6 Eylül 2015 Pazar

Enginar


Asteraceae familyasından olan enginarın (Cynara scolymus) vatanı, Akdeniz. Yeşil yapraklarıyla güneşte göz kamaştıran enginar, diğer sebzelerin arasında, yabani şekli ve mor-yeşil rengiyle dikkat çekiyor. Yaz mevsiminin yaklaştığını müjdeliyor; çıktı çıkıyor derken, baharda kısa bir dönem kendini gösterip kayıplara karışıyor. Toplanmayan enginarlar, temmuz-eylül arasında mavi-mor çiçekler açıyorlar. Bitkinin yediğimiz bölümü, henüz olgunlaşmamış goncası. Enginarı ayıklamanın ve pişirmenin beceri isteyen değişik yöntemleri var: Yunanistan’da yaygın olan iki pişirme yöntemi şöyle: Daha çok evlerde pişirilen baklalı enginar (anginares me kukiya) ve hemen her tavernada bulunabileceğiniz patates, havuç ve soğanla pişirilen enginar yemeği (anginares a la polita). İspanyollar daha çok salata olarak yiyorlar enginarı. İtalyanlar’ın hayatında ise enginarın özel bir yeri var; hatta adına festivaller düzenliyorlar. Carciofolate Festivali. Halkın çok sevdiği yiyecekler arasında geliyor enginar. Musevi mutfağından gelen ve özellikle Paskalya’da yenen iki klasik yemekleri var İtalyanlar’ı: Kızartılmış enginar (Carciofi alla guidea) ile nane ve sarımsakla doldurulmuş enginar (Carciofi alla romana). Enginarın kalbine, yani etli tablasına ulaşmak öyle sanıldığı kadar kolay değil.  Standart tarif şöyle: Ellerinizin boyanmaması için eldiven taktıktan sonra dıştaki sert yaprakları ayıklayın sonra küçük bir bıçakla minik yaprakları kesin. Böylelikle enginarın merkezine, çiçek talaşı denilen bölgeye ulaşırsınız. Çiçek talaşını bir kaşık yardımıyla çıkarın ve kalbine ulaşın. Son olarak da kenarındaki sert dış tabakayı kesin. Sapın sert bölümünü de kestikten sonra, elde ettiğiniz etli tablayı limon suyuyla ovun ki, enginarın rengi  beyaz kalsın. Artık enginarı pişirebilirsiniz. A vitaminin yanı sıra fosfor, kalsiyum, demir içerdiği için önemli bir besin değeri olan enginar, sağlığımıza da katkıda bulunuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder