Şu an
bir tekerlekli sandalyede yaşayan ve dış dünya ile iletişimini sadece özel bir
bilgisayar ile yapabilen ve çağımızın en büyük yaşayan fizikçilerinden biri
olarak kabul edilen stephen hawking'in hayatı bir ibret hikayesi. lütfen
okuyun....
1942 yılında Oxford kentinde doğan Stephen Hawking University College'da
Trinity College'da öğrenim gördü. Daha sonra Caius College'da öğretim görevlisi
oldu.1960'larım başında tedavisi olmayan amyotrofik lateral skleroz hastalığına
yakalandı.
Buna rağmen çalışmalarına devam etti.Görelilik kuramı ile kuvantum mekaniğinden
yararlanarak kara deliklerin özelliklerini kuramsal olarak ortaya koydu.
Çalışmaları klasik termodinamiğin ile kuvantum mekaniğin yasaları arasındaki
ilişkiyi ortaya koyduğu için önemlidir. Fiziğe katkılarından dolayı birçok ödül
kazanan Hawking 1979 yılında Isaac Newton için kurulan Lucas Kürsüsüne
getirilmiştir.
Stephen Hawking... Einstein’den bu yana dünyaya gelen en parlak teorik fizikçi
olarak kabul edilen matematik profesörü.
21 yaşındayken Charcot (ALS) hastalığı tanısı kondu. Motor nöronların zamanla
yüzde seksenini öldürerek sinir sistemini felç eden; ancak beynin zihinsel
faaliyetlerine dokunmayan bu hastalık, Hawking’i tekerlekli sandalyede yaşamaya
mahkum etti.
Ünlü bilim adamı, 1985 yılından bu yana sesini de yitirmiş olduğu için,
koltuğuna yerleştirilmiş, yazıları sese dönüştürebilen bilgisayarı sayesinde
insanlarla iletişim kurabiliyor. Kuantum fiziği ve kara deliklerle ilgili
iddialarıyla, bugün yaşayan bilim adamları arasında dünyada en çok tanınan
isim, Hawking. Kitapları, 40 dile çevrildi; evrenle ilgili çılgın teorik
bilgilerini popüler hale getirmek için gereken maddi bağımsızlığı sağlayacak ve
Cambridge Üniversitesi’ndeki uygulamalı matematik ve teorik fizik laboratuvarını
geliştirecek kadar da sattı.
Hastalığıyla gizemli bir kişilik oluşturan Hawking, kıyamet habercisi gibi. Son
kitabı “Ceviz Kabuğundaki Evren”de, dünyanın büyük bir felakatle karşı karşıya
kalabileceğini belirterek uzayda insan kolonileri kurulmasını gündeme getirmiş,
bu önerisiyle de ilahiyat profesörü Y. Nuri Öztürk tarafından “Dabbetü’l–Arz”
yani kıyameti haber veren yaratık olarak nitelendirilmişti. Bir fenomen haline
gelen ve milyonlarca satan “Zamanın Kısa Tarihi” kitabı, Hawking’e asıl şöhreti
getirmişti. İlk kitabının yayımlanmasından bu yana gerçekleşen önemli
buluşların ardındaki sırrı açığa çıkaran “Ceviz Kabuğundaki Evren”, “Zamanın
Kısa Tarihi”nin bir devamı sayılabilir.
Yeni kitabıyla yazar, bizleri çoğu kez gerçeklerin kurmacadan daha şaşırtıcı
olduğu teorik fiziğin en üst noktalarına çıkarıyor ve evrenin temel ilkelerine
dair anlaşılır yorumlarda bulunuyor.
Görelilik kuramından zaman yolculuğuna, süper kütle çekiminden süpersimetriye,
kuantum teorisinden M-Kuramı’na ve bütünsel beyin algılanımına kadar evrenin
bilinen en kışkırtıcı sırlarına kapı aralayan kitap, Einstein’in “Genel
Görelelik Kuramı” ile Richard Feynman’ın çoklu geçmiş düşüncesini birleştirerek
evrende olup bitenleri tanımlayabilecek eksiksiz ve tek bir teori geliştirmeye
çalışıyor.
Okur, kitabı bir bilimsel eser olarak algılayabileceği gibi, rahatlıkla bir
bilim–kurgu romanı gibi de değerlendirebilir. Hawking’in “karmaşık önermeleri
günlük yaşamdan çekip aldığı analojilerle resmetme becerisi” buna imkan tanıyor
çünkü.
STEPHEN HAWKING DEN BAZI SÖZLER
1.“İnsanoğlu, evren tarihinin sadece küçük bir dönemi boyunca varlığını
sürdürüyor. Karşılaşacağımız yabancı bir yaşam formu, bize göre çok daha ilkel
veya çok daha gelişmiş olabilir.”
2.“Embriyoların insan vücudu dışında büyütülmesiyle daha büyük beyinler ve daha
gelişmiş bir zeka sağlayacaktır.”
3.“Sıradan bir solucanın beyni, günümüzde bilgi-işlem gücü açısından
bilgisayarlarımızı geride bırakıyor.”
4.“Evrenin genişleme hızı o kadar kritik bir noktadadır ki, Big Bang'ten
sonraki birinci saniyede bu oran eğer yüz bin milyon kere milyonda bir daha
küçük olsaydı evren şimdiki durumuna gelmeden içine çökerdi.”
5."Görelilik kuramı mutlak zamanı çöpe attı. Bir çift ikizi düşünelim.
Diyelim ki ikizlerden biri dağın tepesinde yaşasın, ötekisi deniz yüzeyinde.
İlk ikiz (yani dağın tepesinde yaşayan) ikincisinden daha çabuk yaşlanacaktır.
Yani yeniden karşılaştıklarında öbüründen daha yaşlı olacaktır." (Stephen
Hawking, Zamanın Kısa Tarihi, s.54)
6."Gen mühendisliginin iyi bir iş olduğunu söylemiyorum. Ancak gelecekte,
beğenelim beğenmeyelim, (gelecek yüzyıl ya da bin yılda değilse bile)
önümüzdeki milyonlarca yıl içinde muhtemelen genetik olarak geliştirilmiş
insanlar olacaktır"
7."Gelecek yüzyılda kendimizi yok etmezsek, gezegenlere ve yakın
yıldızlara gidebileceğiz"
8."İnsandan daha gelişkin çok üstün canlı türleri varsa niye diğer
gökadalara yayılmadılar... Veya bizi ziyaret etmeyip de bizi kendi halimize
bırakıp başımıza açtığımız dertlere yanmamızı seyredilenler olabilir mi ?..
Daha düşük düzey bir yasam sekline bu denli hürmetkar olabileceklerinden şüphe
ederim."
9."Böyle giderse 2600 yılında dünyada tüm insanlar omuz omuza sıkışık
duracaklar"
10."Günümüzdeki insanlara benzeyen tiplerin yer aldığı Uzay Yolu gibi
bilim kurgu filmlere inanmıyorum. İnsanların üzerinde genetik mühendisliğin
yasaklanması isteniyor. Ama ben bunun yasaklanabileceğine ihtimal vermiyorum.
Ekonomik nedenlerle, hayvanlar ve bitkilerin genleriyle oynanmasına izin
verilecek. Ve bir gün biri, insanların genleriyle de oynayacak. Eğer totaliter
bir dünyada yaşamıyorsak, bir yerlerde birileri, insanları yeniden yaratarak
geliştirmeyi denemesi kaçınılmazdır..."
Stephen Hawkingin Bazı kitapları
• The Large Scale Structure of Spacetime, 1973
• General Relativity: An Einstein Centenary Survey, 1979
• Superspace and Supergravity, 1981
• A brief history of time (zamanın kısa tarihi: dünya çapında en çok yankı
uyandıran ve en çok tanınan kitabı)
• Black Holes and Baby Universes and Other Essays
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder