20 Şubat 2015 Cuma

Türk Lokumu



Osmanlı Tarihinin derinliklerinden gelen lezzet!
Arapçada “rahat-ul hulküm” (boğaz rahatlatan) olarak geçmekte olan ve bu tamlamadan türetilen lokum, kaynaklara göre 15.yüzyıldan beri Anadolu’da yapılmaktadır. Lokum, Avrupa’da 19. Yüzyılda bir İngiliz gezginin Avrupa’ya Türk Lokumunu götürmesi ile yayılmaya başladı.
Lokum, yaklaşık 15. Yüzyıldan beri Anadolu’da bilinmekle birlikte, özellikle 17. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yaygınlaştı. Avrupa’da ise bir İngiliz gezgin aracılığıyla “Turkish Delight” adıyla 18. Yüzyılda tanınmaya başlandı. Daha önceleri bal ya da pekmez ve un bileşimi ile yapılan lokumun 17. Yüzyılda “Kelle şekeri” olarak bilinen rafine şeker ile özellikle nişastanın bulunup ülkeye getirilmesi sayesinde hem yapımı, hem de lezzeti değişti.
Osmanlı dönemlerinde önce Balkanlara oradan da Avrupa’nın diğer bölümlerine ulaşan lokum, Winston Churchill, Napolyon, P.Picasso gibi bazı dünya ünlülerinin de sevdiği yiyecekler arasındaydı.
Türk Lokumunun Tazeliği Nasıl Anlaşılır?
Lokumun görünüşü, lokumun tipine özgü ve verildiği şekli korumuş olmalı, lokumun dokusu, elastik yapıda olmalı, parmakla bastırıldıktan sonra eski şeklini alabilmeli, ağızda yumuşak ve kaygan olarak hissedilmelidir.
Türk Lokumunun Faydaları
Türk Lokumu vücudu zinde tutar. Pablo Picasso Türk Lokumunu konsantrasyonu toplamada faydalı olduğu için çok severdi. Lokum doğal ve sağlıklı bir besin kaynağı olup, pek çok yararının olduğu bilinmektedir. Proteinli besinler, kullanıldıktan sonra vücutta yakılır ve bunun sonucu üre, ürik asit ve kreatinin gibi atık maddeleri açığa çıkar. Bu maddeler böbrek hastalarında idrarla vücuttan atılamaz ve kanda yükselir. Lokum karbonhidrat kaynağı olduğundan, böbrek hastalarınca devamlı tüketilmesi önerilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder