18 Ocak 2014 Cumartesi

babamız özal annemiz madonna 80 kuşağı



Hep başarmak zorunda hissetme hali. Yaşıtlarımı, arkadaşlarımı, kendimi düşündüm bir an. Hepimiz hayatı boyunca aynı sendromu yaşamış çocuklardık aslında. Zorunlu galibiyetler peşinde koşan, rekabet içinde yaşanan, hayatı başarıya endeksli çocuklar. 80 kuşağının alın yazısını anlatan en güzel cümleydi bu. Bizler Özal döneminin getirdiği Liberalizmle, Kapitalizmle, Globalleşmeyle yoğrulmuş, hava yerine “Başarı ve Para” soluyarak büyümüştük. Öyle bir değişim ve gelişim süreci içerisinde hayata atılmıştık ki çalışmaktan, başarılı olmaktan başka çaremiz olmadığına inandık hep.
Sonuçta her insanın içinde birtakım hırslar vardır. Onlar bunları daha açık ifade ediyorlar. Kariyerlerine son derece düşkünler, çok rekabetçiler, hayli sabırsızlar ama o sabırsızlığın karşılığını verecek bir çalışkanlıkları da var. Ben çok para kazanayım, benim çok iyi bir kariyerim olsun ama aynı zamanda ben sinemayı da çok iyi biliyim, kültürlü de olayım, dünyayı da gezeyim, domestik olayım. Çok fazla şeyi aynı anda talep eden halleri, en belirgin özellikleri.
Bir yandan sabırsızlık, bir yandan o sabırsızlığın açığını kapatmaya çalışan çalışkanlık ve üstüne bir de hayatın temposu eklenince, hiçbir şeyin derinene fazla inmediğini görüyoruz 80 kuşağının. Zaman zaman hırsları ve rekabetçilikleriyle o yükselmeye endekslenmiş mantıklarıyla itici olabiliyorlar.
Yeterli eğitim ve bilgi olmadan elde edilen başarı mutlaka ve mutlaka çökmeye yüz tutmuş ya da sürreel bir başarıdır. Ne kadar sürürse sürsün, önemli değil. Biz istiyoruz ki bir an önce bir şeyler olsun, bir an önce bir yerlere gelelim ve bir an önce bir şeyleri tüketelim.
Hedef ne kadar yüksek olursa, siz de ona ulaşmak için o kadar yükseğe tırmanıyorsunuz. Belki o hedefe hiçbir zaman ulaşmış kabul etmiyorsunuz kendinizi ama aşağıya bir baktığınızda hatırı sayılır bir yol kat ettiğinizi görüyorsunuz. Genç yaşta başarı, kendine güveni getiriyor. Kendine güvenmek ve inanmak, yeni ufukların, başarıların önünü açıyor. Erken yaşta başarının getirdiği dezavantaj, başarının yüklediği sorumluluk. Bu, bir işte başarılı olmayı, kimi zaman idealden çok bir mecburiyet haline getirebiliyor çünkü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder