Bazı şeylerin gitmesine izin vermek işte bu nedenle çok önemlidir.
Onları serbest bırakmak.
Gevşek olanı kesmek.
İnsanların hiç kimsenin işaretli kâğıtlarla oynamadığını anlaması gerekiyor;
bazen kazanırız ve bazen de kaybederiz.
Hiçbir şeyi geri almayı bekleme,
yaptıkların için takdir edilmeyi bekleme,
ne kadar zeki olduğunun keşfedilmesini bekleme ya da aşkının anlaşılmasını.
Daireyi tamamla.
Gururlu, yetersiz ya da kibirli olduğun için değil, sadece artık onun senin
yaşamında yeri olmadığı için.
Kapıyı kapat, plağı değiştir, evi temizle, tozdan kurtul.
Geçmişte olduğun kişiyi bırak ve şu anda kimsen O ol.
Paulo Coelho
Bazı şeyler, gürültüyle değil, bir iç çekişle gider.
Ve gitmelidir.
Çünkü zaman, artık taşımak istemediğimiz yükleri sırtımızdan alacak kadar merhametli değildir.
Serbest bırakmak, bir kayıp değil; bir özgürlüktür.
Gevşek bağları kesmek, acımasızlık değil; kendine sadakattir.
Hayat, işaretli kâğıtlarla oynanan bir oyun değildir.
Kimi elde tutarsın, kimi elinden kayar.
Kimi seni büyütür, kimi seni tüketir.
Ve bazen, kaybetmek de bir kazançtır.
Bekleme.
Ne bir özür, ne bir teşekkür, ne de bir geç kalmış fark ediş.
Zira hakikat, takdirle değil, idrakle yaşanır.
Zekânın alkışlanmasını, aşkının anlaşılmasını, çabanın görülmesini bekleme.
Çünkü bu beklentiler, seni geçmişe zincirler.
Daireyi tamamla.
Ama gururla değil; kabulle.
Kibirle değil; farkındalıkla.
Yetersizlikle değil; bilgelikle.
Çünkü artık onun senin hayatında bir yeri yok.
Ve sen, o boşluğu doldurmak zorunda değilsin.
Sadece yürümelisin—hafiflemiş, arınmış, kendi sesinle.
Kapıyı kapat.
Ardında kalan sesleri, yankılanan pişmanlıkları, eksik cümleleri dışarıda bırak.
O kapı, artık bir sınırdır: geçmişin gölgesiyle şimdi arasındaki çizgi.
Plağı değiştir; aynı ezgiyi döndürüp durmanın ne faydası var?
Yeni bir melodi gerek sana—ruhunla uyumlu, kalbinle akışta.
Evi temizle.
Köşelere sinmiş eski benliğini süpür, raflarda biriken “keşke”leri sil.
Tozdan kurtul; çünkü toz, zamanın unutulmuş izidir.
Sen artık unutmakla değil, yeniden doğmakla meşgulsün.
Geçmişte kimdin, neydin, neyi eksik yaşadın—bırak.
O sen, artık bir hatıradır; saygıyla anılır ama hüküm sürmez.
Şimdi kimsen, işte o ol.
Çünkü gerçek dönüşüm, kendini yeniden tanımakla başlar.
Bir aynaya bak ve tanımadığın o yüzü sev.
Çünkü o yüz, geçmişin değil; bugünün, hatta yarının yansımasıdır.
Sen artık bir başlangıçsın.
Ve başlangıçlar, en çok kendine sadık olanlara yakışır.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder