29 Şubat 2020 Cumartesi

düş kurmak tehlikelidir, diyenlere, düşsüz yaşamak bitkisel hayata girmektir, derim.

düş kurmadan yeni bir işe başlamak, yeni atılımlar yapmak, daha iyiyi, daha güzüli yaratmak mümkün mü hiç? düş kurmak umutlanmaktır. yeniye yelken açmak, kusursuzluğa erişebilmektir. olmaz gibi görüneni olur yapmak, ufukta olan amaçlara adım adım yaklaşmaktır.

24 Şubat 2020 Pazartesi

21 Şubat 2020 Cuma

şahane bir görüntü var penceremde

şu anda gökyüzünde olanlar...
içinde güneşi barındırann gri bir bulut tabakası gökyüzünü kaplamış.
şahane bir görüntü var penceremde.

19 Şubat 2020 Çarşamba

kitapların, özellikle de romanları, bir okurun yaşamındaki yeri nedir?

çocuklukta, ilk gençlikte ya da daha geç dönemlerde okunan kimi romanların tadı, nasıl olur da üzerinden yıllar geçmesine karşın unutulmaz?

17 Şubat 2020 Pazartesi

okumayı da seyahat etmeyi de tutkuyla seven biri olarak ikisinden birin tercih etmem gerektiğinde ikiyiye bölünürdüm.

hiçbir zamann ısınamadım bu yapay ikileme. belki okumanın da içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan belki de her kitabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığın düşündüğümden... Her kitabı başlı başına bir serrüven gibi görüp okuyarak da zihinnsel bir gezi yapmak mümkün. bir başka zamana, bir başka mekana, bir başka hayata uzanan bir yolculuk.

15 Şubat 2020 Cumartesi

yağmur size neyi hatırlatır?





ilk yağmur damlası düştü
Kuru yapraklarına güzün.
Ardında kış kıyamet,
Dert, hüzün.
Alınyazısı hepsi.... Kısmet...
Ha yazı, ha kışı geceyle gündüzün,
Kim bilir kaç günü kaldı
Ömrümüzün?

Kimbilir – Ziya Osman Saba


14 Şubat 2020 Cuma

çocukken okuduğum kitapların yüreğimde apayrı bir yeri vardır....

bu kitaplar saçları kurdeleli, ele avuca sığmaz bir çocuk olduğum günleri de bana anımsatır. o kitapların dünyasına girdiğim günleri düşünüyorum. önce Andersen daha sonra Grimm Masalları'yla tanışınca kitaplardan kopamaz olmuştum. sonra Heidi'nin serüvenleriniyle iç içe olduğum günler başladı. artık doğayı ve insanları tanıyordum. aradan nice yıllar geçti, hala onları unutamıyorum. şimdi bile ne zaman bunalsam bana yaşamın kapısını açan o kitapların bendeki izlerine sığınırım.

13 Şubat 2020 Perşembe

günlükler, yazan kişinin hem kendisiyle hem yaşadığı dönemle hem de o günlükleri okuyacak olanlarda kurduğu içtenlikli bir diyalogdur.

günlüklerde her şey olduğu gibi yazar. düş kırıklıklarını, öfkelerini, sevinçlerini, karşılaştığı ilginç olayları ve kişileri anlatırken "kendisini kendisi yapan" süreci de bizimle paylaşıyor: sevdiği cafeler, girdiği polemikler, evin akan damı, hakkında yazılanlarla ilgili kişisel yorumları, gördüğü yorumları, gördüğü rüyalar, her şey... bu günlükleri okurken zaman zaman gülmemkten katılıyorsunuz zaman zaman da onunla birlikte ağlıyor, birilerine kızıyorsunuz.

12 Şubat 2020 Çarşamba

okumak, bir zihin güçlendirme, ruh tazeleme etkinliğidir...

aynı zamanda başka bir benliği tanımak, onunla aynı yöne gitmektir. okurken, okunan metinle okur arasında duygusal bir bağ oluşur. okumaya kendini kaptıran okur, kendi benliğinden çıkıp okuduğu karakterin dünyasında bir yere yerleşir, bir rüya gibi. bu garip gerçeklikle neyin ne olduğu, yaşamın ve insanın bütün karmaşıklığı, bilinmezliği sanki daha kolay anlaşılır. yaşam, okurun karşısına daha önce hiç görünmediği bir biçimde çıkar ve okurun bir daha onu öyle görebilme olanağı yoktur.

10 Şubat 2020 Pazartesi

resim sergisini gezerken gördüğüm her tablodan anlatılmaz bir tat aldım...

bir şiir okuyan, bir ezgi dinleyen insan neler duyar, neler düşünürse ben de onları duydum, onları düşündüm. Tabloların bazılarnıda biçimle renkler arasında uyum, bazılarında da daha nice yıllar sürecek olan bir çekişme var. ben bu tür tablolarda biçimin ne zaman için önde olması gerektiğini düşünüyorum. rengin en baştan çıkarıcı, en güzel kullanılmış olduğu tabloda bile...

5 Şubat 2020 Çarşamba

bir şeyi beklemenin güzelliğini öğrendim.

yaşanan en güzel şey bile, bekleme sürecinin değerine ulaşamaz bence. çünkü heyecan dolu bir eylem olan beklemenin büyülü bir güzelliği vardır. sonuca ulaşınca bu büyü uçup gider. yaşanan her şeyde belli belirsiz bir düş kırıklığı olması bundandır belki.

3 Şubat 2020 Pazartesi