8 Ekim 2013 Salı

doğum günümde bile iyi ki doğdun demedin!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Bu cümle, sessizliğin en ağır biçimlerinden birini taşır. “Doğum günümde bile iyi ki doğdun demedin” demek, yalnızca bir serzeniş değil; varlığın görünmez kılındığı bir anın içsel yankısıdır. Çünkü doğum günü, insanın dünyaya gelişinin kutlandığı değil, kabul edildiği bir gündür. Ve o gün, en basit cümleyle bile varlığın onaylanması beklenir. Bu onay gelmediğinde, eksiklik yalnızca kelimede değil; ilişkide, bağda, duyguda hissedilir.

Suskunluk bazen kelimeden daha çok konuşur. O gün söylenmeyen “iyi ki doğdun”, belki de yıllarca birikmiş bir sessizliğin son damlasıdır. İnsan, en çok beklediği yerden eksilir. Ve bu eksilme, bir kırgınlık değil; bir içsel çözülmedir. Çünkü doğum günü, yalnızca bir tarih değil; bir hatırlanma biçimidir. Hatırlanmadığında, insan kendini unutulmuş değil, silinmiş hisseder.

Ama belki de bu sessizlik, bir farkındalık doğurur. “İyi ki doğdun” demeyen birine karşı, “iyi ki varsın” demeyi artık kendine saklamayı öğrenirsin. Çünkü bazen en büyük armağan, başkasından değil, kendinden gelir. Varlığını kutlamayanlara rağmen, kendi varlığını kutsamak bir direniştir. Ve bu direniş, sessiz ama derin bir yeniden doğuştur.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder