22 Ekim 2015 Perşembe

geçmiş zaman olur ki....


Açılmamış sandıklar nasıl kokar bilirsiniz. Ama o kokuyu almak için önce açmanız gerekir. İşte o zaman, geçmişin derinliklerinden lavantayla karışık naftalin kokusu, özlemler, beklentiler, karşılıksız sevgiler, yaşanmışlar ve yaşanamamışlar çıkar. Geçmiş bütün varlığıyla karşınızdadır.
Eski olan şeyleri seviyorum. Onlardaki çizgi, o yaşanmışlık. Tıpkı çok güzel şeyler yaşamış insanların acemi insanlara bakışı gibi.
Ama kıymetli bir camı vitrinde tutmak, güzel bir kadehle hiçbir şey içmemiş olmak da ayrı bir çelişki. Bunların hiçbiri hayatımızdan daha değerli değil. Bu onu sevmek değil ki! benim de objeler ve geçmişe bir bağlılığım var. Geleneklerden çok çabuk vazgeçiyoruz galiba. Bir akım geliyor ve her şeyi elden çıkarıveriyoruz. Bu sadece bize özgü değil ama bizim her şeyden vazgeçmek için de çok fazla bir mazeretimiz yok, o kadar fazla  bir şey yaşanmadı, doyum noktalarının sonuna gelinmedi ki!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder