Evin minik faresi,
duvardaki çatlaktan bakarken çiftçi ve eşinin mutfakta bir paketi açtıklarını
gördü.
Kendi kendine:
İçinde hangi yiyecek var
acaba? diye düşündü.
Bir süre sonra gördüğü
paketin bir fare kapanı olduğunu anladığında yıkılmıştı.
Evde bir fare kapanı var!
Evde bir fare kapanı var! diye bağırarak telaşla bahçeye fırladı.
Minik fareyi telaş içinde
gören tavuk, umursamaz ve bilgiç bir tavırla başını kaldırdı ve gıdakladı:
Bana bir zararı olamaz
küçücük kapanın dedi.
Tavuktan destek bulamayan
farecik bu sefer telaşla domuzun yanına koştu ve, evde bir fare kapanı var!
evde bir fare kapanı var! diye adeta çırpındı.
Domuz anlayışla karşıladı
ama, çok üzgünüm fare kardeş ama dua etmekten başka yapacağım bir şey yok.
Dualarımda olacağından emin ol dedi.
Minik fare çaresizlik
içinde ineğe döndü ve, evde bir fare kapanı var, evde bir fare kapanı var!
dedi. İnek; bak fare kardeş, senin için üzgünüm ama beni ilgilendirmiyor dedi.
Sonunda farecik, başı
önünde umutsuz şekilde eve döndü. Çiftçinin fare tuzağı ile bir gün tek başına
karşılaşmak zorunda olduğunu anladı.
O gece evin içinde sanki
ölüm sessizliği vardı. Minik farecik aç ve susuzdu. Tam yorgunluktan gözleri
kapanacaktı ki birden bir ses duyuydu. Gecenin sessizliğini bölen gürültü fare
kapanından geliyordu.
Çiftçinin karısı, ne
yakalandığını görmek için yatağından fırladı ve mutfağa koştu.
Karanlıkta kapana, zehirli
bir yılanın kuyruğunun kısıldığını fark edememişti.
Kuyruğu kapana kısılan
yılanın canı yanıyordu ve aniden çiftçinin karısını ısırdı. Çiftçi karısını
apar topar doktora götürdü. Doktor, zehiri temizledi sardı. Çiftçi karısını eve
getirdi, yatırdı. Karısının ateşi yükseldi ve bir türlü düşmüyordu. Kadıncağız
ateş ve ter içinde kıvranıp duruyordu.
Böyle durumlarda taze tavuk
suyunun gerekli olduğunu herkes bilir, çiftçi de bıçağını alıp bahçeye koştu.
Karısı taze tavuk suyu
çorbasını içti, biraz kendine geldi. Karısının hastalığını duyan komşular
ziyarete geldiler.
Onlara ikram etmek için
çiftçi domuzunu kesti.
Çiftçinin karısı gittikçe kötüye
gidiyordu. Yılan, belli ki çok zehirliydi.
Birkaç gün sonra çiftçinin
karısı iyileşemedi ve öldü.
Cenazesine çok sayıda kişi
gelince hepsine yeterli et sağlamak için çiftçi ineği mezbahaya yolladı.
Fare tüm bu olanları büyük
üzüntü ile duvardaki deliğinden izledi.
Birisi, sizi ilgilendirmediğini düşündüğümüz bir tehlike ile karşı
karşıya ise tehlike bir gün hepimiz içindir unutmayalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder