14 Nisan 2025 Pazartesi

kendi devrimini gerçekleştir

 Kendi devrimini gerçekleştirmek, yalnızca bir başkaldırı değil; bir uyanıştır. İnsan, çoğu zaman başkalarının çizdiği sınırlar içinde yürürken, kendi içindeki sonsuzluğu unutur. Oysa gerçek devrim, dış dünyaya değil, iç dünyaya yöneliktir. Sessizce başlar; bir düşüncenin kıpırtısıyla, bir sorgunun yankısıyla. Ve ne zaman ki insan, kendine dair ezberleri bozar, işte o zaman devrim ilk adımını atar. Çünkü en büyük zincir, görünmeyen zincirdir—alışkanlıkların, korkuların ve başkalarının beklentilerinin ördüğü sessiz bir hapishane.

Bu devrim, bir gecede olmaz. Zaman ister, sabır ister, cesaret ister. İnsan, önce kendi karanlığıyla yüzleşmelidir. Bastırdığı arzularla, ertelediği hayallerle, susturduğu seslerle. Her biri, devrimin bir parçasıdır; her biri, yeniden doğuşun taşlarıdır. Ve bu doğuş, sancılıdır. Çünkü eski benlik, kolay kolay teslim olmaz. Direnir, aldatır, kandırır. Ama ne zaman ki insan, o direnişi sevgiyle karşılar, ne zaman ki kendine karşı şefkatle yaklaşır, devrim derinleşir. Artık dönüşüm kaçınılmazdır.

Kendi devrimini gerçekleştiren insan, artık başkalarının aynasında kendini aramaz. Kendi aynasını yaratır; kendi ışığını, kendi gölgesini tanır. Bu tanıma, bir özgürleşmedir. Artık ne alkışa ihtiyaç vardır ne onaya. Çünkü hakikat, dışarıda değil, içeridedir. Ve o hakikat, ne zaman ki kabul edilir, insan kendi sesini bulur. Bu ses, gür değildir belki; ama sahicidir. Ve sahicilik, devrimin en asil hâlidir.

Sonunda insan şunu anlar: kendi devrimini gerçekleştirmek, dünyayı değiştirmekten daha büyük bir eylemdir. Çünkü dünya, insanın iç yansımasıdır. Ve ne zaman ki içte bir devrim olur, dışta da bir titreşim başlar. Bu titreşim, bir yaşam biçimine dönüşür. Artık insan, kendi yolunun yolcusudur. Ne iz sürer ne iz bırakır—sadece var olur. Ve bu varoluş, devrimin en sessiz, en derin, en kalıcı hâlidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder