İnsan
genellikle okuduğu anki ruh haline göre kendisine önemli gelen yerlerin altını
çizdiğinden, ileride kitap tekrar okunurken görüldüğünde eski günlükleri
okuyormuş gibi hissettiren davranış.
Özellikle
Fransız hocalar tarafından inatla tavsiye edilen, hatta “altı çizilmeden
okunmuş bir kitap kitap değildir”e kadar gider.
Kitaplarda
çok beğenilen ya da gerekli görülen yerlerin çizilmesi gelecek zamanda kitaba
şöyle bir göz atılmasıyla anımsanacağı ve hatta tekrar okunacağı için
faydalıdır; aynı zamanda da kişinin o anki ruhsal durumunu da yansıtır.
Yaşanmışlıktır,
sizden kalan izlerdir, sevdiğiniz, beğendiğiniz kısımların altını çizmektir.
Zaten
bir kitabın eskimişliği, yanındaki o kitabın açılmış olma izi, içindeki ufak
tefek notlar, altı çizili satırlar o kitabın değerine değer katar. Hatıralar ve
emek sizdeki yerini arttırır.
Okunmuş
bir kitabı kitaplıktan çekip sayfalarını karıştırmak eski fotoğraflara bakmak
gibidir. Ama altı çizilmiş satırlara bakmak fotoğrafta kendine bakmaktır.
Ve
son olarak;
“Kitaplarda
kendimize rastladığımızı sandığımız yerlerin altını çizeriz.” Metin Üstündağ.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder