3 Aralık 2015 Perşembe

yeni bir hayat için 100 öneri


“Şans fırsatlara hazır olmaktır” der eski bir atasözü.
Ruhunuzdan başlayın:
Sizi mutlu edecek isteklerinizin listesini yapın. Listeyi yaparken isteklerinizi daha net görebileceksiniz.
Başkalarının fikirleriyle yaşamaktan vazgeçmeye ne derseniz?
Yaşamak istediğiniz hayatı hayal edin. Böyle bir hayat yaşıyor olduğunuzu varsayıp, öyle davranın, bir süre sonra bunun hayal olmadığını göreceksiniz.
Karşılaşabileceğiniz güçlükleri yenmek için “her zorluğun üstesinden gelebilirim” sözünü tekrarlamayı adet edinin.
Sakinleşmek için çeşitli yöntemleri deneyin; gün içinde size huzur veren şeyleri düşünün. Hayalinizde doğa manzaraları canlandırın. Bir başka yöntem ise; kendinize, yüksek sesle “sakin ol” sözcüğünü tekrarlamak.
İnsan düşündüğü gibi davranır. Güçlü olacağımızı düşünürsek güçlü, sağlıklı olmayı düşünürsek sağlıklı oluruz. Başarma azim ve inancında olursak, beynimizde kuvvet ve enerji veren bir takım fikirler oluşur.
Meditasyon ve dua ile ruhsal enerjinizi açığa çıkarabilirsiniz. Ayrıca meditasyon ve dua insanın kendine güvenini arttırır.
Enerji vampirleri çevrede bizim enerjimizi kapmak, moral bozmak için dolanıp dururlar. Onlara izin vermeyin, olumsuz iletişim kuranlardan uzak durun.
Size iyimserlik aşılayan kitaplarını okuyun. Yine Küçük Prens, Harry Potter gibi çocuk kitaplarını okuyarak hem hayal dünyanızı hem de pozitif düşüncenizi geliştirebilirsiniz.
Her hafta gerçekleştirmeyi düşündüğünüz işlerin bir listesini çıkarın ve hafta biterken hedeflerinize varmışsanız ya da yaklaşmışsanız kendinizi ödüllendirin.
Sizi üzen, hatta intikam, nefret gibi olumsuz duygularla dolu olduğunuz biri ya da birileri varsa bu yıl kendi kendinize onları affettiğinizi söyleyin. Bu sizi ciddi bir ruhsal ve zihinsel yükten kurtaracaktır.
Arada bir “Zavallı ben günü” yaparak, kendinize yaralanmış ve incinmiş bir çocuk gibi davranın, içgüdülerinizi, biriktirdiklerinizi akıtıp, içinizdeki fay hattını boşaltın.
Hayır deme çalışmaları yapın. Hayır denmesi gereken insanlar hayır deyin gitsin, onlara hiçbir neden göstermeden hem de.
Haftanın bir günü her şeye olumlu bakın, kısacası yüzde yüz olumlu olun.
Ünlü yönetmen Emir Kustirica’nın ‘Dolly Bell’i Anımsıyor musun?” adlı filminde genç Doli’nin yaptığı gibi her sabah güneşe hoş geldin selamı çekin ve aynanın karşısında kendinizle konuşun ve şöyle demeyi deneyin “her geçen her gün her bakımdan biraz daha iyi hissediyorum”.
Eleştirildiğiniz zaman gülümsemeyi deneyin. Bu mucizevi sonuçlar yaratacaktır.
Sağlam Vücut Sağlam Kafa:
Beden ruhun öbür eşidir, biri kötüyse diğeri de kötüdür. O halde ilk iş olarak dik durmaya başlayın.
Bir haftalığına beslenme günlüğü tutun.
Bu günlük sayesinde ne kadar meyve sebze tükettiğinizi anlayabilirsiniz.
Doğal ürünlere yönelirseniz vücudunuzun su tutmasını da önlemiş olursunuz. Çünkü vücudumuz barındırdığı tuzun yüzde 80’ini işlenmiş ürünlerden ve ekmekten alır.
Her sabah yüzümüzü yıkıyoruz öyle değil mi? Peki neden iç organlarımızı yıkamıyoruz. Uyanır uyanmaz içine yarım limon sıkılmış bir bardak ılık su için. Bu karaciğeri temizleme özelliği ile sizi güne hazırlar.
Spor yapmasanız bile en azından haftada üç gün 45’er dakika yürüyün.
Anti-aging programına bir an önce başlayın. Anti-aging, bir beslenme, egzersiz ve felsefe bütünlüğüdür, daha genç ve sağlıklı yaşamak sadece sizin elinizde.
İş Hayatında Başarmak:
Yeni bir iş görüşmesinde olabildiğince dürüst olun. Her şeyi açık, net ve güvenle yaparsanız, kazanan siz olursunuz.
Yeteneklerinizi hafife almayın. Karşılaştığınız sorunları çözerken hayat tecrübelerinizden de yararlanmayı düşünün.
Hata yaptığınızda söyleyin. Riski göze almasanız ilerleyemezsiniz.
İş hayatında ve bütçede hesabınızı bilin. Gelir gider hesabı yapmak, bunu ayrıntılarıyla listelemek gereksiz giderleri azaltıp paranın bereketini de arttırır.
İşinizi sevmiyorsunuz ama o işte çalışmak zorundaysanız, hafta sonları, tatilleri düşünüp işinize konsantre olun. “Yakında nasılsa tatile çıkacağım ama önce bu işi iyi bir şekilde bitirmeliyim” deyin.
Ekonomik kiriz olsa da işinizde hiç mutlu değilseniz işi bırakın.
İşi bıraktıysanız bir süre hiçbir şey düşünmeyin, ancak yeterince zihninizin boşaldığını hissettikten sonra, istediğiniz gibi bir iş bulacağınıza inanarak iş arayın.
İş hayatında başarının sırlarından biri eğilimleri ve yenilikleri takip etmektir. Böylelikle başkalarının önüne geçersiniz.
Yeni bir iş başvurusunda bulunacaksanız randevu saatinizi 09:00 ila 11:00 arasında almaya özen gösterin. Araştırmalar bu saatte alınan randevuların çok daha olumlu sonuçlar verdiğini ortaya çıkarmış.

Hayati Kararlar:
Hayatta alacağınız en önemli karar anne olmaya karar vermektir. Çünkü artık siz başka bir hayattan da sorumlu olacaksınız. Bir bebek dünyaya getirmeye karar verdiyseniz bunun size büyük bir mutluluk getireceğini ama sorumluluk da taşıyacağınızı da bilin.
Terapiste de gitmek dahil elinizden gelen her şeyi yaptığınıza yine de evliliğinizin kurtulamayacağına inanıyorsanız, boşanın. Kötü bir şeyi bitirmek sürüklemekten iyidir.
Evlenecekseniz sadece gönül gözüyle değil mantık gözüyle de bakın.
Hayatınızı tümden değiştirmenin bir yolu da kariyerinizi bir tarafa bırakarak, bambaşka bir kariyerin peşinde koşma kararı. Belli riskler alacaksınız ama unutmayın ki sevdiğiniz bir alanda başarılı olma şansınız çok daha yüksek. Nitekim uzun yıllar sonra mesleğini değiştirip, tasarımcı olanlar, restoran açanlar, hatta televizyonculuk yapanlar bile var.
Küçük Mutluluklar İçin:
Bir walkman/mp3 çalar/diskman alın ve işe giderken müzik dinleyin.
Günlük tutun
Gardırobunuzu yenileyin. Kendinize yepyeni bir stil yaratmak için gerekirse bir uzmana başvurun.
Bir yemek kursuna katılın. Değişik yemeklerle çevrenize sürprizler yapın.
Dans öğrenin. “Tango, Flamenko, vals, salsa ya da başka bir dansı öğrenerek kendi bedeninizin sınırlarını keşfedebilirsini.
Bitkilerle tedavi hakkında bilgi edinin. Bitkiler dünyasıyla ilgili şifalı reçeteler öğrenmek sağlığınızı da olumlu yönde etkileyecektir.
Vücudunuzda istediğiniz bir yere size şans getireceğine inandığınız bir dövme yaptırın.
Değişik yolculuklar planlayın. Bilinen yerleri değil bilinmeyen yerleri keşfetmenin büyük ölçüde size ait olacağı yeni yerlere yolculuğa çıkın.
Bir fotoğraf makineyi ya da video kamera alarak yaratıcılığınızı harekete geçirecek fotoğraflar ya da kısa filmler çekebilirsiniz.
Küçücük bir balkonunuzu da kocaman bir bahçeniz de olsa, bitkilerin, çiçeklerin dilinden anlamak çok önemli. Yeni fideler dikin ve onların büyümesini keyifle izleyin.
Bir doğa gezisi yürüyüşüne katılın ve doğada kamp yapmanın keyfine varın.
Belki bir klavye, belki bir flüt ya da gitar; çalmayı öğrenmekten mutlu olacağınız bir enstrüman mutlaka vardır.
Bir dil bir insan derler yeni bir yabancı dil öğrenerek farklı bir dünyanın, farklı bir kültürün içinde olmaya ne dersiniz.
Her sabah duş alın.
Tam teşekküllü bir güzellik merkezine gidin yüzünüzden bacaklarınıza kadar kendinizi tamamen uzmanların eline bırakarak güzelleşin.
Sıra dışı iç çamaşırlar sizi de partnerinizi de memnun edecektir.
Ayda bir gün yaşadığınız şehri tanıyın, değişik sokaklarda yol alın.
Briç, satranç, bilardo ya da bowling öğrenin, yeni insanlarla tanışır, adrenalinli bir hafta sonu yaşarsınız.
Şehrin çeşitli yerlerinde değişik pazarlar kuruluyor; buralara gitmeyi hiç denemiş miydiniz?
Arkadaş çevrenize büyük bir parti düzenleyin. Evde mumlar, süsler her şey olsun, sonra da bunu adet haline getirin.
Herhangi bir sivil toplum kuruluşuyla ya da ilgilendiğiniz alanda bir dernekle çalışın, hem daha sosyal olursunuz hem de kendinizi daha yararlı hissedersiniz.
Sessizliği dinlemeyi öğrenin. Böylece kuş cıvıltısı, rüzgar fısıltısı ve yağmur sesi gibi doğadaki seslerle varoluşunuzun mucizesiyle mutlu olmayı öğrenin.
İlgilendiğiniz konularla ilgili yayınlara abone olun.
Ayda bir kitap bitirin.
Mısır Çarşısı vb yerlere giderek bugüne kadar adını bile bilmediğiniz aromatik parfümleri, yağları deneyip, bunlardan özel karışımlar yapabilirsiniz.
İlgilendiğiniz bir konuda, resim, yemek, müzik, sinema, güzellik, diyet arşiv toplamaya girişin, belki ileride bir kitabınız olur.
Eğer banyonuz uygunsa banyonuza dev bir akvaryum yaptırmaya ne dersiniz, balıkları seyrederek yıkanmanın keyfi inanın daha fazla.
İster bahçenize ister salonunuza bir hamak alın, sallanmanın keyfini çıkarın.
Kendinizi sevin, kendinizi sevin, kendinizi sevin, Sevin!...
Işın Akı:
Amerikalı bilim adamı William James “Benim kuşağımın en büyük keşiflerinden beri, insanın düşüncelerini değiştirerek yaşamı da değiştirebileceği gerçeğini bulmasıdır” diyor. Düşündüğünüz sürece varsınız. Yaşadığımız dünya, sadece dış koşullarla belirlenemez, aynı zamanda bizim düşüncelerimiz de onu belirler. Amerikalı bilim adamı Emerson “Bir insan gün boyunca düşündüğü gibidir” der. Olumsuz koşulları yeni yılla birlikte olumlu koşullara dönüştürmek için önce zihninizi düzeltip, olumlu düşünmeye başlayın. Japon bilim adamı Emoto HAdo’nun yaptığı deneye inanamayacaksınız. Hado, aynı büyüklükte 2 cam tübe aynı miktarda saf su koydu. Bir gün boyunca 1. Tüpe Bach ve Beethoven müziği eşliğinde güzel sözler ve övgüler yağdırdı. 2. Tübe olumsuz kelimelerle heavy metal dinletti, aşağılaşıcı sözler söyledi. Korkaksın, beceriksizsin, yeteneksizsin vb. her iki kaptaki suyu gece boyunca dolapta dondurdu. Sabah kristalleri inceledi. 1. Tüp mükemmel elmas-pırlanta renginde çok güzel kristallerden oluşmuştu. 2. Tüp ise gri, karışık şekli ve bakınca rahatsız eden bir durumdaydı. Vücudumuzun yüzde 70’i su olduğuna göre siz de bu yıl, tıpkı deneydeki gibi kendinize güzel mesajlar verin, tekrarlayın ve gerçekleştirin.
Merve İldeniz:
İnsan istediği gibi yaşamalı. Korkmamalı. Bir şeyleri değiştirmek isteyen insan hiçbir bahanenin altına sığınmamalı. Bir şehirden gitmek istiyor ve kocamın işi, çocuğun okulu gibi bahaneler uyduruyorsanız bir şeyi gerçekten istemiyorsunuzdur. Zaten karar verdiğinizde ve değişmeye adım attığınızda her şey arkasından geliyor.
Fidan Terzioğlu:
Cesaret benim için, ulaşmak isteğim şeyi, kaybedebileceğim şeyden daha çok istediğim zaman kendiliğinden ortaya çıkan bir şey. Bunun herkes için de geçerli olduğunu düşünüyorum. Cesaretim yok diyorsa bir insan, sadece kafası karışıktır. Bazı durumlar vardır ki, o adımı atmak ne olursa olsun her şeyi göze almamıza yol açacak kadar önemlidir. En basiti, bebeği çatıdan aşağı düşmek üzere olan bir kadın düşünün. Bu kadın kendisinin aşağı düşme ihtimaline aldırmadan atlayıp çocuğu kurtarır. Benim için de, başkalarına büyük cesaret gibi görünen adımlar, mutlaka yapmam gereken şeyler oldu. Hayatta her an fırsatların geldiğine inanıyorum. Ama önemli olan, insan gerçekten hayatında bir değişiklik olsun istiyor mu, istemiyor mu sorusu. Genellikle yaptığımız şey, harika şeylerin kendiliğinden gelip kafamıza düşmesini beklemek. Üstelik bir şekilde kafamıza düşseler bile, o fırsatları fırsat olarak görmeme gibi yeteneklere de sahibiz. Değişimi yürekten istemek aslında yeterli diye düşünüyorum. O zaman değişiklik kendiliğinden geliyor, biz de onu kabul ediyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder