30 Aralık 2020 Çarşamba

Kestane ve Mantarlı Hindi Sarma

 

4 Kişilik

Hazırlık: 25 dakika 

Pişirme: 25-35 dakika

Malzemeler

1 adet Hindi Göğüs

1 adet Hindi But

1 yk Sıvı Yağ

5-6 adet Arpacık Soğan, ince doğranmış

3 diş Sarımsak, ince doğranmış

2 sb Bebek Ispanak, yıkanmış

12 adet Kestane Mantarı, küp doğranmış

6 dilim Füme Kaburga, ince doğranmış

½sb Krema

20 adet Kestane, Fırınlanmış

2 yk Fındık

Tuz, Karabiber

¼ad Muskat, Toz (İsteğe bağlı)

4 yk Rende Kaşar Peyniri

 

 

Hazırlanışı

Fırınınızı Alt-Üst Fan modunda 220C’ye ayarlayın.

Hindi Budunu kemiğinden ayıklayıp kuşbaşı parçalara ayırın ve kenara alın

Steak Profi tavanızı ocağa alın ve altını açın. Tava yeterince ısındığında sıvı yağı ekleyin.

Arpacık soğan ve sarımsağı ekleyin ve soteleyin

Yeterince yumuşayınca kestane mantarı ve kaburgayı ekleyin ve 1-2dk daha soteleyin

Kestane ve fındığı kabaca doğrayın ve tavaya aktarın.

Kremayı ekleyin 1-2 dk çektirin.

Ocağın altını kapatın ve ıspanakları ekleyin biraz karıştırın, tavayı kenara alın.

Farklı bir tavada biraz sıvı yağ ile hindi but parçalarını iyice kızarana kadar soteleyin.

Tüm malzemeyi karıştırın ve sezone edin ve oda sıcaklığına gelene kadar soğutun

Hindi göğüsü kesme tahtasına alın, bıçağı tahtaya paralel tutarak hindi budunu kelebek kesim şeklinde açın

Üzerine 2. Bir yağlı kağıt yerleştirin ve bir sos tenceresi ile döverek inceltin

Hazırladığınız iç dolguyu inceltilmiş olan göğüse yerleştirin ve üzerine kaşarı serpiştirin.

Sıkıca yağlı kağıda sarın, sonrasında alüminyum folyoya sarın ve 220C’deki fırına atın, 18-20dk pişirin.

Fırından çıkarın, alüminyum folyo ve yağlı kağıdı çıkarın, fırına geri atın. Fırın derecesini 240C’ye ayarlayın

Üzeri kızardığı zaman fırından alın, 2-3dk bekleyin sonra dilimleyin ve servis edin.

29 Aralık 2020 Salı

sıcak şarap


Nar suyu, rende muskat, vanilya çubuğu, karanfil, tarçın çubuğu, zerdeçal, limon kabuğu, portakal kabuğu ve suyu, elma kabuğu

28 Aralık 2020 Pazartesi

İncirli Cevizli Kek


Türkiye’nin en önemli geçim kaynaklarından biri olan incir, dutgiller familyasına ait olmakla birlikte, yaklaşık olarak sekiz yüz kadar türü bulunan ticari öneme sahip olan meyve veren bir bitkidir. İncir türleri genel olarak dişi ve erkek olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Dişi olan incir türünün meyvesi daha büyük ve daha fazla olmaktadır. İncirin erkek cinsinin ise ağaçlarında çok az ve küçük ebatlarda meyvesi bulunmaktadır. Aynı zamanda dişi incirin olduğu gibi tadı çok lezzetli de değildir. İncirin ana vatanı Doğu Akdeniz ve Güneybatı Asya’dır. Bu bölgelerde incirin çok fazla çeşidi bulunmaktadır.
İncir meyvesinin besin değeri oldukça yüksektir. İncirin bileşiminde yüzde otuz ya da yüzde kırk oranında şeker ve A, B, C vitaminleri de yüksek bir oranda bulunmaktadır. İncir meyvesinden elde edilen infusyon maddesi özellikle çocuklar için oluşturulan bir müshildir. İncirin yapraklarındaki süt, incir sütü olarak bilinmektedir ve incir sütü aynı zamanda insanlarda oluşan siğillere çok iyi gelmektedir. Bu türün taze yaprakları lapla haline getirilerek farklı nedenlerle oluşan yaralara çok iyi gelmektedir.
İncirli Cevizli Kek Nasıl Yapılır?
En büyük incir üreticisi olarak Türkiye başta gelmektedir. Türkiye’nin ardından bu sıralamayı Ege Bölgesi, Akdeniz Bölgesi ve Mısır takip etmektedir. Türkiye’nin en büyük oranına sahip olan dış şatım ürünleri arasında yer almaktadır. İncirin içerisinde yüksek bir oranda protein, vitamin ve mineral bulunmaktadır. Bu nedenle insan vücudundaki hücrelerin yenilenmesine çok yardımcı olmaktadır. Yüz gram incirin tüketilmesi durumunda, insan vücudunun günlük ihtiyacı olan kalsiyum mineralinin yüzde on yedisi, demir ve magnezyum minerallerinin yüzde otuzu, fosfor mineralinin yüzde yirmisi, B1 vitaminin ihtiyacının yüzde beşi ve B2 vitaminin yüzde dördü karşılanır.
Malzemeler
  • 4 adet yumurta
  • 1.5 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı sıvı yağ
  • 1 su bardağı süt
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 çay kaşığı tarçın
  • 3 su bardağı un
  • 6 adet kuru incir
  • 6 adet ceviz
Hazırlanışı
  1. İlk olarak gerekli olan kuru cevizi rondoda çekin. Rondoda çekmemizin nedeni çok küçük parçalar halinde olması gerekmesi.
  2. Ardından incirleri küçük küçük doğrayın.
  3. İncirli cevizli kekin hamurunu hazırlamak için bir kalıba yumurtayı koyun. Yumurtalar birbirine iyice geçinceye kadar mikser yardımı ile çırpın. Yumurtaları kırmadan önce, oda sıcaklığı gibi bir ısıya sahip olduğundan emin olun. Yumurtalar soğuk olarak kırılırsa kekin kabarmasını önleyecektir.
  4. Ardından yumurtalara şekeri ilave edin. Şeker eriyinceye kadar, beyaz bir renge sahip oluncaya kadar mikserle çırpın.
  5. Kek hamuruna sütü ilave edin ve süt, diğer malzemelerle karışıncaya kadar belirli bir süre çırpın.
  6. Daha sonra sıvı yağı, kek karışımına ilave edin, kısa bir süre mikserle çırpın.
  7. Rondodan geçirilmiş olan cevizleri kek hamuruna ilave edin, bir kaşık yardımı ile hamura eşit bir şekilde dağılmasını sağlayın.
  8. Hemen ardından küçük küçük şekilde doğranmış olan incirleri ilave edin, tekrar belirli bir süre karıştırmaya devam edin.
  9. Tüm bu malzemeler birbirine karıştıktan sonra üzerine azar azar un ilave etmeye başlayın. Yalnız unu yavaş bir şekilde ilave edin, tam olarak un kek hamurunun içerisinde yok oluncaya kadar karıştırın.
  10. Daha sonra vanilya, kabartma tozu ve tarçını kek hamuruna ilave edin, belirli bir süre karıştırın.
  11. Bütün malzemeleri kek hamurunun içerisine koyduktan sonra fırın tepsisini yağlayın. Kek karışımını fırın tepsisine dökün.
  12. Fırını 150 dereceye getirdikten sonra 35 ya da 40 dakika pişme süresi olacaktır. Kekin pişme süresi tamamlandıktan sonra servise hazır hale gelmiştir.
İncir Nelere İyi Gelir?
İncirin insan vücudu için birçok yararı bulunmaktadır. İnsan vücudunda gerekli ve belirli bir oranda olması gereken kalsiyum, fosfor gibi mineraller incirin içeriğinde çok fazla bir oranda bulunmaktadır. İnsan vücudunda bulunan kemik ve dişler için kalsiyum, fosfor minerallerinin belirli bir oranda bulunması gerekmektedir. İncirin kemik ve diş gelişimi açısından insan vücuduna büyük bir yarar sağlamasının yanı sıra, incir düzenli olarak tüketilmesi sonucunda insan vücudunda bulunan hücrelerin yenilenmesinde büyük rol oynamaktadır. İncirin en önemli faydalarından bir diğeri ise, insan vücudunda belirli bir oranda olması gereken kolesterolün, kana karışmadan insan vücudundan atılmasına büyük oranda katkı sağlamasıdır. Bu durumu incirin içerisinde bulunan yüksek bir oranda bulunan lifler başarır. İncir aynı zamanda insan vücudundaki sindirim sistemini rahatlatarak, sindirim işleminin daha kolay gerçekleşmesine yardımcı olmaktadır. Bakterilere karşı insan vücudunu koruma gibi bir işlevi bulunmaktadır. İncirin içeriğinde bulunan yüksek orandaki kalsiyum ve fosfor gibi mineraller sayesinde, sindirim daha rahat gerçekleşir. Böylece kemik ve dişlerin daha sağlıklı olur. Bazı insanlar farklı sebeplerden dolayı süt içemezler, bu tür durumlarda sütte olan birtakım minerallerin alımı için incir yenmesi çok daha doğru bir tercih olmaktadır. İnsan vücudunda sütten elde edilen mineraller incirde de bulunmaktadır. Bu nedenle süt içmeyen bir birey süt yerine, incir yiyebilir.
İncirin içeriğinde yer alan benzaldehit maddesi bazı kanser hücrelerinin büyüyerek gelişmesini engeller. Kanser hücrelerine karşı insan vücudunun direnç göstermesine büyük oranda katkı sağlar. Çocukların gelişimi açısından, çocuklara verilen infüzyon ismine sahip olan müshil kuru incirden meydana gelmektedir. Daha olgunlaşma sürecine girmemiş olan incir yapraklarında bulunan süt siğil tedavisinde çok etkili sonuçlar vermektedir ve aynı zamanda doğal bir tedavi yöntemi olmaktadır. Henüz olgunlaşmamış olan yapraklardan elde edilen lapalar, çıban ya da daha kötü durumda olan yaraların tedavisinde kullanılmaktadır. Kurutulmuş incir yaprakları ise, birçok ilacın içeriğinde yer alarak basur ya da çıban tedavisinde oldukça etkili bir yöntem haline gelmektedir. İncir uzun yıllardan beri günümüze kadar gelen cilt ve yüz güzelleştirme yöntemleri arasında yer alan doğal bir üründür. Bağırsakları daha hızlı çalıştırması, sindirimi kolaylaştırması ve aynı zamanda badem ile tüketildiğinde sinir sistemini yatıştırıcı gibi büyük bir etkisi bulunmaktadır. Her besinin çok fazla tüketilmesi sonucunda insan vücudunda ortaya çıkan olumsuz durumlar oluşmaktadır, incirin fazla tüketilmesi durumunda istenmeyen, fazla kilolar ortaya çıkmaktadır.
Ceviz Nelere İyi Gelir?
Ceviz yapılan araştırmalara göre, düzenli olarak tüketilirse kalp ve damar hastalıklarına iyi gelir. Cevizin aynı zamanda düzenli olarak tüketildiğinde kolesterolü büyük ölçüde düşürdüğü bilinmektedir. Cevizin kolesterolü düşürmesi HDL adlı kolesterol seviyesinin yükseltmesi nedeni ile ortaya çıkmaktadır. HDL kolesterolü ise insan vücudundaki damarlarda biriken kötü kolesterol plakalarını temizleyerek insan vücudundan dışarı atılmasında büyük oranda katkı sağlar. Ceviz ile ilgili üniversitelerde yapılan araştırmalara göre, bir tatlı kaşığı ceviz yağı tüketmek, kolesterolün kısa bir sürede düşmesinde etkili bir rol oynar. Tip 2 diyabet hastalıklarına ise cevizin faydası çok büyüktür. Tip 2 diyabet hastalıklarının en büyük sıkıntısı, kan şeker seviyesinin kontrol altına alınması ve aynı zamanda insülinin metabolizma edilmesidir. Aslında bu hastalık kalp ve damarlar başta olmak üzere, diğer tüm vücut sistemini de etkilemektedir. Cevizin faydalarından biri olan damarlar üzerindeki olumlu etkisinden dolayı Tip 2 diyabet hastalarında meydana gelen damar tıkanıklığı riski de önemli bir oranda ve aynı zamanda damarların tıkanması sonucu oluşan kalp hastalıklarının oluşma riski de aynı oranda azalmaktadır.
Ceviz içeriğinde yüksek oranda bulunan antioksidanlar nedeni ile oldukça zengin bir besin kaynağıdır. Bu nedenle kanseri önlemede oldukça başarılı sonuçlar elde edilmektedir. İnsan vücudunda yer alan serbest radikallerin artışına bağlı olarak ortaya çıkan ve aynı zamanda kanser gibi ciddi bir hastalığın oluşma riskini arttıran kronik oksidatif stresini düzenli olarak ceviz tüketimi ile; daha dengeli bir hale getirebilirsiniz. Cevizin sürekli olarak tüketilmesi durumunda en çok prostat ve göğüs kanserini önlediği yapılan araştırmalar sonucunda kanıtlanmıştır. Ama cevizin diğer kanser türleri üzerinde de önemli bir yeri bulunmaktadır.
Ceviz diyet yapanların ve sağlıklı yaşama sahip olanların vazgeçilmez besinleri arasında ilk sıralarda gelmektedir. Çünkü ceviz yüksek kalorili ve aynı zamanda yüksek oranda yağ içermesinden dolayı, günde üç ya da dört tane yenildiği zaman insan metabolizmasındaki tokluk hissinin daha uzun olmasına yardımcı olmaktadır. Aynı zamanda ceviz öğün aralarında daha yüksek kalori içeren yiyeceklerin tüketilmesini önlemede yardımcı olmaktadır. Cevizi her gün belirli bir oranda tüketmeniz diyet yaparken daha az zorlanacağınız anlamına gelmektedir. Cevizin insan metabolizması üzerindeki en büyük katkısı hafızayı güçlendirmesidir.

27 Aralık 2020 Pazar

Parliament Sinema Kulübü

Parliament Sinema Kulübü; 1990larda Star 1 tv kanalında, her hafta pazar gecesi (Televizyonda ilk kez yayınlanan) film gösteriminin yapıldığı sinema kuşağıdır. Jeneriği ve dahilindeki Karla Bonoff'un seslendirdiği All My Life şarkısıyla bir kuşağın hafızalarında yer edinmiştir. 

 

bir müzik, insana zamanda yolculuk yaptırabilir mi? evet yaptırabilir.  

 

26 Aralık 2020 Cumartesi

gökyüzüne en yakın insanlara en uzak....

 şehirlerin kuş bakışı tepe manzaralarına bayılıyorum. gökyüzüne en yakın insanlara en uzak....

24 Aralık 2020 Perşembe

belgeseller, sinema sanatının etkili ürünleridir.

bu ürünlerde bir amaç vardır. verilmek istenen nettir. dolaylı yollarla algı oluşturarak sonuca ulaşmayı tercih etmezler. bilim, tarih, aktüalite buralarda farklı anlamlar kazanır ve zamandaki yerlerini alırlar. iyi bir belgeselde kişisel düş dünyasının görüntülerine yer yoktur. bilinenlerin ardında gizli kalmış, ulaşılması kolay olmayan noktalar işlenir. izleyiciye anlatılmak istenenler tüm açıklığıyla verilir. burada amaç gerçeğin daha etkili kılınmasıdır. sanat devreye girer: Müzikler, işlenen konuların sıra ve süresi, renk, ışık gibi etkenler gerçeği daha çekici kılar ve sinema, en gerçekçi ve dürüst çocuğunu doğrur.

23 Aralık 2020 Çarşamba

kış geceleri


Kış gecelerinde masallar anlatılırdı.. Merdiven çıkılır, aidat ödenmez, yönetici seçilmezdi.. Evler badanalı, sokaklar lambasız,mahalleler bekçili olurdu.. Çizgi roman okunur,defter kenarlarına süs yapılırdı.. Hayat arkası yarın gibiydi, kesintisizdi. Her gün yaşanacak bir şey vardı.. Herkes kendi düşünü kurar, kendi oyununu oynardı.. Ş i m d i; Herkes yoğun, yorgun ve tek başına...

22 Aralık 2020 Salı

Nar gibi kızarmış hindi tarifi ve püf noktalar


https://mail.google.com/mail/u/0/images/cleardot.gif

Nar gibi kızarmış hindi tarifi ve 11 püf nokta… Uzmanlar; ülkemizde özellikle yılbaşı döneminde yoğun ilgi gören hindinin mutlaka haftada 2 kere tüketilmesini tavsiye ediyor.
Yılbaşının simgelerinden olan hindi eti, bu özel gecede kalabalık sofraları taçlandıran sağlıklı ve lezzetli bir yemek olma özelliğini çok uzun yıllardır taşıyor. Kolesterolü düşük ancak proteini yüksek bir hayvansal protein kaynağı olan hindi eti, günlük beslenmemiz içinde henüz hak ettiği yeri bulamasa da yeni yıl yaklaşınca daha popüler hale geliyor.
Uzmanlar; hindinin besin değerinin yüksek olması, yağ ve kolesterol içeriğinin düşük olması yanında vücutta üretilemeyen elzem aminoasitlerin hepsinin yeterli miktarda içermekte olduğunu belirtiyor. B1 ve B2 vitaminleri bakımından da zengin bir besin olan hindi eti; çocuklarda ve gençlerde bedensel ve zihinsel gelişim için önemli bir yer tutuyor.
Ayrıca düzenli ve yoğun spor yapanlar için de vücutta yapım aktivitelerini ve kas yoğunluğunu artırmak için ideal hayvansal protein kaynağı olarak belirtiliyor. Bununla beraber hindi eti tavuk eti gibi kalp damar hastalıklarının engellenmesinde de önemli bir yer tutuyor.
Hindi pişirmekten korkmayın!
Bu özel gecede sevdiklerinizi lezzet dolu sofralarda ağırlamak istiyorsanız hindi etini pişirmekten korkmayın. Mutfak uzmanlarına göre bu iş hiç de zor değil. Pişirme öncesi ve sonrası bazı detaylara dikkat etmeniz mükemmel bir hindi yapmanız için yeterli.

Nar gibi kızarmış hindi tarifi ve püf noktalar:
1- Marinasyon şart!
Hindinizi pişirmeden önce zeytinyağı, sirke veya limon suyu, tuz, biber ve baharatlarla marine ederseniz daha lezzetli olur. Bu marinasyonda hindinizi buzdolabında 1 gün bekletmeniz yeterli.
2- Oda sıcaklığı önemli!
Hindinizi fırına koymadan 1 saat önce buzdolabından çıkararak oda sıcaklığına gelmesini sağlamanız gerekli.
3- Lezzeti artırın!
İsteğe göre baharatlarla karıştırarak hazırlayacağınız tereyağı harcını lezzet vermesi için derinin altına sürmeniz gerekiyor. Ayrıca eti bıçakla delip içine biberiye, defne yaprağı yerleştirilebilirsiniz. Fırınlamadan önce tepsiye yerleştireceğiniz havuç, kuru soğan, sarımsak, kök kerevizin hindiye ayrı bir lezzet katacağını unutmayın.
4- Dağılmaması için!
Hindinizin bacaklarını ısıya dayanıklı iple çok sıkı olmamak şartı ile bağlarsanız pişirirken dağılmaz.
5- Pişerken kurumaması için!
Fırına ayrı bir tepsi içerisinde koyacağınız su pişme sırasında hindinizin kurumamasını sağlayacak.
6- Gerçekten iyi bir fikir değil!
Pişme süresince mecbur kalmadıkça fırın kapağını açmayın. Fırın kapağını her açtığınızda, fırında sıcaklık düşer bu da hindinin pişme süresini uzatır.
7- Pişirme kabının büyüklüğünden emin olun!
Hindinizi pişireceğiniz kabın büyüklüğü önemli. Hindinizi kaba koyduğunuzda çevresinde 5 ila 7-8 cm boşluk olursa mükemmel pişme kalitesi yakalayacaksınız.
8- Ağır pişirme hindiye lezzet katar!
Hindi 160 derece ısıda uzun süre, için için pişmelidir. 2-4,5 kg arasındaki hindiler 2-3 saatte, 5-7,5 kg arasındakiler 3-4 saatte, 8-12,5 kg arasındakiler ise 4-5 saatte pişer. İsterseniz ilk yarım saat 220 derece ardından 160 derece olarak pişirmeye devam edebilirsiniz. Pişirme torbası ya da alüminyum folyo kullanmayı tercih edecekseniz ısıyı 175 dereceye kadar çıkartabilirsiniz.
9- Son dokunuş!
Hindinin üstünün iyice kızarması ve lezzet artırmak için pişme süresi bitmeden 15-20 dakika önce 3-4 yemek kaşığı ılık suyla inceltilmiş balı fırçayla hindinin üzerine sürebilirsiniz.
10- Mutfak termometresi kullanın!
Termometre ibresi 75 dereceyi gösteriyorsa hindiniz pişmiş demektir.
11- Dinlenme süresi şart!
Fırından çıkan hindinizi alüminyum folyoya sararak yaklaşık 1 saat dinlendirin ve parçalara ayırıp servis yapın.

21 Aralık 2020 Pazartesi

çalışma masanız kişinize dair ne söylüyor Çalışma Masanız Kişiliğinize Dair Ne Söyler?


Çalışma masanız boş kahve fincanları ve kağıt yığınlarıyla mı dolu yoksa masanıza düzenli ve minimalist bir sadelik mi hakim?
Bilindiği üzere her bireyin kendine özgü bir masa düzeni vardır. Önceden kişinin çalışma masasının düzenli olması yapılan işin verimliliğini yüksek oranda arttırdığı yönünde bir yaklaşım benimseniyordu. Ancak günümüzde bu düşünce etkisini yitirmeye başlamıştır. Elbetteki bunun temel sebebini yapılan yeni araştırmalar olmuştur. Bir çok kişi dağınık ortamların yaratıcılığı geliştirdiğini savunurken; çoğu kimse ise fazla kalabalığın dikkat dağınıklığına sebep olduğunu söylemektedir.
Texas Üniversitesi’nde Psikoloji alanında Profesörlük yapan Sam Gosling bu karmaşayı ”Kendimizi dış dünyaya sunuş biçimimizle sürekli olarak kendimiz hakkında bilgi veririz. Ofisteki çalışma masası da dahil fiziksel alanların bu kadar bilgi içermesinin nedeni, bunların birçok davranışın zaman içinde kristalize hale gelmesini yansıtmasındandır.” biçiminde açıklar.
Ofis düzenlemesi ile ilgili bir şirkette çevre psikolojisi danışmanı olan Lily Bernheimer, Gosling’in ve diğer çevre psikolojisi uzmanlarının çalışmalarından da yola çıkarak beş farklı kişiliği ifade eden beş farklı masa düzeninini sistematikleştirmiştir.
İngiltere’deki Surrey Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olan Bernheimer’ın kişilik araştırmaları ile çevre psikolojisi verilerini birleştirerek masa düzenine dayalı vardığı kişilik özellikleri ise sırayla:
  • Dışadönüklük
  • Uzlaşmacılık
  • Vicdanlılık
  • Nevrotiklik (duygusal dengesizlik)
  • Deneyime açık olmak.
O halde sizin çalışma masanız kişiliğinize dair ne söylüyor? İnceleyelim.
Bu Yazıda Bulacaklarınız (Alt Başlıklara Tıklayabilirsiniz)
  • Dağınık Bireyler
  • Minimalist Bireyler
  • Yayılmacı Bireyler
  • Kendi Damgasını Vuran Bireyler
  • Gözlemci Bireyler
Dağınık Bireyler

Bu kişilerin masaları çoğunlukla dağınık ve rengarenk kişisel ve ofis eşyaları ile doludur. Bu şekilde dağınık bir biçimde çalışmayı seven bireylerin diğer kişilere kıyasla daha dışa dönük ve arkadaş canlısı olduğunu söylemek mümkün. Bernheimer ” Bu bireyler ofiste oturma yerlerini seçerken daha merkezi ve hareketli alanları tercih ederler” diye belirtir. Dağınık kişilerin hayatlarını heyecanlı ve aktif olarak özetleyebiliriz.
Bu bireylerin olumsuz özellikleri ise diğerlerine kıyasla daha aktif bir şekilde hayatlarını sürdürdükleri için her zaman meşguldürler. Zaten bu kadar meşgul oldukları için masalarını toparlamaya bile zaman bulamazlar.
Ancak şunu belirtmekte fayda var; onların dağınık alanları, daha az sosyal bir kişiliği olan minimalistlere ve insanı sıkıntıya sokan kağıt yığınları dolu masalara kıyasla sizleri daha içten karşılayacaktır.
Minimalist Bireyler

Minimalistler; rutin yaşamayı seven ve post-it kağıtlarına not yazıp onları masalarının her köşesine asmaktan oldukça keyif alan bireylerdir. Dağınıklıktan asla hoşlanmayan bu kişiler, sosyal yaşamlarında sanılanın aksine asosyal olarak tanımlanmazlar. Bernheimer bu durumu ”Aşırı düzenli bir çalışma masası sizin içe dönük olduğunuz anlamına gelmez” şeklinde açıklar.
Minimalistleri diğer insanlardan ayıran temel özellikler çalışkan, güvenilir, ve başarı eksenli olmalarıdır. Bu bireylerin daha vicdanlı, temkinli ve disiplinli olduğunu da söylemekte yarar vardır.
Yayılmacı Bireyler

Yayılmacıları ofisin her yerinde bıraktığı her hangi bir izle görmek mümkündür. Bu bireyler kendi masalarını tabiri caizse damgaladıkları gibi başkalarının masalarına kahve fincanları ya da sandviçleri gibi bir takım eşyaları bırakarak bu alanlara da yayılma eğilimi göstereceklerdir.
Bernheimer bu bireylerin diğer insanlara kıyasla daha dominant bir yapıya sahip olduğunu ve yayılmacıların bu şekilde kendi alanlarını daha sıkı savunduklarını söyler.
Yayılmacılar çoğunlukla ofiste seçecekleri masayı daha merkezi bir noktada tercih ederler. Ancak şunu da belirtebiliriz ki yayılmacıların yan masasında oturan bireyler pek de şanslı sayılmayacaklardır.
Kendi Damgasını Vuran Bireyler

Bu bireylerin çalışma masaları çoğunlukla kitap ve dergi koleksiyonları, seyahat fotoğrafları, desenler, hatıra eşyaları gibi birçok kişisel eşyalarla doludur.
Çalışma masalarına kişisel eşyaları ile damga vuran bu bireyler sosyal çevrede çoğunlukla meraklı, dışa dönük ve yaratıcı olarak nitelendirilir. Kendi damgasını vuranlar; yaptıkları işleri diğerlerine kıyasla daha fazla benimseyen ve severek yapan kişilerdir.
Bütün bunların yanı sıra Bernheimer; sade, şık ve olağan dışı bir çalışma alanı oluşturan bireylerin; yeni tecrübelere açık, yaratıcı ve daha entelektüel bir yapıya sahip olduğunu belirtir.

Gözlemci Bireyler

Çalışma alanlarını ofiste çoğunlukla köşelerde tercih eden bu bireyler sırtlarını duvara vererek yalnız çalışmayı severler. Gözlemciler kendi özel alanlarının var olmasını isteyen ve dikkat dağıtıcı unsurlardan uzak durmaya çalışan bireylerdir.
Gözlemcilerin çalışma masalarının çok merkezi bir yerde konumlanmasından endişe duymalarının temel sebebini Bernheimer ”Evrimsel olarak insanların potansiyel tehlikeleri rahat göreceğimiz bir yerde konumlanması avantajlıdır.” şeklinde açıklar.
Bu tür kişiler sosyal çevrelerinde, şikayetçi ve biraz asosyal olarak tanımlanıyor olsalar da; aynı zamanda oldukça yaratıcı ve verimli olduklarını da söyleyebiliriz.

20 Aralık 2020 Pazar

YAŞAMINIZA UYARLAYIN

 


Ciğer yiyin, paça çorbası için, yemeklerinizi kemik suyuyla pişirin. Sakatatlar sağlıklı ve gereklidir, iade-i itibar yapmanın vakti geldi.
Bitkilerin, baharatların şifalı gücünden faydalanın. Sağlıklı baharatların hepsi tıbbi bitkidir, cömertçe kullanın.
Sebze ve meyveleri sadece mevsiminde tüketin. Mevsimi dışında yetişen sebze ve meyvelerin fıtratı değiştirilmiştir.
Sağlıklı yağlar sağlığınızı korur. Sızma zeytinyağı ve tereyağı bizim faydalı yağlarımızdır, sağlığınızı korur.
Protein kaynaklarınızı özenle seçin. Merada otlayan hayvanın, serbest gezen tavuğun etini, yumurtasını tercih edin.
Her gün yürüyüş yapın. Sağlığın sırrı hareketli bir yaşam sürmektir.
Sofranızdan probiyotik zengini ev sirkesini, ev turşusunu eksik etmeyin. Bununla da yetinmeyip probiyotik takviyesi alın. Hem İbn-i Sina, hem de Hipokrat sirkeyi tedavi için kullanmıştır.
D vitamini değerinizi ölçtürün, gerekiyorsa takviye alın. Bu değerli vitaminin kanser koruyucu etkisinden faydalanmak için bu değeri 100-150 ng/ml değerleri arasında tutun.
Diyetinizi Omega-3 takviyesiyle destekleyin. Maalesef günümüz besinlerinde Omega-3 miktarı çok azaldı, mutlaka takviye etmemiz gerekiyor.
Hiçbir şey yapamıyorsanız, evde yoğurt mayalayın! Yoğurt deyip geçmeyin, ağır ve tehlikeli işlerde çalışan işçilerin günlük istihkakıdır yoğurt, asfalt dökenlere, madencilere yoğurt verilir, vücuttaki toksinleri temizlesin diye. Peki hangi yoğurt toksin temizler? Evde mayaladığınız yoğurt tabii ki, çünkü ev yoğurdu bir probiyotik deposudur. Evinize hazır yoğurt sokmayın, kendi yoğurdunuzu mayalayın, sadece bu bile sağlığınızın kontrolünü elinize almanızı sağlar.

19 Aralık 2020 Cumartesi

Tarator Sosu Nasıl Yapılır?

 


Tarator sos yapımı oldukça basit ve ekonomik bir sostur. Genel olarak kalamar tava yanında tüketilse de çeşitli yemekler ve cips yanında da tüketilebilir.

Tarator Sos Yapılışı için Malzemeler

Birkaç dilim bayat ekmeğin içi
7-8 adet cevizin içi
4 yemek kaşığı yoğurt
İsteğe göre 1 yemek kaşığı mayonez
2 diş sarımsak
1 yemek kaşığı zeytinyağı
1 adet limonun suyu
Yarım çay kaşığı tuz

Tarator Sos Yapılışı

Bayat ekmekler bir kap içerisine ufalanır. Diğer malzemeler eklenir ve robottan çekilir. Tuz ve yağ az geldiyse damak tadına göre eklenebilir. Robot yoksa ceviz ve sarımsak dövülür ve diğer malzemeler ile iyice karıştırılır. Bir iki saat buzdolabında dinlendirilebilir.

Havuç Tarator Tarifi

Bayat ekmek yerine havuç kullanarak havuç tarator yapılabilir. Bunun için 4-5 adet havuç rendelenir ve az yağda tavada biraz pişirilir. Diğer malzemeler eklenir karıştırılır.

Sağlıcakla Kalınız…

 

18 Aralık 2020 Cuma

Albert Einstein’dan


1. Entelektüel büyüme doğumda başlamalı ve yalnızca ölünce bitmeli.
2. Her bireye saygı duyulmalı, ama hiç kimseye tapmamalı.
3. Vicdanınıza ters düşen hiçbir şeyi yapmayın, bunu devlet istese bile…
4. Eğer insanlar sadece cezalandırılmak korkusuyla ve ödüllendirmek umuduyla iyilik yapıyorsa; gerçekten acınası bir toplumuz demektir.
5. Asıl sorunumuz elimizdeki araçların mükemmel olması, ancak amaçlarımız konusunda kafa karışıklığı yaşamamızdır.
6. Sevgi, itaatten daha iyi bir öğretmendir.
7. Basitçe ifade edemiyorsan yeterince anlamamışsındır.
8. Hiçbir sorun onu yaratan bilinç seviyesiyle çözülemez.
9. Delilik, tekrar tekrar aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemektir.
10. Dünden öğren, bugün için yaşa, yarın için umut et.
11. Teknolojinin insanlığımızı aşması dehşet verici hale gelmiştir.
12. Sayılması mümkün olan şeyler her zaman önemli olmayabilir. Önemli şeyler ise her zaman sayılamayabilir.
13. Şiddet ahlak seviyesi düşük erkeklere her zaman çekici gelmiştir.
14. Her şey olabildiğince kolay olmalı, ama ‘basit’ değil.
15. Bir insan olan şeyleri aramalı, olması gerektiğini düşündüğü şeyleri değil.
16. Çok fazla okuyan ama aklını çok az kullanan birinde düşünce tembelliği meydana gelir.
17. Hayatında hiç hata yapmamış bir insan yeni bir şey denememiştir.
18. Bir öğretmenin en büyük sanatı yaratıcı ifade ve bilgiden kaynaklanan mutluluğu uyandırmaktır.
19. Küçük meselelerdeki gerçekleri kâle almayan insanlara, daha büyük konularda da güvenilemez.
20. Muhteşem ruhlar her zaman sıradan akılların şiddetli muhalefetine maruz kalırlar.
21. Eğitim okulda öğrendiklerimizi unuttuktan sonra aklımızda kalanlardır.
22. Mantık sizi A’dan B’ye götürür. Hayal gücü ise yer yere…
23. Öfke yalnızca aptalların göğsünde yaşar.
24. Her bilgi doğru bilgi değildir.
25. Merakınızı asla kaybetmeyin.

17 Aralık 2020 Perşembe

Üzüm Çekirdeğinin Faydaları


 


Son yıllarda yapılan araştırmalara göre doğal besinlerle de birçok hastalık tedavi edilebiliyor. Hastalıkların tedavisi için ilaçlar dışında doğal antibiyotikler de var. Doğal besinlerle birçok hastalığa karşı mücadele etmemiz mümkün. Günümüzde bilim insanları doğal besinlerin sağlığımız için faydalarını araştırıyor. Hangi besinin ne gibi faydalarının olduğu, hangi hastalıkta hangi doğal besini tüketirsek nasıl faydalar görebileceğimizi bilim insanları deneylerle kanıtlıyor. Deneylerle faydaları tespit edilmeye çalışılan besinlerden birisi de üzüm çekirdeği.
Üzüm çekirdeği zihin açıcı yönü ile genelde sınavlardan önce tercih edilen bir besin olarak biliniyor. Fakat sadece zihin açıcı özelliği değil daha birçok yararı var. Ülkemizde genel olarak çekirdeksiz üzümler tercih ediliyor. Çekirdeksiz üzümlere gösterilen ilgi daha fazla. Fakat çekirdekli üzümlerin çekirdeksiz üzümlere göre daha yararlı olduğu bilinmeli. Uzmanlar üzümü mutlaka çekirdeği ile birlikte yememiz gerektiğini söylüyor. Hatta çekirdeğini çiğneyerek yememizin daha iyi olacağını söylüyorlar. Üzüm çekirdeği birçok hastalığın tedavisinde kullanılmıştır. Örneğin göz kamaşması, gece körlüğü, diş eti kanaması, varis, saman nezlesi gibi hastalıkların tedavisinde kullanılmıştır. Üzüm çekirdeğinin diğer faydalarından bahsedelim.
Üzüm Çekirdeğinin Faydaları Nelerdir?
1. Damarları Güçlendirici Etkisi Var
Üzüm çekirdeği içeriğindeki OPCler damarları sağlamlaştırarak esnekliklerini yeniden kazandırır ve tekrar derinin içine çekilmesinde katkı sağlar. Kollajen ve elastin isimli iki protein damar yuvarlarında bulunur. Bu iki protein damar duvarının elastikliğini ve geçirgenliğini sağlar. OPC ise bu iki proteine bağlanarak onları yıkıcı enzimlere karşı korur. Proteinlerin birleşmelerine ve gelişmelerine yardımcı olur.
2. Dolaşım Sistemini Düzenler
Üzüm çekirdeği damar sertliğine karşı etkili. Arterlerin bütünlüğünün korunmasında da oldukça etkili. Dolaşım sistemini düzenler. Kan, lenf ve periferal dolaşımı önemli derecede iyileştirir.
3. Güçlü Bir Antioksidan
Üzüm çekirdeği şuana kadar tespit edilmiş en güçlü antioksidan. Üzüm çekirdeğinin vitamin deposu özelliği bulunur. Yapılan deneylere göre E vitamininden 50 kat daha fazla güçlü olduğu meydana çıkmıştır.
4. Göz Sağlığını Koruyarak Görmeyi Yetisini Arttırır
Uzun süre bilgisayar ekranı karşısında kaldığınızda gözlerinizin yorulduğunu farkedersiniz. Ayrıca miyop kişilerde retinanın işlevini ve duyarlılığını yitirmeye başladığı zamanlar olabilir. Bu gibi durumlar için de üzüm çekirdeğinin faydaları oldukça önemli düzeydedir.
5. Varislerin Geçmesini Sağlar
Üzüm çekirdeğinin varis için oldukça etkili olduğu tespit edilmiştir. 1981 yılında yapılan bir deneyde 50 varis hastası üzerinde bir ay boyunca günlük olarak alınan 150 miligram OPC’nin ağrılarda, yanma ve karıncalanmalarda ayrıca atardamarların şişme derecesini azaltmada kullanılan Diosmine isimli ilaca göre çok daha etkili olduğu tespit edilmiştir.
6. Beyin ve Karaciğer Üzerinde Etkili
Üzüm çekirdeğinde bulunan proantosiyanidlerin beyin ve karaciğer hasarına karşı beta karoten, C vitamini ve E vitamini gibi antioksidanlara göre çok daha güçlü bir koruyucu olduğu gözlemlenmiştir.
7. Cildi Korur
Üzüm çekirdeğinin cildiniz üzerinde oldukça önemli etkileri bulunur. Cildinizdeki pürüzlerden, sivilce ve aknelerden kurtulmanızı sağlarken aynı zamanda cildinizin beslenmesini de sağlar. Cildinizdeki tıkanmış gözeneklerin açılmasına yardım ederken aynı zamanda cildinizin nefes alabilmesine de yardımcı olur. Özellikle kuru ciltler üzerinde nemlendirici bir etkisi olan üzüm çekirdeği birçok kozmetik ürünlerinin içerisinde bulunur. El, yüz, ayak bakımı için kullanılan kremlerin birçoğunda üzüm çekirdeği bulunduğunu görebilirsiniz.
8. Kan Akışını Düzenler
Üzüm çekirdeğinin beyne ve kalbe giden kan akımını düzeltici etkisi olduğu bilinir. Aynı zamanda varis, diş eti kanamalarında, glokom, hemoroid, aşırı adet kanaması ve damar sertliğinde de etkili olduğu tespit edilmiştir.
9. Kan Yapıcı Özelliği Var
Kansızlık şikayeti olan kişiler için üzüm çekirdeği özellikle de siyah üzüm çekirdeği oldukça yararlıdır.
10. Alerjilere Karşı Etkili
Üzüm çekirdeğinin alerji ve kireçlenmelere karşı yararlı olduğu tespit edilmiştir.
11. Kanı Sulandırıcı Etkisi Var
Üzüm çekirdeğinin çok ciddi bir kan sulandırıcı etkisi bulunur. Bu özelliğinden dolayı üzüm çekirdeği dikkatli kullanılmalıdır. Yoksa kanın pıhtılaşmaması sorunu meydana gelebilir. Özellikle ameliyata girecek hastaların üzüm ve üzüm çekirdeği kullanmamaları gerekir.
Üzüm Çekirdeği Nasıl Kullanılır?
Üzüm çekirdeği taze olarak tüketilebileceği gibi farklı şekillerde de alınabilir. Örnekler aşağıdaki gibidir.
Üzüm Çekirdeği Tozu
1 tatlı kaşığı üzüm çekirdeği tozunu bal ya da yoğurtla karıştırarak alabilirsiniz. Dışarıda açık bir yerde satılan öğütülmüş üzüm çekirdeği almayınız. Üzüm çekirdeği tozunun sterilize olması gerekmektedir. Hava ile temasında sağlığınız açısından tehdit oluşturabilir. Günde bir avuç kuru üzüm yediğinizde de üzüm çekirdeği alabilirsiniz.
Üzüm Çekirdeği Ekstresi
Kapsül, tablet ya da sıvı ekstre olarak satın alabileceğiniz üzüm çekirdeği ekstresini kullanabilirsiniz. Üzüm çekirdeği ekstresi alırken dikkat etmeniz gereken önemli bir husus var, içeriğindeki proantosiyanidinler %40 ile %80 arasında olmalı ve %95 oranında da OPC içermelidir.
Genel antioksidan aktivite için kullanacaksanız günlük 50 mg ile 200 mg arasında olmalıdır. Kronik venöz yetmezliği için 150 mg ile 300 mg arasında kullanmalısınız. Ödem için ise 200 mg ile 400 mg arasında 10 ile 30 gün kullanmanız yeterli olacaktır. Üzüm çekirdeğinin bu amaçlar dışında kozmetik alanında da etkileri tespit edilmiştir. Örneğin üzüm çekirdeği kremi, şampuanı, duş jeli, sabunu gibi. Üzüm ve üzüm çekirdeğini mümkün olduğunca tüketmeye çalışmalısınız. Üzüm ve çekirdeğinin ne kadar yararlı olduğundan bahsettik. Üzümün yararlarını düşünerek mümkün olduğunca yemeklerimizde üzüm ve üzüm çekirdeği kullanmaya özen göstermeliyiz. Çocuklarınız için de üzüm çekirdeği yararlı olacaktır. Üzüm çekirdeğini çocuklarınız yemek istemeyebilir. Çocuklarınız için üzüm çekirdeğini toz haline getirebilir ya da toz haline getirmeden de yemeklerinin veya tatlılarının içerisine katabilirsiniz.
Üzüm Çekirdeğinin Zararı Var Mı?
Üzüm çekirdeği doğal bir besin olduğu için sağlığımız açısından oldukça faydalı. Şuana kadar tespit edilmiş herhangi bir zararı yok. Fakat herhangi bir ciddi hastalık için ilaç tedavisi görüyorsanız doktorunuza danıştıktan sonra kullanmanız sizin için daha doğru olacaktır.