“Şans
fırsatlara hazır olmaktır” der eski bir atasözü.
Ruhunuzdan başlayın:
Sizi mutlu
edecek isteklerinizin listesini yapın. Listeyi yaparken isteklerinizi daha net
görebileceksiniz.
Başkalarının
fikirleriyle yaşamaktan vazgeçmeye ne derseniz?
Yaşamak
istediğiniz hayatı hayal edin. Böyle bir hayat yaşıyor olduğunuzu varsayıp,
öyle davranın, bir süre sonra bunun hayal olmadığını göreceksiniz.
Karşılaşabileceğiniz
güçlükleri yenmek için “her zorluğun üstesinden gelebilirim” sözünü
tekrarlamayı adet edinin.
Sakinleşmek
için çeşitli yöntemleri deneyin; gün içinde size huzur veren şeyleri düşünün.
Hayalinizde doğa manzaraları canlandırın. Bir başka yöntem ise; kendinize,
yüksek sesle “sakin ol” sözcüğünü tekrarlamak.
İnsan
düşündüğü gibi davranır. Güçlü olacağımızı düşünürsek güçlü, sağlıklı olmayı
düşünürsek sağlıklı oluruz. Başarma azim ve inancında olursak, beynimizde
kuvvet ve enerji veren bir takım fikirler oluşur.
Meditasyon
ve dua ile ruhsal enerjinizi açığa çıkarabilirsiniz. Ayrıca meditasyon ve dua
insanın kendine güvenini arttırır.
Enerji
vampirleri çevrede bizim enerjimizi kapmak, moral bozmak için dolanıp dururlar.
Onlara izin vermeyin, olumsuz iletişim kuranlardan uzak durun.
Size
iyimserlik aşılayan kitaplarını okuyun. Yine Küçük Prens, Harry Potter gibi
çocuk kitaplarını okuyarak hem hayal dünyanızı hem de pozitif düşüncenizi
geliştirebilirsiniz.
Her hafta
gerçekleştirmeyi düşündüğünüz işlerin bir listesini çıkarın ve hafta biterken
hedeflerinize varmışsanız ya da yaklaşmışsanız kendinizi ödüllendirin.
Sizi üzen,
hatta intikam, nefret gibi olumsuz duygularla dolu olduğunuz biri ya da
birileri varsa bu yıl kendi kendinize onları affettiğinizi söyleyin. Bu sizi
ciddi bir ruhsal ve zihinsel yükten kurtaracaktır.
Arada bir
“Zavallı ben günü” yaparak, kendinize yaralanmış ve incinmiş bir çocuk gibi
davranın, içgüdülerinizi, biriktirdiklerinizi akıtıp, içinizdeki fay hattını
boşaltın.
Hayır deme
çalışmaları yapın. Hayır denmesi gereken insanlar hayır deyin gitsin, onlara
hiçbir neden göstermeden hem de.
Haftanın
bir günü her şeye olumlu bakın, kısacası yüzde yüz olumlu olun.
Ünlü yönetmen
Emir Kustirica’nın ‘Dolly Bell’i Anımsıyor musun?” adlı filminde genç Doli’nin
yaptığı gibi her sabah güneşe hoş geldin selamı çekin ve aynanın karşısında
kendinizle konuşun ve şöyle demeyi deneyin “her geçen her gün her bakımdan
biraz daha iyi hissediyorum”.
Eleştirildiğiniz
zaman gülümsemeyi deneyin. Bu mucizevi sonuçlar yaratacaktır.
Sağlam Vücut Sağlam Kafa:
Beden
ruhun öbür eşidir, biri kötüyse diğeri de kötüdür. O halde ilk iş olarak dik
durmaya başlayın.
Bir
haftalığına beslenme günlüğü tutun.
Bu günlük
sayesinde ne kadar meyve sebze tükettiğinizi anlayabilirsiniz.
Doğal
ürünlere yönelirseniz vücudunuzun su tutmasını da önlemiş olursunuz. Çünkü
vücudumuz barındırdığı tuzun yüzde 80’ini işlenmiş ürünlerden ve ekmekten alır.
Her sabah
yüzümüzü yıkıyoruz öyle değil mi? Peki neden iç organlarımızı yıkamıyoruz.
Uyanır uyanmaz içine yarım limon sıkılmış bir bardak ılık su için. Bu
karaciğeri temizleme özelliği ile sizi güne hazırlar.
Spor
yapmasanız bile en azından haftada üç gün 45’er dakika yürüyün.
Anti-aging
programına bir an önce başlayın. Anti-aging, bir beslenme, egzersiz ve felsefe
bütünlüğüdür, daha genç ve sağlıklı yaşamak sadece sizin elinizde.
İş Hayatında Başarmak:
Yeni bir
iş görüşmesinde olabildiğince dürüst olun. Her şeyi açık, net ve güvenle
yaparsanız, kazanan siz olursunuz.
Yeteneklerinizi
hafife almayın. Karşılaştığınız sorunları çözerken hayat tecrübelerinizden de
yararlanmayı düşünün.
Hata
yaptığınızda söyleyin. Riski göze almasanız ilerleyemezsiniz.
İş
hayatında ve bütçede hesabınızı bilin. Gelir gider hesabı yapmak, bunu
ayrıntılarıyla listelemek gereksiz giderleri azaltıp paranın bereketini de
arttırır.
İşinizi
sevmiyorsunuz ama o işte çalışmak zorundaysanız, hafta sonları, tatilleri
düşünüp işinize konsantre olun. “Yakında nasılsa tatile çıkacağım ama önce bu
işi iyi bir şekilde bitirmeliyim” deyin.
Ekonomik
kiriz olsa da işinizde hiç mutlu değilseniz işi bırakın.
İşi
bıraktıysanız bir süre hiçbir şey düşünmeyin, ancak yeterince zihninizin
boşaldığını hissettikten sonra, istediğiniz gibi bir iş bulacağınıza inanarak iş
arayın.
İş
hayatında başarının sırlarından biri eğilimleri ve yenilikleri takip etmektir.
Böylelikle başkalarının önüne geçersiniz.
Yeni bir
iş başvurusunda bulunacaksanız randevu saatinizi 09:00 ila 11:00 arasında
almaya özen gösterin. Araştırmalar bu saatte alınan randevuların çok daha
olumlu sonuçlar verdiğini ortaya çıkarmış.
Hayati Kararlar:
Hayatta
alacağınız en önemli karar anne olmaya karar vermektir. Çünkü artık siz başka
bir hayattan da sorumlu olacaksınız. Bir bebek dünyaya getirmeye karar
verdiyseniz bunun size büyük bir mutluluk getireceğini ama sorumluluk da
taşıyacağınızı da bilin.
Terapiste
de gitmek dahil elinizden gelen her şeyi yaptığınıza yine de evliliğinizin
kurtulamayacağına inanıyorsanız, boşanın. Kötü bir şeyi bitirmek sürüklemekten
iyidir.
Evlenecekseniz
sadece gönül gözüyle değil mantık gözüyle de bakın.
Hayatınızı
tümden değiştirmenin bir yolu da kariyerinizi bir tarafa bırakarak, bambaşka
bir kariyerin peşinde koşma kararı. Belli riskler alacaksınız ama unutmayın ki
sevdiğiniz bir alanda başarılı olma şansınız çok daha yüksek. Nitekim uzun
yıllar sonra mesleğini değiştirip, tasarımcı olanlar, restoran açanlar, hatta
televizyonculuk yapanlar bile var.
Küçük Mutluluklar İçin:
Bir
walkman/mp3 çalar/diskman alın ve işe giderken müzik dinleyin.
Günlük
tutun
Gardırobunuzu
yenileyin. Kendinize yepyeni bir stil yaratmak için gerekirse bir uzmana
başvurun.
Bir yemek
kursuna katılın. Değişik yemeklerle çevrenize sürprizler yapın.
Dans
öğrenin. “Tango, Flamenko, vals, salsa ya da başka bir dansı öğrenerek kendi
bedeninizin sınırlarını keşfedebilirsini.
Bitkilerle
tedavi hakkında bilgi edinin. Bitkiler dünyasıyla ilgili şifalı reçeteler
öğrenmek sağlığınızı da olumlu yönde etkileyecektir.
Vücudunuzda
istediğiniz bir yere size şans getireceğine inandığınız bir dövme yaptırın.
Değişik
yolculuklar planlayın. Bilinen yerleri değil bilinmeyen yerleri keşfetmenin
büyük ölçüde size ait olacağı yeni yerlere yolculuğa çıkın.
Bir
fotoğraf makineyi ya da video kamera alarak yaratıcılığınızı harekete geçirecek
fotoğraflar ya da kısa filmler çekebilirsiniz.
Küçücük
bir balkonunuzu da kocaman bir bahçeniz de olsa, bitkilerin, çiçeklerin
dilinden anlamak çok önemli. Yeni fideler dikin ve onların büyümesini keyifle
izleyin.
Bir doğa
gezisi yürüyüşüne katılın ve doğada kamp yapmanın keyfine varın.
Belki bir
klavye, belki bir flüt ya da gitar; çalmayı öğrenmekten mutlu olacağınız bir
enstrüman mutlaka vardır.
Bir dil
bir insan derler yeni bir yabancı dil öğrenerek farklı bir dünyanın, farklı bir
kültürün içinde olmaya ne dersiniz.
Her sabah
duş alın.
Tam
teşekküllü bir güzellik merkezine gidin yüzünüzden bacaklarınıza kadar
kendinizi tamamen uzmanların eline bırakarak güzelleşin.
Sıra dışı
iç çamaşırlar sizi de partnerinizi de memnun edecektir.
Ayda bir
gün yaşadığınız şehri tanıyın, değişik sokaklarda yol alın.
Briç,
satranç, bilardo ya da bowling öğrenin, yeni insanlarla tanışır, adrenalinli
bir hafta sonu yaşarsınız.
Şehrin
çeşitli yerlerinde değişik pazarlar kuruluyor; buralara gitmeyi hiç denemiş
miydiniz?
Arkadaş
çevrenize büyük bir parti düzenleyin. Evde mumlar, süsler her şey olsun, sonra
da bunu adet haline getirin.
Herhangi
bir sivil toplum kuruluşuyla ya da ilgilendiğiniz alanda bir dernekle çalışın,
hem daha sosyal olursunuz hem de kendinizi daha yararlı hissedersiniz.
Sessizliği
dinlemeyi öğrenin. Böylece kuş cıvıltısı, rüzgar fısıltısı ve yağmur sesi gibi
doğadaki seslerle varoluşunuzun mucizesiyle mutlu olmayı öğrenin.
İlgilendiğiniz
konularla ilgili yayınlara abone olun.
Ayda bir
kitap bitirin.
Mısır
Çarşısı vb yerlere giderek bugüne kadar adını bile bilmediğiniz aromatik
parfümleri, yağları deneyip, bunlardan özel karışımlar yapabilirsiniz.
İlgilendiğiniz
bir konuda, resim, yemek, müzik, sinema, güzellik, diyet arşiv toplamaya
girişin, belki ileride bir kitabınız olur.
Eğer
banyonuz uygunsa banyonuza dev bir akvaryum yaptırmaya ne dersiniz, balıkları
seyrederek yıkanmanın keyfi inanın daha fazla.
İster
bahçenize ister salonunuza bir hamak alın, sallanmanın keyfini çıkarın.
Kendinizi
sevin, kendinizi sevin, kendinizi sevin, Sevin!...
Işın Akı:
Amerikalı
bilim adamı William James “Benim kuşağımın en büyük keşiflerinden beri, insanın
düşüncelerini değiştirerek yaşamı da değiştirebileceği gerçeğini bulmasıdır”
diyor. Düşündüğünüz sürece varsınız. Yaşadığımız dünya, sadece dış koşullarla
belirlenemez, aynı zamanda bizim düşüncelerimiz de onu belirler. Amerikalı
bilim adamı Emerson “Bir insan gün boyunca düşündüğü gibidir” der. Olumsuz
koşulları yeni yılla birlikte olumlu koşullara dönüştürmek için önce zihninizi
düzeltip, olumlu düşünmeye başlayın. Japon bilim adamı Emoto HAdo’nun yaptığı
deneye inanamayacaksınız. Hado, aynı büyüklükte 2 cam tübe aynı miktarda saf su
koydu. Bir gün boyunca 1. Tüpe Bach ve Beethoven müziği eşliğinde güzel sözler
ve övgüler yağdırdı. 2. Tübe olumsuz kelimelerle heavy metal dinletti,
aşağılaşıcı sözler söyledi. Korkaksın, beceriksizsin, yeteneksizsin vb. her iki
kaptaki suyu gece boyunca dolapta dondurdu. Sabah kristalleri inceledi. 1. Tüp
mükemmel elmas-pırlanta renginde çok güzel kristallerden oluşmuştu. 2. Tüp ise
gri, karışık şekli ve bakınca rahatsız eden bir durumdaydı. Vücudumuzun yüzde
70’i su olduğuna göre siz de bu yıl, tıpkı deneydeki gibi kendinize güzel
mesajlar verin, tekrarlayın ve gerçekleştirin.
Merve İldeniz:
İnsan
istediği gibi yaşamalı. Korkmamalı. Bir şeyleri değiştirmek isteyen insan
hiçbir bahanenin altına sığınmamalı. Bir şehirden gitmek istiyor ve kocamın
işi, çocuğun okulu gibi bahaneler uyduruyorsanız bir şeyi gerçekten
istemiyorsunuzdur. Zaten karar verdiğinizde ve değişmeye adım attığınızda her
şey arkasından geliyor.
Fidan Terzioğlu:
Cesaret
benim için, ulaşmak isteğim şeyi, kaybedebileceğim şeyden daha çok istediğim
zaman kendiliğinden ortaya çıkan bir şey. Bunun herkes için de geçerli olduğunu
düşünüyorum. Cesaretim yok diyorsa bir insan, sadece kafası karışıktır. Bazı
durumlar vardır ki, o adımı atmak ne olursa olsun her şeyi göze almamıza yol
açacak kadar önemlidir. En basiti, bebeği çatıdan aşağı düşmek üzere olan bir
kadın düşünün. Bu kadın kendisinin aşağı düşme ihtimaline aldırmadan atlayıp
çocuğu kurtarır. Benim için de, başkalarına büyük cesaret gibi görünen adımlar,
mutlaka yapmam gereken şeyler oldu. Hayatta her an fırsatların geldiğine
inanıyorum. Ama önemli olan, insan gerçekten hayatında bir değişiklik olsun
istiyor mu, istemiyor mu sorusu. Genellikle yaptığımız şey, harika şeylerin
kendiliğinden gelip kafamıza düşmesini beklemek. Üstelik bir şekilde kafamıza
düşseler bile, o fırsatları fırsat olarak görmeme gibi yeteneklere de sahibiz.
Değişimi yürekten istemek aslında yeterli diye düşünüyorum. O zaman değişiklik
kendiliğinden geliyor, biz de onu kabul ediyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder