22 Eylül 2013 Pazar

Aradan, bir ömür geçmiş olsa bile………..



Sahip olmayı isteyip de, sahip olamadığımız her şey unutulmazdır.
Aradan, bir ömür geçmiş olsa bile………..
 
 Sahip olmayı isteyip de sahip olamadığımız her şey, zihnin en derin kıvrımlarına kazınan bir iz bırakır; bu iz, zamanla silinmek şöyle dursun, daha da belirginleşir. Arzu, gerçekleşmediğinde bir nesne olmaktan çıkar, bir simgeye dönüşür—ulaşılamayanın, eksik kalanın, tamamlanmamış olanın simgesine. Bu simge, yalnızca bir hatıra değil; bir içsel yankıdır. Çünkü insan, elde ettiklerini değil, elde edemediklerini düşünerek büyür. Ve bu büyüme, çoğu zaman sessiz, görünmez ama derin bir içsel genişlemeyi beraberinde getirir.

Zaman, sahip olamadıklarımızı unutturmaz; aksine, onları daha anlamlı kılar. Bir ömür geçse bile, o eksik kalan şey, bir cümle gibi zihinde tamamlanmayı bekler. Her yeni deneyim, o eksikliğin etrafında döner; her yeni ilişki, o yoksunluğun gölgesinde şekillenir. Çünkü arzunun nesnesi kaybolduğunda, onun yerine geçen şeyler asla aynı derinliği taşımaz. Bu derinlik, yalnızca duygusal değil; varoluşsal bir boşluktur. Ve insan, bu boşlukla yaşamayı öğrenirken, aslında kendini tanımaya başlar.

Unutulmaz olan, geçmişte kalmaz; şimdiye sızar, geleceği biçimlendirir. Sahip olamadığımız her şey, bir içsel harita gibi yön verir seçimlerimize, yönelimlerimize, kaçışlarımıza. Bu harita, görünmez ama etkilidir; çünkü eksiklik, insanın en güçlü motivasyonudur. Onunla yüzleşmek, yalnızca bir hatırayı anımsamak değil; bir arzunun neden gerçekleşmediğini anlamaya çalışmaktır. Bu anlama çabası, insanın kendine karşı geliştirdiği en dürüst sorudur. Ve bu sorunun cevabı, çoğu zaman dışarıda değil, içeridedir.

Bu yüzden, sahip olamadıklarımız unutulmazdır; çünkü onlar, kim olduğumuzu şekillendiren sessiz mimarlardır. Bir ömür geçse bile, o eksik kalan şeyin yankısı, bir şarkı gibi içimizde çalmaya devam eder. Bu şarkı, ne zaman biter, ne de tamamen duyulur—yalnızca hissedilir. Ve insan, bu hissin içinde büyür, değişir, derinleşir. Unutmak, çoğu zaman bir lüks; hatırlamak ise bir yük değil, bir kimliktir. Çünkü bazı şeyler, sahip olunmadığı hâlde, bizi sahiplenir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder