24 Şubat 2017 Cuma

dünyanın çatısı tibet...

Özgürlüğün veya özgürlük duygusunun Tibet'te yeniden yazıldığına size yemin edebiliriz. Drachen'de 5000 metre yükseklikteki Gyantak manastırına zorlu bir yürüyüşün sonunda kutsal sayılan Kailash Dağı'na da geldiniz demektir. Kailash Dağı'nın çevresinde başlayan zorlu tırmanışın kaçınılmaz olduğunu bilmelisiniz. Otellerin yanı sıra Tibet'te manastırlarda da geceleme olasılığı var. Bu manastırlardan biri Zutrukpul manastırı. Bir Tibet gezisi planlıyorsanız böylesine bir planı eylül-nisan ayları için yapmanızı salık veririz.
Masallar, efsaneler: Bir zamanlar Buda, 8000 maymunun kralı olarak Himalaya Dağları eteklerinde bir mango ağacının tepesinde yaşamaktaymış. Bir gün Varanasi Kralı Brahmadatta av peşindeyken Buda'nın yaşadığı ağacın dibine gelmiş. Yanındaki adamları ağacın etrafını çevirmişler. Ağaçtaki meyveleri görünce ağcı sallamaya başlamışlar. Ağaçtaki maymunlar bir anda neye uğradıklarını şaşırmış ve can havliyle bağrışmaya başlamışlar. Maymunlar Kralı Buda, halkını bu durumdan kurtarmak için nehrin öte yakasına sıçrayıp bir bambu sırığı bulmuş. Sırığı beline bağlayıp yeniden ağaca sıçramış. Ancak sırık kısa gelmiş. Halkını kurtarabilmek için Buda kendi bedenini de sırığa eklemiş. Ve bir köprü oluşturmuş. Böylece ağaçtaki bütün maymunlar Buda'nın bedenini köprü gibi kullanarak nehrin öte yakasına geçmişler. Ancak Buda çok yorulmuş ve bedenindeki acılara daha fazla dayanamayarak ölmüş. Maymunlar Kralı'nın kendi halkına karşı gösterdiği özverili davranışı Brahmadatta da görmüş. Maymun Buda'nın cesedini yaktırmış ve kafatasını kutsal kalıntı olarak muhafaza etmiş. Tibet, Çin'in batısında 7000-8000 metre yükseklikteki Himalaya dağlarıyla çevrili. Yedinci yüzyılda çoğu Tibetli göçmen toplulukları topraklarında kalmayı yeğlemiş ve Kral Songten Gampo tarafından birleştirilmiş. Sekizinci yüzyılda ise Tibet ve Çin arasında bir barış anlaşması imzalandı.
Dalai Lama'nın Ülkesi: Tibet'te,  Budizm’in merkezi sayılan Jokhangi'nin renkleri insanı alıp başka dünyalara götürecek cinsten. Zengin iki tüccar ve yardımcıları 1937 senesinde soğuk bir kış gününde evimize gelmişler ve ateşimizde çay yapmak için izin istemişler" diye başlıyor anlatmaya. Evin en küçük oğlu Tenzin Gyatso hiç çekinmeden tüccarın yardımcılarından birinin kucağına oturmuş ve boynundaki kolyesiyle oynamaya başlamış. "O benimdir" demiş iki yaşındaki çocuk. Yabancılar birbirlerine bakmışlar. Kolyenin özelliği, birkaç yıl önce 13.Dalai Lama'ya ait olmasıymış. Eğer benim kim olduğumu söylersen senin olabilir diye cevap vermiş adam. Küçük çocuk, "Sen Sera Manastırı'nın Lama'sısın diye cevap vermiş. Daha önce hiç görmediği halde gruptaki dier iki rahibin isimlerini söylemiş. Aslında rahipler Takster köyüne tesadüfen gelmemişler. Arama ekipleri iki sene önce ölmüş olan Dalai Lama'nın yeniden doğuşunu aramaktaymış. Rahiplerin konuşmaları ve gelecek ile ilgili tahminler Ambo kasabasındaki bu küçük köyde yeniden doğuşun olabileceğini göstermiş. Kuralları yüzyıllardır değişmeyen bir sınava tabi tutulmuş küçük çocuk. Çeşitli nesneler gösterilmiş. Aralarından 12 tanesini hatasız olarak seçmiş. Seçtiklerinin tümü de son Dalai Lama'ya aitmiş. Vücudundaki araştırmalar sonunda hiçbir kuşkuya yer kalmamış çocuğun vücudu istenilen sekiz işareti barındırıyormuş. Büyük kulaklar, sanki bir kaplanın pençesinden çıkmış gibi bacağındaki çizgiler ve vücudundaki bazı benler. Annesinin Tenzin'in gözlerinin açık doğduğu günün gecesindeki iki mavi ejderhayı rüyasında görmesi de onun yeni Dalai Lama olduğunun diğer kanıtları olmuş. Böylece 14.Dalai Lama bulunmuş. "O gün ailemin tüm yaşantısını değiştirdi" diye anlatıyor Perma. Bir anda Tibet'in en gözde ailesi olmuşlar, köylerinde iki sene daha yaşadıktan sonra Tenzin onları büyük bir törenle başkent Lhasa'ya götürmüş. Binlerce inanan sokakları doldurmuş. O andan itibaren çocuk Potala'da Lhasa'nı simgesi olarak kenti taçlandırmış.
Tibetli Kadının İsyanı: 1950, -Tibet halkı için tamamen sürpriz olan- Çin saldırısının başladığı yıldı. 40 bin kılız Çinli asker Tibet'in kuzeyine girdi ve kötü donanmış Tibet ordusunu yenip, ülkeyi ele geçirdi. O gün, aynı zamanda Çin işgalinin zamanı durdurduğu ve işkencenin, açlığın, terörün ve politik baskının başladığı andı. İşgalciler sistemli olarak Tibet'in din ve kültürünü sömürmeye başladılar. Maddi imkânları iyi olan çoğu Tibetli aile çocuklarını güvenliğe yolluyordu. Hindistan'a. Mart 1959'da 24 yaşına gelen Dalai Lama tüm ülkeyi etkileyecek zor bir karar aldı. Lhasa’da bir halk devrimi gerçekleştirdi. Çinliler müdahale ettiler. Tenzin, Gyato'dan danışmanlarından gelen baskıya boyun eğdi. Köylü gibi giyinip büyük bir kum fırtınasından yararlanarak birkaç yandaşıyla birlikte kaçmayı başardı. Çinliler bu kaçışı iki gün sonra fark ettiler ve ceza olarak 20 bin Tibetliyi linç ettiler. Aile, Drahamsal'da -Hidistan'ın kuzeyinde- bugünkü Tibetli sürgün hükümetin ve yurtdışındaki en büyük Tibet topluluğunun bulunduğu bir yerde bir araya geldi. Tibetli kadınlar istikrarlı Çin halk politikasının, vahşi kırlaştırmalarının ve kürtajların mağdurları. Bölgeye göre Tibetliler özel izinle bir ya da iki çocuk sahibi olabiliyorlar. Gaye belli; Tibetli azınlığı sayılarla kuvvetli bir şekilde daha da azaltmak. Bu arada Çinliler Tibet'e göç ettiriliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder