22 Kasım 2014 Cumartesi

karşı konulmaz bir lezzet çikolata...



Mayalar ile Aztekler’in kakao ağacından elde ettikleri bir içecekten doğal ve hayatımızın vazgeçilmezleri arasına giren çikolata, her yaştan insanın damak tadında önemli bir yer tutuyor. Çikolatanın tadına ilk bakan Avrupalı Kristof Klomb olmuş. Ancak, acı tadı ve koyu rengi onu pek de etkilememiş. Aynı yüzyılda, 1519’da Hernan Cortes Meksika’ya ayak bastığında, Aztek Kralı II. Montezuma ona bir içecek ikram etmiş. Kakao çekirdeklerinin toz haline getirilip suyla karıştırılmasıyla hazırlanan bu içeceğin Aztek dilindeki adı, “ekşi, acı içki” anlamına gelen “Xocolatl. Hernan Cortes bu içeceği ülkesine götürdükten sonra İspanyollar, tarçın ve vanilya ile tatlandırıp sıcak olarak içmişler ve sırrını yaklaşık bir yüzyıl kadar saklamışlar. Bu içeceğin yapımında kullanılan katı malzemenin satıldığı ilk dükkân, 1657’de Londra’da açılmış ve Avrupa ülkelerinin başkentlerinde, zenginlerin ilgi gösterdiği Çikolata Evleri giderek moda olmaya başlamış. Kola ağacıgiller (Sterculiaceae) familyasından bir ağaç olan kakao ağacı (Theobroma cacao) tropikal kuşakta yetiştiriliyor. Dört yaşından önce meyve vermeyen boyu 4-10 metreye kadar uzayabilen kakao ağacının kalın bir gövdesi ve 30 cm uzunluğunda derimsi yaprakları var. Sarıdan mora kadar değişen, etli ve yüzeyi dilimli olan meyvelerinin uzunluğu, olgunlaştıklarında 35 cm’yi buluyor. Her bir meyvenin içinde 2,5 cm boyunda ve 20-40 arasında değişen sayıda tohum, yani kakao çekirdeği var. Toplanan meyvelerden çıkarılan çekirdekler birkaç gün mayalanmaya bırakılıyor. Sonra, kurutma, temizleme ve kavurma işlemlerinden geçirilip öğütülerek çikolata lapası denen bir macun elde ediliyor. Bu macun, hem doğrudan çikolata üretiminde hem de preslenerek kakao ve kakao yağı imalatında kullanılıyor. Çikolata yapımında, içine çeşitli tat ve koku vericiler karıştırılıyor. Çikolatanın kalitesini belirleyen, bitkisel yağ oranının olabildiğince az, kakao yağı oranında çok olması. Nitekim, kaliteli çikolataların etiketinde, kakao yağı oranı mutlaka belirtiliyor. Bilim adamları çikolatanın içinde, vücutta üreyen ve coşku duygusu yaratan feniletilamin adlı maddenin bulunduğunu saptamışlar. Çikolata en güçlü afrodizyaklardan sayılırmış eskiden. Aztek Kralı II. Montezuma, haremini ziyaret etmeden önce, bir kâse dolusu köpüklü çikolata içer, gücünü ve bilgeliğini bu yöntemle artırdığına inanırmış. Çikolatanın bileşiminde bulunan kakao kan damarlarının kireçlenmesini önlüyor, dolayısıyla kalp krizi riskini ortadan kaldırıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder