Kendisini
üç gelecek bekleyen bir buğday tanesi gibiyim. Buğday tanesi, bir çuvala
konduktan sonra bir domuza yedirilmek üzere ahıra boşaltılabilir. Ya da ekmek
yapılmak üzere öğütülebilir. Ya da altın başağının bir taneden binlerce
üretmesi için toprağa ekilebilir. Ben, tek bir farkla, bir buğday tanesi
gibiyim. Buğday tanesi, domuza yedirilmek, ekmek için öğütülmek ya da çoğaltmak
için toprağa ekilmek arasında bir seçim yapamaz. Oysa ben seçebilirim. Hayatımı
ne bir domuza yedirteceğim, ne de başkaları tarafından parçalanıp yenilmek
üzere başarısızlık ve ümitsizlik taşları arasında öğüteceğim.
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Büyüme
ve çoğalması için buğdayın toprağın karanlıklarına ekilmesi gerekir. Başarısızlıklarım, ümitsizliklerim, cahilliğim ve becerisizliklerim,
olgunlaşmak için dikildiğim karanlıktır.
Nasıl
ki buğday tanesi yağmurla, güneşle, ılık rüzgarlarla beslenir, filiz sürüp
serpilirse, vücudumu ve aklımı, düşlerimi gerçekleştirmek için öyle
beslemeliyim. Buğday tanesi başak vermek için tabiatın lütfunu beklemek
zorundadır. Ben ise beklemek zorunda değilim, çünkü kendi yazgımı seçme gücüne
sahibim.
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Peki
bunu nasıl yapabilirim? İlk önce, günle, haftayla, ayla yılla ve hayatımla
ilgili hedefler koyacağım. Nasıl ki buğday tanesinin kabuğunu çatlatıp filiz
vermesi için yağmur yağması gerekiyorsa, hayatımın önüne billurlaşması için
öyle hedefler koymalıyım. Hedefler koyarken, geçmişteki en iyi icraatımı
dikkate alacak ve bunu yüzle çarpacağım. Gelecekteki yaşantımın kuralı bu
olacaktır. Hedeflerimi hiçbir zaman çok yüksek görmeyeceğim. Mızrağımı aya doğrultup yalnızca bir kartala
saplamak, onu kartala doğrultup yalnızca kayaya çarpmaktan daha iyi değil
midir?
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Hedeflerimin
yüksekliği, tam isabet sağlayıncaya kadar sık sık tökezlesem bile, beni
korkutmamalıdır. Tökezlersem, doğrulacağım, düşüşlerin beni
endişelendirmeyecektir, çünkü tam isabet sağlamak için herkes tökezlemek
durumumdadır. Yalnızca bir solucan tökezlememe özgürlüğüne sahiptir. Ben,
solucan değilim. Ben, soğan bitkisi değilim. Ben, koyun değilim. Ben; insanım.
Başkaları, killeriyle bir kulübe yapa dursunlar. Ben, benimkiyle bir kale inşa
edeceğim.
Bugün
değerimi yüze katlayacağım.
Güneş nasıl buğday taneciğinin fide vermesi için toprağı ısıtırsa, bu parşömenlerdeki sözler de benim hayatımı öyle ısıtacak ve düşlerimi gerçek kılacaktır. Bugün, dün yaptığım her eylemi aşacağım. Bugünün dağına gücümün yettiği kadar tırmanacağım, yarın ise bugünkünden daha da yükseklere varacağım, öbür gün ise yarından da yükseklere. Başkalarının yaptıklarını geçmek önemli değildir, önemli olan kendi yaptıklarımı aşmamdır.
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Güneş nasıl buğday taneciğinin fide vermesi için toprağı ısıtırsa, bu parşömenlerdeki sözler de benim hayatımı öyle ısıtacak ve düşlerimi gerçek kılacaktır. Bugün, dün yaptığım her eylemi aşacağım. Bugünün dağına gücümün yettiği kadar tırmanacağım, yarın ise bugünkünden daha da yükseklere varacağım, öbür gün ise yarından da yükseklere. Başkalarının yaptıklarını geçmek önemli değildir, önemli olan kendi yaptıklarımı aşmamdır.
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Ilık
rüzgar nasıl buğday tanesinin olgunlaşmasına yön verirse, rüzgarlar da benim
sesimi başkalarına taşıyacak ve sözlerim hedeflerimi açıklayacaktır. Bir kere
ağzımdan çıktılar mı, artık itibarımı kaybetmeden geri dönemem. Kendi
peygamberim gibi olacağım; söylediklerimle alay etse bile, herkes planlarımı,
düşlerimi bilecek ve böylece söylediklerim tamamlanmış eylemlere dönüşünceye
kadar kaçmak için hiçbir mazeretim olmayacak.
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Çok
geri hedefler koymak gibi bir suç işlemeyeceğim.
İşi, başarısızlığa izin vermeden yerine getireceğim.
Elimi her zaman erişebileceğim yerin daha yükseğine uzatacağım.
Pazardaki performansımla hiçbir zaman memnun olmayacağım.
Her zaman hedeflerimi, gerçekleşir gerçekleşmez yükselteceğim.
Her zaman hedeflerimi dünyaya açıklayacağım.
Ancak, başarılarımı hiçbir zaman ilan etmeyeceğim. Bırakayım insanlık beni övsün ve ben de bu övgüyü tevazuyla kabul etme bilgeliğine sahip olayım.
İşi, başarısızlığa izin vermeden yerine getireceğim.
Elimi her zaman erişebileceğim yerin daha yükseğine uzatacağım.
Pazardaki performansımla hiçbir zaman memnun olmayacağım.
Her zaman hedeflerimi, gerçekleşir gerçekleşmez yükselteceğim.
Her zaman hedeflerimi dünyaya açıklayacağım.
Ancak, başarılarımı hiçbir zaman ilan etmeyeceğim. Bırakayım insanlık beni övsün ve ben de bu övgüyü tevazuyla kabul etme bilgeliğine sahip olayım.
Bugün
değerimi yüze katlayacağım.
Bir buğday tanesi yüzle çarpıldığında yüz adet başak üretir. Bunu on kez yüzle çarparsanız, yeryüzündeki bütün kentleri doyurursunuz. Bir buğday tanesinden daha üstün değil miyim?
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Bir buğday tanesi yüzle çarpıldığında yüz adet başak üretir. Bunu on kez yüzle çarparsanız, yeryüzündeki bütün kentleri doyurursunuz. Bir buğday tanesinden daha üstün değil miyim?
Bugün değerimi yüze katlayacağım.
Bunu
yapacak, sonra yine değerimi yüze katlayacağım, tekrar tekrar. Büyüklüğüm
karşısında, bu parşömenlerdeki sözlerin bende yarattığı gibi, şaşkınlık ve
hayranlık duyulacak.
(11 Ekim 1997'de yayınlandı)
(11 Ekim 1997'de yayınlandı)
Hıncal
Uluç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder