Alexandre Dumas “Küçük Mutfak Sözlüğü” adlı kitabında yemeklerde
kullanılabilecek 28 çeşit ot sayılır ve bunları üç kategoriye ayırıyor;
yenilebilir otlar-kuzukulağı, marul, pazı, ıspanak, semizotu- yemeklere çeşni
katan otlar –maydanoz, tarhun otu, taze sarımsak, kekik, rezene, fesleğen-,
salata otları ya da ince otlar – tere, dereotu, frenkmaydanozu, tarhun otu,
küçük yapraklı fesleğen, taze kekik, taze sarımsak, roka, nane ve marul.
Hem Lezzetli, Hem Şifalı:
Kazayağı: Adını, bazı türlerin kazayağını andıran yapraklarından alan
bu cinsin üyeleri, keskin kokulu ve arsız bitkilerdir; çok geniş bir yayılış
gösterirler. Yapraklarını alt yüzü beyaz ve unlu bir özellik gösteren bitkini
körpe sürgünleri ilkbaharda toplanarak yemeklere katırlı.
Ballıbaba: Ballıbaba ailesinin içinde lavanta çiçeği, kekik, nane,
adaçayı, biberiye, oğulotu ve benzerleri de bulunur. Ballıbabalar ilk bakışta
ısırgana benzer. Ama yaprakları ısırgan gibi dalayıcı değildir ve yine
ısırganın aksine zehirli de değildir. Ballıbabanın önce çiçeklerinden ve
çiçeklenmiş uçlarından yararlanabilirsiniz. Bunlar kan temizleyici, tonik ve
serinleticidir. Ballıbabanın yapraklarını ve çiçekli dal uçlarını, tam çiçek
açma zamanı olan mayıs-haziran aylarında toplayarak gölgede kurutun. Onu
bahçenize de ekebilirsiniz.
Defne: Defnenin ana yurdu Akdeniz bölgesidir, ama bugün dünyanın başka
bölgelerinde de yaygın olarak yetiştirilir. Çok eski çağlardan beri ilaç olarak
da kullanılan yaprakların sindirime yardımcı,
terletici ve antiseptik etkisi vardır. Özellikle deniz mahsullerinin
sunumunda çeşni olarak kullanılır.
Nane: Bugün en çok kullanılan türlerden biri olan biberli nane
(peppermint), su nanesiyle yeşil nanenin karıştırılması sonucu ortaya
çıkmıştır. Kokusu en çok sevilen nane türlerinden biridir. Nane doğadaki en
ünlü antiseptiklerden biridir. Ayrıcı toniktir ve ayrımsız her organa sürekli
enerji verir. Sindirim sisteminin gerçek koruyucusudur.
Maydanoz: C vitamini en zengin bitkilerden biridir. Maydanoz
tohumlarını bahçenizin uygun bir yerine, şubat ayından ağustos ayına kadar
serpin. Üzerini çürümüş yaprak vb.’den oluşan toprakla örtün. Toplarken
yaprakları buruşturmamaya dikkat edin.
Isırgan otu: Çok besleyici, sağlık bakımından çok gerekli olan demir ve
magnezyum gibi madensel elemanlar yönünden zengin bir bitkidir. Çok asitli
olmadığı için ıspanağa karşı bir üstünlüğü vardır. Losyon ve kompres olarak da
bir güzellik bitkisidir. Bahçenizde biten ısırgan otunun her bölümünü kesmeyin.
Isırgan otu “kötü otlar” sınıfına girmek şöyle dursun, tersine ince ve zayıf türlerin,
özellikle onun hemen yanına dikeceğiniz bitkilerin büyümesine yardımcı olur ve
yine bu bitkilerin kokusunu ve etkin maddelerini güçlendirir.
Ebegümeci: Yalın görünümlü bir bitki olan ebegümecinin çorbası çok
lezzetlidir. Ayrıca etlerin yanına garnitür olarak konulabilir. Morumsu,
menekşe renginde, beş yapraktan oluşan çiçekleri vardır. İltihaplı
hastalıklarda etkin bir rol oynadığı kanıtlanmıştır.
Hindiba: Tüm türleri, acı olsalar da, bahçede yetişen türleriyle,
yabani olanlarını karıştırmamaya özen göstermelidir. Özellikle salatara lezzet
katmakla kalmayıp, karaciğer hastalıklarına karşı birebirdir.
Kuzukulağı: Tadı yeşil eriği andırır ve hafif ekşidir. Bu dile dokunan
çok hoş hafif ekşilik, içerdiği asit oksalikten ileri gelir. Bu yüzden kimi hastalar
onu yemekten kesinlikle kaçınmalıdır. Özellikle romatizmalılar, gutlular, eklem
iltihabı olanlar, böbreklerinden rahatsızlık duyanlar… Yeşil salatalara çok
yakışan kuzukulağı çayırlarda, ekili arazilerde bulunur. Yaz aylarında
toplayın, sebze yemeği ve çorba olarak yiyin.
Kuşotu: Anayurdu Avrupa olarak bilinse de, geniş alanlara yayılarak
yerlileşmiştir. Yüksekliği 10-14 cm. arasında değişen bitkinin karşılıklı
olarak dizilen, hemen hemen sapsız oval yaprakları ve küçük beyaz çiçekleri
vardır. Sebze olarak yendiği gibi, vücuttaki toksinleri atmak için birebirdir.
Karalahana: Lahananın bu yaban cinsi falezlerde biter. Çok faydalıdır.
Her ilkbaharda kendinize bir lahana kürü hazırlayın. Bu, içinizi temizleyeceği
gibi bahar yorgunluğunuzu da tamamen giderecektir. Lahananın bütün türleri
etkilidir. İlkbahar ve yaz aylarından, kış aylarına kadar yılın her gününde
lahana bulabilirsiniz.
Turpotu: Turpotunun yapraklarını çorba pişirmek üzere ilkbaharda
toplayın. Bu bitkinin tohumlarını ilkbaharda ekip, ikinci ekimi yaz
başlangıcında yapabilirsiniz.
Rezene: Akdeniz bölgesi kökenlidir. Bahçelerden dört bir yana dağılarak
tüm dünyaya ekilir olmuştur. Şişkin yapraklarının pirzolaya garnitür olarak
kullanıldığını, etlere, balıklara, peynire ya da ekmeye kendine özgü bir tat
kattığı bilinir. Rezene, sebze olarak sağlığa çok yararlı, sindirimi kolay,
mide ve bağırsakları rahatlatan bir bitkidir.
Pazı: Pancar grubundan olan bu bitkinin, gruptaki diğer üyelerinin
aksine köklerinden değil, yapraklarından yararlanılır. Dallanmış kalın kökleri
ve uzun saplı iri yaprakları vardır. Ilıman iklimleri seven pazı, A,B ve C
vitaminlerince zengindir. Ispanak gibi pişirilir.
Biberiye: Bu bitkiye biberya ya da hasalban da denir. Akdeniz’in
işlenmemiş tüm bölgelerinde yıl boyunca çiçek açar. Onları küçük dallarıyla
birlikte toplayın ve asılı küçük demetler halinde, gölgede kurutun. Bitkiyi
toplamak için haziran ve temmuz ayları idealdir. Biberiye dallarını zeytinyağı
şişenizin içine bırakın. Yağa inanılmaz bir lezzet kattığını göreceksiniz.
Mutfağınızda önemli bir köşeyi ona ayırın. Sosların içinde pirzolaların
üzerinde çeşni olarak kullanın. Biberiye aynı zamanda müthiş bir uyarıcıdır.
Hastalıktan yeni kalkmış olanlara, kansızlara, yıpranmış sinir sistemine iyi
gelir.
Gelincik: Gelinciği, yatıştırıcı ve hafif uyuşturucu olarak çok sıcak
bir fincan su içine bir tutam atın ve uykudan önce için. Gelincik tarlarının
kenarlarında veya pazarlarda bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder