blog header by Arzu Türk - 25.08.2012 - Cumartesi |
Aşkı, acıyı, mutluluğu,
başkaldırıyı, hayal kırıklığı, öfkeyi, duygusal hezeyanları ilk kez tadıyor
olmanın şaşkınlığı ve coşkusu hepimizi bu duyguları yazmaya ve tekrar tekrar
okumaya itmiştir. Her yeni defteri doldururken bir önceki deftere
yazdıklarımızın ne kadar anlamsız ve çocukça olduğunu görerek kendimize gülmüş
ama yeni deftere yazdıklarımız hakkında da bir gün böyle hissedeceğimizi
kesinlikle düşünmemişizdir.
Olayları ve insanları not ederek
yıllar sonra defterimizi açtığımızda o dönemi yeniden gözümüzde canlandırmamız
mümkün. Böylece geçmiş yaşamımıza hem küçük küçük parçalar halinde, hem de bir
bütün olarak sahip çıkabilir ve dışarıdan bir gözle bakabilirsin. Eskiden
yaşadığınız güzel olayları hatırlamak sizi mutlu edecektir. Günlük ve kaleme
aldıklarımız salt olaylardan ibaret değil ve olmamalı da. Asıl önemli olan
olaylara bakış açınız, insanlar hakkındaki duygu ve düşünceleriniz, belli
dönemlerde hayat karşısındaki duruşunuz, yani belleğinizin gelişim süreci.
Davranışlarınızı sorgulayarak hatalarınızdan ders çıkarmanın ve bu hataların
sonuçlarını daya iyi görmenin yanı sıra küçük defteriniz sayesinde zihninizi ve
duygularınızı da bir düzene sokmanız da çok daha kolay. Gündelik hayatın
karmaşasından kısa bir süre içinde olsa sıyrılarak kendinizle baş başa kalmak
ve yazmak, sizi zorluklar ve sıkıntılar karşısında daha güçlü kılacaktır.
Yazarak ve hatta çizerek yaratıcılığınızın sınırlarını zorlayın.
Günlüğünüz karşısında ruhen
çırılçıplak kalmayı göze alabileceğiniz belki de tek dostunuz.
blog header by Arzu Türk - 01.10.2014 - Çarşamba |
Anı yazmak, ölümün elinden bir şey
kurtarmaktır… Andre Gide.
blog header by Arzu Türk - 20.09.2019 - Cuma |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder