Bu
anıtlar, antik çağlarda çoğunlukla tanrı veya kralın yaşantısındaki
başarılarını yada kazanılmış bir savaşın anısını geleceğe taşımak amacını
güdüyorlardı. Anıtsal dikilitaşların ilk ve en görkemli örnekleri eski Mısır’da
bulunuyordu. Bugün, eski Mısır dikilitaşlarının bazıları Roma, Paris, Londra
ve İstanbul gibi sayılı büyük kentlerin alanlarını süslüyor.
İstanbul’daki dikilitaşların çoğu Bizanslılar tarafından getirtilmiş. Günümüze
kadar gelmeyi başarabilenler arasında, Sultanahmet Meydanı’nda ya da eski
adıyla At Meydanı’nda bulunan ve “Burmalı Sütun” da denilen “Yılanlı Sütun”
Büyük Konstantin tarafından Delf kentinden getirtilmiş. Helenestik dönemin en
eski yapıtlarından biri olarak kabul ediliyor bu dikilitaşı. İlk yapıldığında
üç yılanın oluşturduğu 29 burgudan meydana geliyormuş ve 8 metre
yüksekliğindeymiş. 6.5 metreden sora, başlarının üstünde üç ayaklı bir altın
vazonun bulunduğu üç yılan birbirinden ayrılıyormuş. Bu direğin akrep, çıyan ya
da yılan gibi hayvanları kentten uzak tuttuğuna inanılırmış. Bir yeniçeri
yılanlardan birinin başını kılıçla vurarak kırmış. O anda direğin tılsımı
kısmen bozulmuş ve İstanbul’u akrep, çıyan ve yılanlar basmış! Batılıların
“Yanık Sütun”. Bizanslıların “Somaki Sütun” dedikleri Çemberlitaş, Roma’daki
Apollon tapınağından getirtilmiş ve Büyük Constantinus tarafından şimdiki
yerine dikilmiş. Yüksekliği yaklaşık 35 metreyi buluyor. Fatih’te bulunan
Kıztaşının asıl adı, Markianos Sütunu. Sütunun Bizans döneminde tepesinde
bulunan heykel, önünden bekaretini yitirmiş bir genç kız geçtiğinde hafifçe
eğilerek ortaya çıkarıyormuş onu. Bu yüzden kırdırıldığı söyleniyor.
Bugün, 17 metre yüksekliğinde olan “Kıztaşı”, İstanbul’un Bizans döneminde
Konstantinianae Mahallesi’nde İmparator Markianos adına, Vali Tatianus tarafından
dikilmiş. Sütüun üç aşamalı bir platform ve mermer kaide üzerine tek parça gri
granitten yapılmış. Gövdenin üzerinde Korent beyaz mermerinden bir başlık var.
Bir zamanlar başlığın tepesindeki heykelin kaidesi, bugün kırık. 10 metreye
yaklaşan granit sütunun en tepesindeki kaidenin her köşesinde kartal
kabartmalar görülüyor. Kaidenin kuzey tarafına, bronz veya kurşun harflerle
sütunun Vali Tatianus tarafından dikilişi yazılmış. Bugün yalnızca metal
harflerin tutturulduğu delikler görülebiliyor. Cerrahpaşa Kocamustafapaşa
Caddesinde, Kadın Pazarı denilen yerde dikili olan, Bizans’ın geçmişte en
görkemli anıtı olmasına karşın günümüzde pek göze çarpmayan, üstelik git gide
yok olan “Arkadios Sütunu,” antik kaynaklara göre 403 yılında İmparator
Arkadios tarafından, Gotlar ve Vizigotlar’a karşı kazandığı zaferlerin anısına
ve babası Roma İmparatoru I.Theodosius için dikilmiş. Yaklaşık 10 metre
yüksekliğindeki kaidesiyle bu sütundan ve üzerindeki kabartmalardan günümüze
pek azı kalabilmiş. Söylentiye göre heykelden yılda bir kez ses gelir,
çevresindeki tüm kuşlar heykelin çevresinde dönmeye başlar, bir süre sonra da
ölü olarak yere düşerlermiş. Halk da kuşları toplayıp yermiş. Bugün Sultanahmet
Meydanı diye bildiğimiz Hipodrom’da bulunan ve Konstantinos VII. Porphyrogennetos’a
ait olduğu söylendiği için “Konstantinos Sütunu” da denen “Örme Sütun”un, kimin
tarafından yaptırıldığı kesin olarak bilinmiyor. 32 metre yüksekliğindeki bu
sütunun, temelindeki üç basamaktan sonra mermer kaide geliyor. Gövde
yontulmamış taşlardan örülmüş. Alt ve üst kısımlara nazaran daha muntazam olan
ortalardaki dolgu bölümün, 19.yüzyılın sonlarında onarıldığı sanılıyor.
Sarayburnu’nda Topkapı Sarayı’nın Gülhane Parkı olarak adlandırılan bahçesinde
bulunan “Gotlar Sütunu”, mavi damarlı mermerden yapılmış; üç basamaklı bir
kaide ile yekpare bir gövde ve başlıktan oluşuyor. 15 metre boyundaki sütünun
4.yüzyıla ait olduğu sanılıyor. Anıtın kimin için ve kim tarafından dikildiği,
üzerinde duran heykelin kime ait olduğu bilinmiyor. Bu sütun hakkında çeşitli
ve birbirinden farklı iddialar var. Bazı izlerden ve kitabenin silik
olmasından, kaidesinin yüzeyinde önceden kabartmalar bulunduğu, bunların taşçı
kalemiyle kazındığı anlaşılıyor. Sütunun tek süsü, Korent üslubunda olan ve
günümüze ulaşabilen başlığı. İstanbul’un en eski anıtı olarak kabul edilen
“Dikiliştaş”, her yüzünde hiyeroglifler bulunan, Mısır kökenli pembe Syene
granitinden yontulmuş esas kaide ile bunun üzerine yerleştirilmiş. Bizans
kabartmalarıyla süslü kaideden oluşuyor. Yapı ve kültür açısından ikili bir
karakter gösteriyor. Tek parça olan taşın günümüzdeki yüksekliği 19 metre
kadar; 7 metresi zamanla kırılmış. Oldukça zorlu uğraşlar sonunda, sütun
Mısır’daki tapınağın önünden getirtilmiş. Mermer kaidesinin üzerinde,
Theodosius ve ailesiyle ilgili kabartmalar, saraya ve hipodroma ait sahneler,
çeşitli oyunlar anlatılmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder