İstanbul
bence bal rengi. Sanki bir kişi, bir portre gibi... Ve benim için bir dişi o.
Bir kadın. Onun gözleri bal rengi. Yüzünün rengini de bu renk belirliyor.
Giydiği giysiye göre de gözlerinin reni değişiyor. Mavi giydiğinde bal renginin
içindeki o yeşil ve mavi canlanıyor. Çok hüzünlü olduğunda griye dönüşebiliyor.
Tıpkı balı çevirmenizle oluşan yuvarlak halkların oluşturduğu kat kat renkler
gibi. Onun için ruh durumuna göre değişken. Ama aslı bal rengi. New York’lu bir
arkadaşıma demiştim ki: “Bütün sıkıntılarıma rağmen Ortaköy ya da Kuzguncuk’a
gidip şöyle ince belli bardakta çay içmenin bütün sıkıntılara değdiğini
düşünüyorum. O da bana Tıpkı bir New Yorklu gibi düşünüyorsun. Sıkıntılarına
rağmen oturup da Manhattan’da bir şey içtiğim zaman, iyi ki burada yaşıyorum
derim. Böyle bir tutkudur New York’lu olmak dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder