27 Mayıs 2013 Pazartesi

Seni istemeyen biriyle neyi zorlayacaksın?


Bir ilişkinin, beraberliğin sona erme ihtimali her zaman var. Bitişi de hiçbir zaman dünyanın sonu değil. Seni istemeyen biriyle neyi zorlayacaksın? Zorlarken yaptığın, aslında kendini sorumlu bulman. Biliyor musun, senin yaptıklarınla, yaptığınla bir ilgisi yok. O ancak bir bahane olabilir. Eğer seninle olmak istiyorsa, olur. Sen ne yaparsan yap, o seninle olur, seninle paylaştığı ilişkiden vazgeçmez.
 
 İnsan, varlığını bir başkasının onayına yasladığında, kendi özünden ödün vermeye başlar. Seni istemeyen biriyle bir bağ kurmaya çalışmak, suyu reddeden toprağa yağmur taşımaya benzer—ne kadar uğraşsan da, ne kadar içten olsan da, o toprak seni kabul etmez. Çünkü istemek, yalnızca bir arzu değil; bir yönelmedir. Ve yönelme, karşılıklı olmadığında, yalnızca bir çırpınışa dönüşür. Bu çırpınış, sevgi değil; kendini inkârın sessiz biçimidir.

Zorlama, sevginin doğasına aykırıdır. Sevgi, kendiliğindenliktir; akışkanlık, karşılıklılık ve özgürlüktür. Seni istemeyen birine yönelmek, özgürlüğünü teslim etmek değil; özgürlüğünü terk etmektir. Çünkü gerçek sevgi, bir sahiplenme değil; bir tanımadır. Seni tanımayan, seni görmeyen, seni duymayan birine kendini anlatmaya çalışmak, kelimeleri boşluğa savurmaktır. Ve boşluk, yankı vermez; yalnızca yutar.

İnsan, reddedildiği yerde kalmaya çalıştıkça, kendi değerini aşındırır. Bu aşınma, dışsal değil; içsel bir çöküştür. Seni istemeyen biriyle neyi zorlayacaksın sorusu, aslında bir varoluş sorusudur: Kendini ne kadar inkâr edebilirsin? Ne kadar yok sayılmaya tahammül edebilirsin? Çünkü sevgi, bir karşılık beklemez belki; ama bir karşılık bulamadığında, kendini tüketir. Ve tüketilen, yalnızca sevgi değil; sevginin taşıyıcısı olan benliktir.

Sonuçta, seni istemeyen biriyle zorlamak, bir kapının ardında kalmak değil; o kapının hiç sana açılmadığını kabul edememektir. Bu kabul, acı verir; ama aynı zamanda özgürleştirir. Çünkü insan, ancak istemeyenlerden vazgeçtiğinde, kendini isteyenlere yer açabilir. Zorlamak, bir mücadele değil; bir körleşmedir. Ve aşk, körlükle değil; görmeyle başlar. Seni görmeyen biriyle neyi zorlayacaksın? Belki de artık kendini görmenin zamanı gelmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder