6 Mart 2017 Pazartesi

hem lezzetli hem şifalı


Kazayağı: Adını, bazı türlerin kaz ayağını andıran yapraklarından alan bu cinsin üyeleri, keskin kokulu ve arsız bitkilerdir; çok geniş bir yayılış gösterirler. Yapraklarının alt yüzü beyaz ve unlu bir özellik gösteren bitkinin körpe sürgünleri ilkbaharda toplanarak yemeklere katılır.
Ballıbaba: Ballıbaba ailesinin içinde lavanta çiçeği, keki, nane, adaçayı, biberiye, oğulotu ve benzerleri de bulunur. Ballıbabalar ilk bakışta ısırgana  benzer. Ama yaprakları ısırgan gibi dalayıcı değildir ve yine ısırganın aksine zehirli de değildir. Ballıbabanın önce çiçeklerinden ve çiçeklenmiş uçlarından yararlanabilirsiniz.  Bunlar kan temizleyici,  tonik ve serinleticidir. Ballıbabanın yapraklarını ve çiçekli dal uçlarını, tam çiçek açma zamanı olan mayıs-haziran aylarında toplayarak gölgede kurutun. Onu bahçenize de ekebilirsiniz.
Defne: Defnenin anayurdu Akdeniz bölgesidir, ama bugün dünyanın başka bölgelerinde de yaygın olarak yetiştirilir. Çok eski çağlardan beri ilaç olarak da kullanılan yaprakların sindirime yardımcı, terletici ve antiseptik etkisi vardır. Özellikle deniz mahsüllerinin sunumunda çeşni olarak kullanılır.
Nane: Bugün en çok kullanılan türlerden biri olan biberli nane (peppermint), su nanesiyle yeşil nanenin karıştırılması sonucu ortaya çıkmıştır. Kokusu en çok sevilen nane türlerinden birdir. Nane doğadaki en ünlü  antiseptiklerden biridir. Ayrıca toniktir ve ayrımsız her organa sürekli enerji verir. Sindirim sisteminin gerçek koruyucusudur.
Maydanoz: C vitamini en zengin bitkilerden biridir. Maydanoz tohumlarını bahçenizin uygun bir yerine, şubat ayından ağustosa kadar serpin. Üzerini çürümüş yaprak vb.den oluşan toprakla örtün. Toplarken yaprakları buruşturmamaya dikkat edin.
Isırgan Otu: Çok besleyici, sağlık bakımından çok gerekli olan demir ve magnezyum gibi madensel elemanlar yönünden zengin bir bitkidir. Çok asitli olmadığı için ıspanağa karşı bir üstünlüğü vardır. Losyon ve kompres olarak da bir güzellik bitkisidir. Bahçenizde biten ısırgan otunun her bölümünü kesmeyin. Isırgan otu  "kötü otlar" sınıfına girmek şöyle dursun, tersine ince ve zayıf türlerin, özellikle onun hemen yanına dikeceğiniz bitkilerin büyümesine yardımcı olur ve yine bu bitkilerin kokusunu ve etkin maddelerini güçlendirir.
Ebegümeci: Yalın görünümlü bir bitki olan ebegümecinin çorbası çok lezzetlidir. Ayrıca etlerin yanına garnitür olarak konulabilir. Morumsu, menekşe renginde, beş yapraktan oluşan çiçekleri vardır. İltihaplı hastalıklarda etkin bir rol oynadığı kanıtlanmıştır.
Hindiba: Tüm türleri, acı olsalar da, bahçede yetişen türleriyle, yabani olanlarını karıştırmamaya özen göstermelidir. Özellikle salatalara lezzet katmakla kalmayıp, karaciğer hastalarına karşı birebirdir.
Kuzukulağı: Tadı yeşil eriği andırır ve hafif ekşidir. Bu dile dokunan çok hoş hafif ekşilik, içerdiği asit oksalikten ileri gelir. Bu yüzden kimi hastalar onu yemekten kesinlikle kaçınmalıdır. Özellikle romatizmalılar, gutlular, eklem iltihabı olanlar, böbreklerinden rahatsızlık duyanlar. Yeşil salatalara çok yakışan kuzukulağı çayırlarda, ekili arazilerde bulunur. Yaz aylarında toplayın, sebze yemeği ve çorba olarak yiyin.
Kuşotu: Anayurdu Avrupa olarak bilinse de, geniş alanlara yayılarak  yerlileşmiştir. Yüksekliği 10-14 cm arasında değişen bitkinin karşılıklı olarak dizilen, hemen hemen sapsız oval yaprakları ve küçük, beyaz çiçekleri vardır. Sebze olarak yendiği gibi, vücuttaki toksinleri atmak için birebirdir. 
Karalahana: Lahananın bu yabani cinsi falezlerde biter. Çok faydalıdır. Her ilkbaharda kendinize bir lahana kürü hazırlayın. Bu, içinizi temizleyeceği gibi bahar yorgunluğunuzu da tamamen giderecektir. Lahananın bütün türleri etkilidir. İlkbahar ve yaz  aylarından, kış aylarına kadar yılın her gününde lahana bulabilirsiniz.
Turpotu: Turpotunun yapraklarını çorba pişirmek üzere ilkbaharda toplayın.  Bu bitkinin tohumlarını ilkbaharda ekip, ikinci ekimi yaz başlangıcında yapabilirsiniz.
Rezene: Akdeniz bölgesi kökenlidir. Bahçelerden dört bir yana dağılarak tüm dünyaya ekilir olmuştur. Şişkin yapraklarının pirzolaya garnitür olarak kullanıldığını, etlere, balıklara, peynire ya da ekmeğe kendine özgü bir tat kattığı bilinir. Rezene, sebze olarak sağlığa çok yararlı, sindirimi kolay, mide ve bağırsakları rahatlatan bir bitkidir.
Pazı: Pancar grubundan olan bu bitkinin, gruptaki diğer üyelerinin aksine  köklerinden değil, yapraklarından yararlanılır. Dallanmış kalın kökleri ve uzun saplı iri yaprakları vardır. Ilıman iklimleri seven pazı, A, B ve C vitaminlerince zengindir. Ispanak gibi pişirilir.
Biberiye: Bu bitkiye biberya ya da hasalban da denir. Akdeniz'in işlenmemiş tüm bölgelerinde yıl boyunca çiçek açar. Onları küçük dallarıyla birlikte toplayın ve asılı küçük demetler halinde, gölgede kurutun. Bitkiyi toplamak için haziran ve  temmuz ayları idealdir. Biberiye dallarını zeytinyağı şişenizin içinde bırakın. Yağa inanılmaz bir lezzet kattığını göreceksiniz. Mutfağınızda önemli bir köşeyi ona ayırın. Sosların içinde pirzolaların üzerinde çeşni olarak kullanın. Biberiye aynı zamanda müthiş bir uyarıcıdır. Hastalıktan yeni kalkmış olanlara, kansızlara, yıpranmış sinir sistemine iyi gelir.
Gelincik: Gelinciği, yatıştırıcı ve hafif uyuşturucu olarak çok sıcak  bir fincan su içine bir tutam atın ve uykudan önce için. Gelincik tarlalarının kenarlarında veya  pazarlarda bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder