

hayat treni

doğan her insan boynunda ölüm fermanıyla dünyaya gelir.

ölümden kurtuluş yoktur. doğmak ve ölmek, başımıza gelen ve gelecek olan ilk ve son olaylardır. istesek de istemesek de o bir gün yakamıza yapışacaktır. Sokrates'e "Zalimler seni ölüme mahkum ettiler." denince Sokrates: "Doğa'da onları ölüme mahkum etti." dedi.

Eskiden yaşadığımız sokaklar kocaman bir evdi; evin geniş ve kalabalık bahçesi…

çocuklar, daha yüremeyi öğrenir öğrenmez kapı önlerini doldurur, duvarlara tutuna tutuna, toza toprağa bulana bulana ilk oyunlarını sokakta öğrenirlerdi. İlk arkadaşlıklar sokakta kurulur ve paylaşma orada başlardı. Şimdi bu sokakları görmek mümkün değil.

İstanbul Boğazı'nın pembe simgesi olan erguvan, baharın sonlarına gelinen şu günlerde sahil civarını rüya gibi bezedi.

asıl memleketi İstanbul olan bu güzel pembelik için Ahmet Hamdi Tanpınar'da "İklimimizde gülden sonra bayramı yapılacak bir çiçek varsa, o da erguvandır." demişti. Her yıl nisan ayında çiçek açan ergovan ağacı, mayıs ayı ortalarına kadar pembe rengini korur. Erguvanın en önemli özelliği çiçeklerinin, henüz yaprakları açılmadan açması ve dallar üzerinde değil de gövdede oluşmasıdır. yüzlerce yıl yaşayabilen erguvan ağacı, çiçekleri dökülmeye yakınken yaprakların ve 10 metreye kadar büyüyebilir.

erguvan manzarasının tadını çıkarabileceğiniz noktalar

Fenerbahçe Parkı
Gülhane Parkı
Büyük ve Küçük Çamlıca
Fethi Paşa Korusu (Kuzguncuk)
Mihrabad Korusu (Kanlıca)
Bebek Türkan Sabancı Parkı
Çamlık Erguvan Tepe Parkı (Tarabya)
Yıldız Parkı
Beşiktaş Abbasağa Parkı
Emirgan Parkı
Beykoz Korusu (Abraham Paşa Korusu)
Yuşa Tepesi (Beykoz)
Otağtepe (Anadolu Hisarı)

iflah olmaz gezgin ruhumla yeni keşiflerde, yeni bir sayfaya güzel hikayeler yazmak....

geçmişe tapınmak

Yaptığım seyahatlerde, kendimi şehirlerin gizlerine bırakmayı, renklerle zenginleşmeyi, alafranga mutfağı seviyorum.

Araştırıcı kişiliğim ve seyahat merakım iç içe geçmiş kültürleri inceleme fırsatını verdi bana.

Sürekli seyahat etmeyi, değişik ülkeler ve kültürler tanımayı kim istemez.

Seyahati çok seviyorum. Deliler gibi gezip dolaşmak, yeni insanlar tanımak, hoş bir akşam yemeği yemek... Seyahatlerimde de bilinmeyen yerleri görmeyi arzuluyorum. Sanırım bu maceracı ve anarşist ruhumdan kaynaklanıyor.

Bu senin hayatın...

Onu, kendi çizdiğin rotada yaşaman gerek. Ne kadar zorlaşırsa zorlaşsın sen göğüsleyebilirsin. Kendine güven ve güçlü ol.

Tek olan, başkalarında olmayan, özgün olan... Bir şeyin tek olan yanı, onu diğerlerinden ayırır, farklılaştırır, benzersiz yapar.

anılarımı yazmaya karar vermek kolay olmadı, tereddüt ettim başlangıçta.

çünkü onlar çok özeldi; sadece benim için önemliydi.

iyi kötü koskoca bir geçmiş bende kalmamalıydı. bunları iyice düşünüp cesaretimi topladım ve kalemi elime aldım.

Unutmayın, Öldüğünüz zaman yapılacak işler listesi hala dolu olacaktır...

Yaşamın amacı her işi bitirmek değil, bu yolda atılan her adımın tadını çıkararak mutluluk ve huzur dolu bir yaşam sürmektir.