4 Şubat 2016 Perşembe

aşkın tarihçesi


 İ.Ö. 4.yüzyılda, dönemin imparatoru olan Claudius, aşka karşı savaştan yana bir imparatordur. Ona göre, sevdiklerine kavuşan erkeklerin akılları geride kalıyor ve savaşamıyorlardı. Claudius, bu yüzden evliliği yasakladı. Bir de dönemin din adamı ve doktoru olarak o kentte yaşayan Aziz Valentin vardır. İmparatorun koyduğu yasağa şiddetle karşı çıkar. Birbirini seven gençleri, bir mağarada gizlice evlendirir. Bunu öğrenen İmparator Claudius Aziz Valentin’i öldürtür. O günden beri de Aziz Valentin’in öldürüldüğü 14 Şubat, sevgiyi ve sevgilileri hatırlatıyor. Yani Sevgililer Gün’nün temelinde, sevgiyi yok etmeye çalışanlar ve sevgi için can veren, bedel ödeyen bir insan var. 
Aşk Üzerine Mitolojik Bir Öykü: Miletos Yarımadası’nda yaşayan bir kadın ve birbirinden güzel üç kızı vardı. Büyük iki kız hemen evlendi. En küçükleri Psykle, kardeşlerinden de güzeldi, ona karşı sevgiden öte bir şey duyuluyordu. Herkes ona, bir Tanrıça’ya tapar gibi tapıyordu. Artık Güzellik Tanrıçası Aphrodite’nin iki beyaz memesi üzerine değil de, Psykle’nin başı üzerine yemin ediliyordu. Bu duruma Aphrodite çok kızdı. Oğlu Eros’u çağırdı ve ona; “Şimdi hemen git, bana meydan okuyan o kızın göğsüne sevgi okunu sapla. Ama  yakışıklı bir delikanlıya değil, insanların en çirkinine rezil olsun” dedi. Eros, kanatlarını pırıldatarak uçtu, lakin kızı görünce hayran kaldı, yanlışlıkla oku kendi yüreğine işletti ve kızın aşığı oldu. Psykle’nin babası, kızı bir isteyenin çıkmadığını görünce bir kahine başvurdu ve yapılması gerekenleri sordu. Kahin, kızın gece yarısı Miletos’un kuzeyindeki Samson (Mikale) Dağı’nda, uçurumun kenarına götürülmesini ve orada, kıza koca olarak büyük bir yılanın gelip, onu alacağını söyledi. Baba  ve ana çaresiz kızı uçurumun kenarına götürdüler. Ne var ki, kız orada dururken, rüzgarın en güzeli, Meltem (Zephyros) kanatlarıyla yelpazelenerek geldi ve kızı –tatlı bir düş görüyormuş gibi- kaldırıp yumuşak bir çimenliğin üzerine bıraktı. Kız uykuya dalmıştı. Uyanınca kuşlar cıvıldıyordu. Kızın az ötesinde hayal sarayı imiş gibi  bir yapı yükseliyordu. Oradan tatlı sesler Psyklee’yi davet etti ve ona “burası senindir; biz senin  hizmetçilerinin peri kızlarıyız. Senin hemen  yanındayız” dediler. Psykle orada yıkandı, süslendi. Akşam oldu. O gece kızın gerdek gecesiydi. Kızın tanımadığı kocası gelecekti. Genc kızın yüreği kuş kanatları gibi çarpıyordu. Nihayet karanlıkta kocası geldi. Görünmüyordu, ama yılan değil, bir insandı. Adam gün ağırmadan önce gitti. Kocası her gece geliyor ve tanyeri kızarmadan gidiyordu. Kız bu duruma şaşırıyordu. Aradan epeyce zaman geçtikten sonra Psykle, kendisinden haber alamamış olan ana-baba ve kardeşlerini görebilmek için kocasından,  izin istedi. Psykle’nin okşayışları ve tatlı sesinin yalvarışları karşısında, kocası izin verdi. Psykle, kız kardeşlerine her şeyi anlattı. Onu kıskanan kardeşleri, kendini göstermeyişine bakılırsa kocasının bir ejderha olacağını ve elinde bir bıçakla onu görmesini  tembih ettiler. Kız istemeyerek söylendiği gibi yaptı. Elinde bıçak ve  bir kandille, gece uyuyan kocasına baktı. Onu görünce bir kat daha aşık oldu. Gördüğü adam Eros’tu.  Elindeki kandilden bir damla kızgın yağ Eros’un üzerine düştü, bıçak da Eros’u yaraladı. Eros uyandı, hazin hazin baktı ve çıkıp gitti. Kız, işlediği suçun, her çilesini çekmeye razı olduğunu Aphrodite’e söyledi. Aphrodite kıza bir kutu verdi ve ondan, cehenneme gitmesini, orada Presephone’den kutuyu güzellikle doldurmasını buyurdu. Psykle (yani insan ruhu) cehenneme gitti, sonra geri dönerken, sevgilisine güzel görünmek için kutuyu açtı. Ancak kutudan çıkan bir kokuyla, uyanılması güç, ağır bir uykuya daldı. Aphrodite, Eros’u odasına kilitlemişti, amma pencere açıktı ve Eros’un kanatları vardı. Eros, Zeus’tan Ambrosia, yani içilince insana ölümsüzlük veren şaraptan aldı. Psykle, yani insan gönlü ölümsüz oldu. Gönül ile sevgi, birbirine kavuşunca hiç ayrılabilir mi? Eros, kızın gözlerinden uykuyu sildi, ona, “artık birlikte yaşayacağız ve ölümlü insanlara birbirlerini sevmeyi öğreteceğiz” dedi. Bu çiftten gençlik ve sevgi doğdu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder