1 Eylül 2012 Cumartesi

Hoşgeldin Eylül......


En sevdiğim ay. Sonbaharın başlangıcı. Serin havalar, güzelim yağmurlar. Hoşgeldin Eylül...

 
En romantik, en hüzünlü, aynı zamanda en mutlu, en huzurlu, en dingin, en güzel ay… Hoşgeldin Eylül


 
"Hoşgeldin Eylül" hüzünlerimi al huzurumu ver… Dökülen sararmış yapraklar gibi kararmış, paslanmış düşüncelerimi bir rüzgârınla süpür git...


 
Kahve, Battaniye, Film, Yağmur, Huzur. Hoşgeldin Eylül


 
Melankolinin mevsimi seninle başlar, Hoşgeldin Eylül...

 

 Hoşgeldin Eylül, sararan yapraklar, romantik duygular, hüzünlü  rüzgâr, hoş geldiniz.


 
"eylül bir ay değil, bir aylık ayrı bir mevsimdir" diyor Haşmet Babaoğlu.


 
benim için eylül, bir yılın başladığı aydır. nasıl ki rejime niyet etmiş birinin başlama günü hep pazartesi ise; benim kararlarımın vakti de eylüldür. yeni yıla hiçbir zaman ocakta başlamadım. hep eylüldü başlangıçlarımın tarihi. en sevdiğim şehrin, en güzel görüntülere büründüğü; normale dönüş zamanıdır. fazlalıklarımı, eksikliklerimi, azalmalarımı, coşmalarımı fark ettiğim; kendime dönüş zamanımdır. yaz severler için en kötü aylardan biridir belki; ama benim gibi sonbahar doğumluysanız istisnasız her yıl varoluş zamanınızdır. hazan sizin mevsiminizdir. hazansız ve hüzünsüz yapamazsınız.


 
açılmış kocaman bir kucaktır eylül. yazın dinginliğinden, kışın sıcağından alır, ikisini harman eder açar kucaklarını. yaz ayları gibi değildir, bir şey vaat etmez; kış ayları gibi hiç değildir o soğukta sizi bir başınıza bırakmaz. mucizeler veremez her zaman size ama en iyi arkadaş olur kimi zaman, kimi zaman şefkatli sevgili, kimi zaman anne sıcaklığı olur, başınızı okşar, hayat bu der iyisiyle kötüsüyle; kendi gücünüzün, güçsüzlüğünüzün, hırslarınızın, amaçsızlığınızın, iyiliğinizin, kötülüğünüzün farkına varmanızı sağlar onun kollarında. bir de doğuştan melankoli hediye etmiştir tüm sonbahar doğumlu çocuklarına, ondandır böyle yazılar yazdırır durur uğruna.


  
güneşin yüzü soğuktur eylül ayında, ayrılık hüznü kaplar insanları, koskoca bir yazı daha geride bırakmışlardır. balkonlardan çekilmiştir insanlar betonarme kovuklarına, yollarda sarı yaprak ölüleri, dallarda yolunu kaybetmiş son kuşlar ve göğü işgal eden kara bulutlar, gözlerde ayışığı arayışı vardır. yollar daha bir yalnızdır geceleri.


 
mevsimin hüzün kokan en sonbaharlı ayı. 


 
oluk oluk düş geçidi. bazı bazı sarmalanmış, bazı bazı yarı çıplak. rüzgâra kapılmış, uçan yaprakların arasından, ara ara gülümseyen güneş. dokunmaya kalkıştığında, içinin çekildiği, bir var-mış, bir, yok! öylesine sade ve güzel bir uyku arası düşü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder