26 Nisan 2021 Pazartesi

O muhteşem hafızam...

Bazı cümleler vardır böyle bir yerden sizi yakalar, bu onlardan. Ama geçiyorum, devamını okuyorum. İşim var, yapacaklarım, bitirmem gerekenler var. Ama o muhteşem hafızam var ya! Durmuyor. Orada o yazının içinde durmuyor. Zihnimin nesini bırakacağım? Hem bu kadar muhteşemken. Hafızamdan fotoğraflar, albümler getiriyor, kalemi kağıdı alıp kurgular yaratıyor, hikayeler yazıyor, hayal kurmaya başlıyor. Bir düşünce başka bir düşünceyi getiriyor ve bir süre sonra sanki zihnimde bir parti vermişim de bütün mahalle gelmiş duygusunu veren bir curcuna oluyor. Susun diye bağırmak isterken, bağırırsam kaçarlar diye de korkuyorum. Seviyorum bu hallerimi ama çok yoruyor beni. Corona günlerinde eve kapanınca benim hayatım yavaşlamadı, zihnimdeki kalabalık arttı. Hiç yazmadığım kadar yazıyorum bu aralar çünkü ben yazarak akıtıyorum o sesleri. Tanışın onunla, onu bastırmadan, dizginlemeden, tüm seslerini oyun parkına saldığınız çocuğunuz gibi kağıda salın. Salmak ne kadar güzel bir kelime Zihin Haritası için. Boya kalemleri, kıvrımlar, oradan oraya atlamalar, dur unutmuşum şunu da şuraya ekleyim dediklerimiz... hepsi serbest, özgür, hepsine izin vererek. Çaktırmadan meditasyon gibi. Bir meditasyon hocası bana "düşünceleri metro istasyonunda trenler gibi düşün, gelsin, dursun sonra gitsin ama sen hep istasyonda kal, hiç bir trene binme" demişti. Zihin haritası düşüncelerimin metro istasyonu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder