12 Ağustos 2016 Cuma

eski çağlardan günümüze dikilitaşlar


Bu anıtlar, antik çağlarda çoğunlukla tanrı veya kralın yaşantısındaki başarılarını yada kazanılmış bir savaşın anısını geleceğe taşımak amacını güdüyorlardı. Anıtsal dikilitaşların ilk ve en görkemli örnekleri eski Mısır’da bulunuyordu. Bugün, eski Mısır dikilitaşlarının bazıları Roma, Paris, Londra ve  İstanbul gibi sayılı büyük kentlerin alanlarını süslüyor. İstanbul’daki dikilitaşların çoğu Bizanslılar tarafından getirtilmiş. Günümüze kadar gelmeyi başarabilenler arasında, Sultanahmet Meydanı’nda ya da eski adıyla At Meydanı’nda bulunan ve “Burmalı Sütun” da denilen “Yılanlı Sütun” Büyük Konstantin tarafından Delf kentinden getirtilmiş. Helenestik dönemin en eski yapıtlarından biri olarak kabul ediliyor bu dikilitaşı. İlk yapıldığında üç yılanın oluşturduğu 29 burgudan meydana geliyormuş ve 8 metre yüksekliğindeymiş. 6.5 metreden sora, başlarının üstünde üç ayaklı bir altın vazonun bulunduğu üç yılan birbirinden ayrılıyormuş. Bu direğin akrep, çıyan ya da yılan gibi hayvanları kentten uzak tuttuğuna inanılırmış. Bir yeniçeri yılanlardan birinin başını kılıçla vurarak kırmış. O anda direğin tılsımı kısmen bozulmuş ve İstanbul’u akrep, çıyan ve yılanlar basmış! Batılıların “Yanık Sütun”. Bizanslıların “Somaki Sütun” dedikleri Çemberlitaş, Roma’daki Apollon tapınağından getirtilmiş ve Büyük Constantinus tarafından şimdiki yerine dikilmiş. Yüksekliği yaklaşık 35 metreyi buluyor. Fatih’te bulunan Kıztaşının asıl adı, Markianos Sütunu. Sütunun Bizans döneminde tepesinde bulunan heykel, önünden bekaretini yitirmiş bir genç kız geçtiğinde hafifçe eğilerek ortaya çıkarıyormuş onu.  Bu yüzden kırdırıldığı söyleniyor. Bugün, 17 metre yüksekliğinde olan “Kıztaşı”, İstanbul’un Bizans döneminde Konstantinianae Mahallesi’nde İmparator Markianos adına, Vali Tatianus tarafından dikilmiş. Sütüun üç aşamalı bir platform ve mermer kaide üzerine tek parça gri granitten yapılmış. Gövdenin üzerinde Korent beyaz mermerinden bir başlık var. Bir zamanlar başlığın tepesindeki heykelin kaidesi, bugün kırık. 10 metreye yaklaşan granit sütunun en tepesindeki kaidenin her köşesinde kartal kabartmalar görülüyor. Kaidenin kuzey tarafına, bronz veya kurşun harflerle sütunun Vali Tatianus tarafından dikilişi yazılmış. Bugün yalnızca metal harflerin tutturulduğu delikler görülebiliyor. Cerrahpaşa Kocamustafapaşa Caddesinde, Kadın Pazarı denilen yerde dikili olan, Bizans’ın geçmişte en görkemli anıtı olmasına karşın günümüzde pek göze çarpmayan, üstelik git gide yok olan “Arkadios Sütunu,” antik kaynaklara göre 403 yılında İmparator Arkadios tarafından, Gotlar ve Vizigotlar’a karşı kazandığı zaferlerin anısına ve babası Roma İmparatoru I.Theodosius için dikilmiş. Yaklaşık 10 metre yüksekliğindeki kaidesiyle bu sütundan ve üzerindeki kabartmalardan günümüze pek azı kalabilmiş. Söylentiye göre heykelden yılda bir kez ses gelir, çevresindeki tüm kuşlar heykelin çevresinde dönmeye başlar, bir süre sonra da ölü olarak yere düşerlermiş. Halk da kuşları toplayıp yermiş. Bugün Sultanahmet Meydanı diye bildiğimiz Hipodrom’da bulunan ve Konstantinos VII. Porphyrogennetos’a ait olduğu söylendiği için “Konstantinos Sütunu” da denen “Örme Sütun”un, kimin tarafından yaptırıldığı kesin olarak bilinmiyor. 32 metre yüksekliğindeki bu sütunun, temelindeki üç basamaktan sonra mermer kaide geliyor. Gövde yontulmamış taşlardan örülmüş. Alt ve üst kısımlara nazaran daha muntazam olan ortalardaki dolgu bölümün, 19.yüzyılın sonlarında onarıldığı sanılıyor. Sarayburnu’nda Topkapı Sarayı’nın Gülhane Parkı olarak adlandırılan bahçesinde bulunan “Gotlar Sütunu”, mavi damarlı mermerden yapılmış; üç basamaklı bir kaide ile yekpare bir gövde ve başlıktan oluşuyor. 15 metre boyundaki sütünun 4.yüzyıla ait olduğu sanılıyor. Anıtın kimin için ve kim tarafından dikildiği, üzerinde duran heykelin kime ait olduğu bilinmiyor. Bu sütun hakkında çeşitli ve  birbirinden farklı iddialar var. Bazı izlerden ve kitabenin silik olmasından, kaidesinin yüzeyinde önceden kabartmalar bulunduğu, bunların taşçı kalemiyle kazındığı anlaşılıyor. Sütunun tek süsü, Korent üslubunda olan ve günümüze ulaşabilen başlığı. İstanbul’un en eski anıtı olarak kabul edilen “Dikiliştaş”, her yüzünde hiyeroglifler bulunan, Mısır kökenli pembe Syene granitinden yontulmuş esas kaide ile bunun üzerine yerleştirilmiş. Bizans kabartmalarıyla süslü kaideden oluşuyor. Yapı ve kültür açısından ikili bir karakter gösteriyor. Tek parça olan taşın günümüzdeki yüksekliği 19 metre kadar;  7 metresi zamanla kırılmış. Oldukça zorlu uğraşlar sonunda, sütun Mısır’daki tapınağın önünden getirtilmiş. Mermer kaidesinin üzerinde,  Theodosius ve ailesiyle ilgili kabartmalar, saraya ve hipodroma ait sahneler, çeşitli oyunlar anlatılmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder