Yağmur yağıyordu. İncecik, kesik
kesik bir yağmur… Tıpkı ömrümüz gibi… Tıpkı sevgin gibi, içimi önce ısıtıp
sonra beni yalnızlığın ve sahipsizliğin soğuk sularına, İstanbul’un
sensizlikten kararmış, öksüz ve özlem dolu sokaklarına bırakan… Tıpkı senin
gibi, ömrün gibiydi yağmur… Kesik kesik…
Gecenin
huzurunu "beyaz örtü"süyle sardı yağmur bulutları. İstanbul yağmuru;
gri ve güzel; sen ve ben gibi.
İstanbul
İstanbul! Sen ne başkasın hayatımda! Gecemi gece, günümü gün eden kokun değil
mi; gecenin ışığı değil mi yaşamımı yaşanır kılan?..
Yağmur
kokunla güzelsin İstanbul….