- Bir bütün hindi
- 5 su bardağı Risotto pirinç
- 3 çorba kaşığı dolmalık fıstık
- 3 çorba kaşığı kuş üzüm
- 400 gr kuzu ciğeri
- 1 soğan
- 1 tutam dereotu
- Sıvıyağ
- Tuz
- Yenibahar
- Frenk üzümü
- 1 kg kestane
- 1 kg Brüksel lahana
Günlüğünüz karşısında ruhen çırılçıplak kalmayı göze alabileceğiniz belki de tek dostunuz.
31 Aralık 2018 Pazartesi
Risottolu frenk üzümlü hindi dolması
30 Aralık 2018 Pazar
Kırmızı kış salatası
- ¾ kırmızı lahana, ince rendelenmiş
- 2 kırmızı soğan, ince dilimlenmiş
- 1çorba kaşığı deniz tuzu
- 2 çorba kaşığı balsamik sirke
- 2 çorba kaşığı zeytinyağı
- 2 çorba kaşığı maydanoz ve dereotu
- 1½ rezene tohumu, kavrulmuş
- 250 gr pancar
- 1 salatalık, soyulmuş, ikiye bölünmüş, kabuk ve çekirdekten arındırılarak dilimlenmiş
- 150 gr yumuşak keçi peyniri
- 100gr nar taneleri
- Büyük bir kase içinde kırmızı lahana ve soğanı karıştırın, üstüne deniz tuzunu dökün ve 15 dakika boyunca yumuşamaya bırakın. Daha sonra soğuk su ile durulayın ve temiz bir havlu ya da kağıt havlu ile kurulayıp bir kenara koyun.
- Balsamik sirke, zeytinyağı, otlar ve rezene tohumunu karıştırın ve bu sosu lahana ile soğanın üzerine dökün. 10 dakika dinlenmeye bırakın.
29 Aralık 2018 Cumartesi
Közlenmiş kırmızı biber çorbası
5 közlenmiş kırmızı biber
1 közlenmiş domates
1 kaşık salça
1 kaşık tereyağı
2 kaşık un
2 defne yaprağı
Tuz, karabiber
Közlenmiş kırmızı biber çorbası yapılışı:
Közlenmiş biberleri soyup temizleyin. Domatesi de soyduktan sonra biber ve domatesi ince ince doğrayın. Unu tereyağında kokusu çıkana kadar kavurun. Salça, biber ve domatesi de ekleyip kavurmaya devam edin. Soğuk suyla kıvamını açarken bir taraftan çırpma teliyle çırpın. Defne yaprağı, karabiber ve tuz ilave edin. Sıcak su ekledikten sonra kaynamaya bırakın. Piştikten sonra defne yapraklarını alıp blenderdan geçirin.
28 Aralık 2018 Cuma
Kuzu Etli ve Terbiyeli Kereviz
Malzemeler:
|
250gr
kuşbaşı kuzu eti
|
6.0 BP
|
|
2 adet
yumurta
|
3.0 BP
|
|
1 çorba
kaşığı un
|
1.0 BP
|
|
2 kilo
kereviz
|
0.0 BP
|
|
2 adet
soğan
|
0.0 BP
|
|
1 adet
havuç
|
0.0 BP
|
|
1 adet
limon
|
0.0 BP
|
|
Maydanoz
|
0.0 BP
|
|
Sprey yağ
|
0.0 BP
|
|
Karabiber,
tuz
|
0.0 BP
|
27 Aralık 2018 Perşembe
26 Aralık 2018 Çarşamba
25 Aralık 2018 Salı
24 Aralık 2018 Pazartesi
22 Aralık 2018 Cumartesi
21 Aralık 2018 Cuma
20 Aralık 2018 Perşembe
19 Aralık 2018 Çarşamba
10 Aralık 2018 Pazartesi
9 Aralık 2018 Pazar
7 Aralık 2018 Cuma
6 Aralık 2018 Perşembe
5 Aralık 2018 Çarşamba
4 Aralık 2018 Salı
3 Aralık 2018 Pazartesi
2 Aralık 2018 Pazar
1 Aralık 2018 Cumartesi
30 Kasım 2018 Cuma
29 Kasım 2018 Perşembe
28 Kasım 2018 Çarşamba
27 Kasım 2018 Salı
26 Kasım 2018 Pazartesi
25 Kasım 2018 Pazar
24 Kasım 2018 Cumartesi
23 Kasım 2018 Cuma
22 Kasım 2018 Perşembe
21 Kasım 2018 Çarşamba
20 Kasım 2018 Salı
19 Kasım 2018 Pazartesi
18 Kasım 2018 Pazar
17 Kasım 2018 Cumartesi
16 Kasım 2018 Cuma
15 Kasım 2018 Perşembe
14 Kasım 2018 Çarşamba
13 Kasım 2018 Salı
12 Kasım 2018 Pazartesi
11 Kasım 2018 Pazar
10 Kasım 2018 Cumartesi
9 Kasım 2018 Cuma
8 Kasım 2018 Perşembe
7 Kasım 2018 Çarşamba
6 Kasım 2018 Salı
Benim Babam - Fatih Kısaparmak

Sekiz köşe kasketiyle
Omuzunda sekosuyla hey!
Cebinde yok parası
Bafra'dır cigarası
Yüreğindedir yarası
Altı çocuk büyütmüş
Bir işçi maaşıyla
Bu adam benim babam hey!"
5 Kasım 2018 Pazartesi
Babam İçin – Haydar Ergülen

Ben, delikanlı peynir!
Hemhal olur söyleşirdik.
Genç babam, gencecik babam.”
4 Kasım 2018 Pazar
Ruhi Bey Anlatıyor: Bir Düğün Günü ve Sonrası – Edip Cansever

Beni ölüme uğurlayan bir düğün günü
Babamı hatırlıyorum
Babamın ölümünü
Kırbacıyla birlikte bir çam ağacına gömülü
Annemse odasında babamın
Hasta yatağında
Kımıldamadan yatıyor”
3 Kasım 2018 Cumartesi
Siyah ve Karanlık – Fazıl Hüsnü Dağlarca

Galiba kadir gecelerinde.
Onun inanmış sesiyle biz çocuklar
Daha küçülürdük odanın en uzak bir yerinde.
Müteessir olurduk kışı gören kırlangıçlar gibi,
Garip sedalarda hiçbir şey anlamadan.
2 Kasım 2018 Cuma
Babam İçin – Sabahattin Ali
1 Kasım 2018 Perşembe
baba - Nazım Hikmet

her yılbaşında
sana söyleyecek
bir tek
sözüm var:
‘Seni ne kadar çok seversem
o kadar
çok olsun ömründen geçen yıllar…’
Baba!
Babam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım!
Ne zulüm, ne ölüm, ne korku
başımı eğemez!
Yalnız senin elini öpmek için
eğilir başım.”
26 Ekim 2018 Cuma
Ben Hayatta En Çok Babamı Sevdim
Kara çalılar gibi yerden bitme bir çocuk
Çırpı bacaklarıyla ha düştü ha düşecek
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Geldimide gidici hep, hep acele işi
Çağın en güzel maarif müfettişi
Atlastan bakardım nereye gitti
Öyle öyle ezber ettim gurbeti
Kırkı geçerse ateş çağırırlar istanbul’a
Bir helalleşmek ister elbet diğmi oğluyla
Tifoyken başardım bu aşk oyununu
Ohh dedim göğsüne gömdüm burnumu
Koştururken ardından o uçmaktaki devin
Daha b aşka tür aşklar geniş sevdalar için
Açıldı nefesim, fikrim, canevim
Hayatta ben en çok babamı sevdim
25 Ekim 2018 Perşembe
SİZİN HİÇ BABANIZ ÖLDÜ MÜ?
Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü kör oldum
Yıkadılar aldılar götürdüler
Babamdan ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç hamama gittiniz mi?
Ben gittim lambanın biri söndü
Gözümün biri söndü kör oldum
Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
Şöylelemesine maviydi kör oldum
Taşlara gelince hamam taşlarına
Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
Taşlarda yüzümün yarısını gördüm
Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
Yüzümden ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?
Cemal Süreya
24 Ekim 2018 Çarşamba
23 Ekim 2018 Salı
22 Ekim 2018 Pazartesi
21 Ekim 2018 Pazar
hayata tutunmak....
20 Ekim 2018 Cumartesi
19 Ekim 2018 Cuma
18 Ekim 2018 Perşembe
17 Ekim 2018 Çarşamba
16 Ekim 2018 Salı
15 Ekim 2018 Pazartesi
14 Ekim 2018 Pazar
şebnem işigüzel - öykümü kim anlatacak
13 Ekim 2018 Cumartesi
12 Ekim 2018 Cuma
11 Ekim 2018 Perşembe
10 Ekim 2018 Çarşamba
9 Ekim 2018 Salı
8 Ekim 2018 Pazartesi
7 Ekim 2018 Pazar
6 Ekim 2018 Cumartesi
5 Ekim 2018 Cuma
4 Ekim 2018 Perşembe
3 Ekim 2018 Çarşamba
2 Ekim 2018 Salı
1 Ekim 2018 Pazartesi
30 Eylül 2018 Pazar
yağmur yağıyor. rüzgar da var. güzel kokuyor hava.
Yağmurun Diliyle Konuşan Akşam
Yağmur, gökyüzünün en eski hikâye anlatıcısıdır. Her damlası, bulutların iç çekişlerinden süzülen birer kelime gibi toprağa düşer. Bu akşam, rüzgârla kol kola girmiş, sokakları dolaşıyor. Pencereme vuran damlalar, geçmişin izlerini taşıyan bir melodi gibi yankılanıyor içimde. Rüzgâr, dalları eğip bükerek eski bir şarkıyı hatırlatıyor; çocukluğumun serin yaz akşamlarını, annemin balkonda unuttuğu çay kokusunu, babamın sessizliğini. Hava öyle güzel kokuyor ki, sanki dünya bir anlığına durup derin bir nefes almış. Islak toprak, eski kitap sayfaları gibi kokuyor; her biri bir başka zamanın, bir başka duygunun kapısını aralıyor. Yağmurun diliyle konuşuyor bu akşam, ve ben dinliyorum, kelimelerden çok daha derin bir şeyleri.
Rüzgârın Taşıdığı Hatıralar
Rüzgâr, yalnızca esen bir hava akımı değildir; o, geçmişin taşıyıcısıdır. Bu gece, yağmurla birlikte sokak lambalarının altından geçerken, eski bir dost gibi kulağıma fısıldıyor unuttuğum anıları. Her esintide bir yüz beliriyor zihnimde, her savrulan yaprakta bir gülüş. Yağmurun serinliği tenime dokunurken, rüzgâr içime işliyor; düşüncelerimi savuruyor, duygularımı yeniden şekillendiriyor. Hava, öyle bir kokuya bürünmüş ki, sanki zamanın kendisi kokuyor: ne geçmiş ne gelecek, sadece şimdi. Bu kokuda bir huzur var, bir kabulleniş. Yağmurun altında yürürken, rüzgârın taşıdığı hatıralarla baş başa kalıyorum. Ve anlıyorum ki, bazı geceler konuşmaz insan; sadece dinler, sadece hisseder.
29 Eylül 2018 Cumartesi
benim için vazgeçilmez bir şeydir kitaplar
28 Eylül 2018 Cuma
27 Eylül 2018 Perşembe
26 Eylül 2018 Çarşamba
25 Eylül 2018 Salı
24 Eylül 2018 Pazartesi
23 Eylül 2018 Pazar
22 Eylül 2018 Cumartesi
21 Eylül 2018 Cuma
20 Eylül 2018 Perşembe
19 Eylül 2018 Çarşamba
18 Eylül 2018 Salı
17 Eylül 2018 Pazartesi
16 Eylül 2018 Pazar
14 Eylül 2018 Cuma
13 Eylül 2018 Perşembe
12 Eylül 2018 Çarşamba
11 Eylül 2018 Salı
çocukluk unutulur mu hiç HAYIR
10 Eylül 2018 Pazartesi
kafkaesk
Karanlık bir sabahın puslu perdesi aralanırken, Gregor’un soyutlanmış benliği gibi, ben de aynadaki siluetimle göz göze geldim. Ne bir yüz tanıdım ne de bir geçmiş. Zaman, bürokratik bir labirentin içinde kaybolmuş bir evrak gibi, kimliğimi mühürsüz bırakmıştı. Her şeyin anlamını yitirdiği bu çağda, varoluşumun tek kanıtı, üzerime çöken anlamsızlık duygusuydu. Tıpkı bir devlet dairesinde sonsuz sırada bekleyen isimsiz bir dosya gibi, ben de kendi hayatımın raflarında unutulmuştum.
Koridorlar boyunca uzanan gri duvarlar, insanın içini kemiren bir sistemin sessiz tanıklarıydı. Her kapı, ardında başka bir belirsizlik saklıyor, her memur, Tanrı’nın suretinde hüküm dağıtıyordu. Konuşmalar, anlamdan arınmış protokollere dönüşmüş; kelimeler, yalnızca yankıdan ibaretti. Bu mekanik düzenin içinde, birey değil, yalnızca bir sicil numarasıydım. Ve her sabah, aynı evrakla aynı masaya dönmek, varlığımı inkâr etmenin en rafine biçimi olmuştu.
İçimde biriken buharlı çığlıklar, dışarıya sızacak bir çatlak ararken, sistemin duvarları daha da kalınlaşıyordu. Her itiraz, daha büyük bir sessizlikle bastırılıyor; her sorgulama, daha karmaşık bir prosedürle boğuluyordu. Bürokrasi, yalnızca bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda bir varoluş biçimiydi artık. İnsan, kendi gölgesine bile dilekçe yazmak zorundaydı. Ve ben, kendi içimde açtığım davada, hem sanık hem de hâkimdim.
Sonunda anladım ki, Kafkaesk olan yalnızca sistem değil, onun içselleştirilmiş yankısıydı. İnsan, kendi içinde kurduğu labirentte kaybolmaya razı oldukça, dış dünyanın duvarları daha da yükseliyordu. Belki de en büyük tutsaklık, özgürlüğün tanımını unutmaktı. Ve ben, bu unutkanlığın içinde, bir sabah böceğe dönüşmeyi değil, zaten çoktan dönüşmüş olduğumu fark etmeyi bekliyordum.










