yazmak, düşünmek gibidir. kağıdı kaleme değirmen yeterlidir bazen ve akıp giden harfler bir gölün üstünde giden sıralı kuğular gibidir. gözünü açtığında okyanuslara açılmış, türlü balıkların bahçesine misafir olmuştur o kuğular. ama öyle bir an gelir ki kıpırdamaz kalem, bileğini sıkıca tutar sanki bir el. bir yazarın tıkanması hiçbir şeye benzemez. Yazarla kelimelerin arasındaki o duvar kalkmadıkça bitmez tıkanıklıklar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder