6 Mart 2013 Çarşamba

gece en çok kadına yaraşır...



Kadın ve gece… Gecenin karanlığı kadının ışığıyla buluşuyor. Karanlık bu ışıltıdan memnun, kadın karanlığın soğuk ve sessiz yüzünden ürkek… Gecenin getirdikleri kadını sarmalıyor… Ve gece en çok kadına yaraşıyor, kadın geceye. 
Bu şehirde yağmur altında dolaşılır. Limandaki manavlara bakıp şarkılar mırıldanılır geceleri. Binlerce insan gelir gider sokaklarında. 

Gece, zamanın en mahrem saatidir; gündüzün gürültüsünden arınmış, varlığın çıplak hâline bürünmüş bir suskunluk. Bu suskunluk, en çok kadına yaraşır; çünkü kadın, doğası gereği derinliktir, içe dönüştür, sezgidir. Gündüz, kadını tanımlamaya çalışır; onu rollerle, görevlerle, kalıplarla kuşatır. Oysa gece, kadını olduğu gibi bırakır—süslenmemiş, açıklanmamış, anlaşılmamış hâliyle. Kadın, gecede kendini saklamaz; gecede kendini açar.

Gece, kadının iç sesini duyurur. Gündüzün telaşında bastırılan düşünceler, gecenin sessizliğinde yankı bulur. Kadın, gecede yalnız değildir; geçmişiyle, arzularıyla, korkularıyla baş başadır. Bu baş başalık, bir yalnızlık değil; bir içsel sohbet, bir ruhsal çözülmedir. Gece, kadının iç dünyasını dışa çağırır; ve bu çağrı, kelimelerle değil, duygularla yanıt bulur. Kadın, gecede konuşmaz; gecede hisseder.

Kadının gecedeki varlığı, bir görünürlük değil; bir derinliktir. Işıkların çekildiği, seslerin sustuğu o saatlerde kadın, kendiyle temas kurar. Bu temas, bir yüzleşme değil; bir kabulleniştir. Gecede kadın, ne olmak zorundadır ne görünmek. O, sadece vardır. Ve bu varlık, zamanın en estetik hâlidir. Çünkü gece, kadının içsel zarafetini taşır; onun kırılganlığını değil, onun kudretini yansıtır.

Ve nihayet, “gece en çok kadına yaraşır” demek, kadının zamansızlığını tanımaktır. Kadın, gündüzün değil; gecenin ritmiyle düşünür, hisseder, var olur. Gecede kadın, bir figür değil; bir özdür. Onun gecedeki varlığı, bir şiir gibi okunur; anlamı açık değil, sezgisel olan bir şiir. Çünkü kadın, gecede yalnızca kendini bulmaz; kendini yeniden kurar. Ve bu yeniden kurma, sessizliğin en derin yerinde gerçekleşir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder